Uluslararası Ceza Mahkemesi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski savunma bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı. Mahkeme, bu iki ismin sivil nüfusa yönelik saldırıları denetlediğine dair makul gerekçeler olduğunu belirtti. Netanyahu, 5 Kasım'da Gallant'ı görevden almıştı. Bu gelişme, uluslararası hukuk ve İsrail'in iç siyaseti açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
21 Kasım 2024

ABD Başkanı Joe Biden, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski savunma bakanı Yoav Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emrini 'rezalet' olarak değerlendirdi. Biden, İsrail ile Hamas'ın eş değer olmadığını ve İsrail'in güvenliğine yönelik tehditlere karşı her zaman Tel Aviv'in yanında olacaklarını belirtti. UCM, Netanyahu ve Gallant'ı insanlığa karşı işlenmiş suçlar ve savaş suçları nedeniyle suçladı ve Gazze'deki halkı bilinçli olarak aç bırakmakla itham etti. Mahkeme, İsrail'in yetkilerini kabul edip etmemesinin önemli olmadığını vurgularken, UCM'ye taraf olan devletlerin tutuklama emrine uyması gerektiğini belirtti.
22 Kasım 2024

İsrail Başbakanlık Ofisi, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) Başbakan Binyamin Netanyahu ve eski savunma bakanı Yoav Gallant hakkında Gazze'deki savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle tutuklama kararı çıkarmasını 'antisemitik' olarak nitelendirdi. UCM, Netanyahu ve Gallant'ın sivil halka saldırılar planladığını ve Gazze'deki halkı bilinçli olarak aç bıraktığını belirtti. İsrail, UCM'nin taraflı ve ayrımcı olduğunu iddia ederken, UCM'ye taraf olan devletler tutuklama emrini uygulamakla yükümlü, ancak mahkemenin yaptırım mekanizması bulunmuyor.
21 Kasım 2024

Uluslararası Ceza Mahkemesi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski savunma bakanı Yoav Gallant hakkında insanlığa karşı işlenmiş suçlar ve savaş suçları gerekçesiyle tutuklama kararı çıkardı. Fransa, Hollanda, Belçika, Ürdün ve Kanada, bu tutuklama emirlerine uyacaklarını açıkladı. Avrupa Birliği Dış Politika Başkanı Josep Borrell, mahkemenin kararının bağlayıcı olduğunu ve tüm üye ülkelerin bu karara uyması gerektiğini belirtti. İsrail ise bu kararı antisemitik olarak nitelendirdi.
22 Kasım 2024

İsrail, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde iki bölgeye hava saldırısı düzenledi ve 88 kişi hayatını kaybetti, 100'den fazla kişi yaralandı. Saldırılarda özellikle çocuklar ve kadınlar hedef alındı. Filistin resmi ajansı WAFA'ya göre, İsrail savaş uçakları Meşru Beyt Lahiya bölgesindeki yerleşim yerlerini bombaladı. Saldırılar sonrasında enkaz altında kalanlar için arama kurtarma çalışmaları devam ediyor.
21 Kasım 2024

İsrail, Gazze'nin kuzeyindeki Meşru Beyt Lahiya'da beş katlı bir binayı hedef aldı ve saldırıda en az 50 kişi hayatını kaybetti. Görgü tanıklarına göre, vurulan bina zorla yerinden edilen Filistinlilerin barındığı bir yerdi. Saldırıda ölenlerin büyük bir kısmının kadın ve çocuk olduğu belirtiliyor. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları devam ederken, bölgede ölen gazeteci sayısının 188'e çıktığı bildirildi.
17 Kasım 2024

İsrail'in Bney Brak kentinde toplanan 7 bin Ultra-Ortodoks Yahudi, Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın askere çağırma emrini protesto etti. Bu emir, eski Savunma Bakanı Yoav Gallant tarafından imzalanmış ve Katz tarafından onaylanmıştı. Harediler, dini gerekçelerle askere gitmeyi reddediyor ve bu durum, İsrail'de laik Yahudilerle aralarında görüş ayrılıklarına neden oluyor. İsrail'de zorunlu askerlik üç yıl sürerken, Harediler 26 yaşına kadar dini eğitim almaları halinde muaf tutulabiliyor.
17 Kasım 2024

Hizbullah, İsrail'in başkenti Tel Aviv'deki hassas askeri noktalara insansız hava araçlarıyla saldırı düzenlediğini açıkladı. İsrail medyasına göre, saldırılar sonucunda Ramat Gan ve Beni Brak bölgelerinde biri ağır olmak üzere beş kişi yaralandı. Saldırılar, Tel Aviv'de yangınlara ve Ben Gurion Havalimanı'nda aksamalara yol açtı. Bu gelişmeler, İsrail ve Lübnan arasında artan gerilimin bir parçası olarak değerlendiriliyor.
19 Kasım 2024

ABD'de Filistin destekçisi protestocular, New York Times gazetesinin Manhattan'daki binasında bir protesto gerçekleştirdi. Göstericiler, gazetenin İsrail'in Gazze'deki operasyonları hakkında yaptığı haberleri eleştirerek, gazetenin adını 'savaş suçları' olarak değiştiren dövizler taşıdı. Polis, protestoya müdahale ederek göstericileri gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar arasında, 'Özgür Filistin' sloganları atan ve polis müdahalesi sırasında yaralanan kişiler de vardı.
16 Kasım 2024

Gürcistan'da muhalifler, iktidardaki Gürcü Hayali Partisi'nin kazandığı parlamento seçim sonuçlarını kabul etmeyerek başkent Tiflis'te protesto gösterileri düzenledi. Muhalefet, seçimlere hile karıştırıldığını iddia ederek yeniden seçim yapılmasını talep etti. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın gözlemcileri de seçim sürecinde bazı usulsüzlükler tespit ettiklerini belirtti. Gürcistan Devlet Başkanı Salome Zurabişvili, seçimlere Rusya'nın müdahale ettiğini iddia ederken, Başbakan İrakli Kobakhidze seçimlerin demokratik bir ortamda yapıldığını savundu.
17 Kasım 2024

Gürcistan Devlet Başkanı Salome Zurabişvili, 26 Ekim'deki parlamento seçimlerinin sonuçlarını tanımadığını belirterek, seçimlerin yenilenmesi çağrısında bulundu. Zurabişvili, Avrupa Birliği ülkelerinin de seçimleri tanımadığını ve ülkede derin bir kriz yaşandığını ifade etti. Tiflis'te seçim sonuçlarına karşı protestolar devam ederken, muhalefet liderleri eylemlerini sürdüreceklerini açıkladı. Seçimlerde usulsüzlük iddiaları ve Rusya'nın müdahalesi olduğu öne sürülürken, Başbakan İrakli Kobakhidze seçimlerin demokratik bir ortamda yapıldığını savundu.
18 Kasım 2024

Güney Kore milli takım kaptanı Heung-min Son, 2026 FIFA Dünya Kupası Asya Elemeleri'nde Filistin ile 1-1 berabere kaldıkları maçın ardından Filistin Milli Takımı'nı övdü. Son, Filistin takımının zor koşullarda gösterdiği çabayı takdir ettiğini belirtti. Filistin, İsrail işgali nedeniyle maçlarını tarafsız sahalarda oynamak zorunda kalıyor. Bu durum, Filistin'in maçlarını farklı ülkelerde yapmasına neden oluyor.
21 Kasım 2024

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, İsrail saldırılarının yoğunlaştığı 24 Eylül'den bu yana Lübnan'dan Suriye'ye yaklaşık 560 bin kişinin göç ettiğini duyurdu. Göç edenlerin yüzde 65'inin Suriyeli, yüzde 35'inin ise Lübnanlı olduğu belirtildi. Göç edenlerin büyük çoğunluğunu kadın ve çocuklar oluşturuyor. BM yetkilileri, bölgedeki insani ihtiyaçların karşılanması ve geri dönen mültecilerin sürdürülebilir bir şekilde yerleşmesi için yeni yaklaşımlara ihtiyaç olduğunu vurguladı.
22 Kasım 2024
İşaretlediklerim