Sinan Ateş

1 Ocak 2023 - 21 Kasım 2024

Sinan Ateş hakkında, 1 olumlu, 160 olumsuz, ve 101 önemli olmak üzere, toplam 200 olay izlendi.

MHP Ülkü Ocakları Ankara Doğukan Çep AKP Ahmet Şık Selman Bozkurt Erkan Baş Eray Özyağcı Tolgahan Demirbaş Ufuk Köktürk Erdoğan Olcay Kılavuz Bahçeli Kılıçdaroğlu DW İstanbul CHP Semih Yalçın Davutoğlu Devlet Bahçeli Ayşe Ateş Bülent Arınç Çankaya Emre Yüksel Özgür Özel Kemal Kılıçdaroğlu Kürşat Yılmaz İnci Apartmanı
MHP Ülkü Ocakları Ankara Doğukan Çep AKP Ahmet Şık Selman Bozkurt Erkan Baş Eray Özyağcı Tolgahan Demirbaş Ufuk Köktürk Erdoğan Olcay Kılavuz Bahçeli Kılıçdaroğlu DW İstanbul CHP Semih Yalçın Davutoğlu Devlet Bahçeli Ayşe Ateş

Gökçer Tahincioğlu'nun yazısında, eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in cinayeti davasında MHP'li isimlerin ve Ülkü Ocakları'nın rollerinin bilirkişi raporuyla açıkça ortaya konduğu belirtiliyor. Yazıda, Türkiye'de siyasi cinayetlerin genellikle cezasız kaldığı ve adaletin kişilere ve konjonktüre göre işlediği vurgulanıyor. Ayrıca, davanın siyasi ayağının iddianamede görmezden gelindiği ve bu durumun Türkiye'deki yargı sisteminin bir örneği olduğu ifade ediliyor.
20 Temmuz 2024

Sinan Ateş davasında savcı, üç sanığın beraatini talep etti ve mahkeme bu talebi kabul etti. Duruşma 30 Eylül tarihine ertelendi. Dava süreci devam ederken, gelişmelerin takip edilmesi bekleniyor.
19 Temmuz 2024

15 Temmuz darbe girişiminin ardından AKP, MHP ile ittifakını güçlendirerek iktidarını sürdürüyor. Devlet Bahçeli'nin Özel Harekât Başkanlığı'nı ziyareti sırasında elini öpen özel harekâtçılar, MHP'nin devlet içindeki etkisini ve AKP ile olan ittifakını gözler önüne seriyor. Devlet aygıtı içinde farklı sağ fraksiyonların ve kliklerin rant mücadelesi, devletin çözülmesine ve feodal bir yapıya bürünmesine yol açıyor. Fatih Yaşlı, bu durumu eleştirerek, devletin kutsanmasının ironik bir şekilde devletin çürümesine neden olduğunu belirtiyor.
17 Temmuz 2024

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile normalleşme çabaları, Türkiye'nin iç ve dış politikadaki dönüşümlerini yansıtıyor. Cengiz Çandar, bu normalleşme girişiminin temel amacının Kürtleri baskı altına almak ve ABD'yi Suriye'den çıkarmak olduğunu belirtti. Çandar, Türkiye'nin Suriye'deki askeri varlığı ve Kürtlerin durumu üzerine yaptığı değerlendirmelerde, Erdoğan'ın Esad ile görüşme çabalarının Kürtler açısından olumsuz sonuçlar doğurabileceğini vurguladı.
14 Temmuz 2024

Öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, Medyascope’ta yayınlanan bir yazıyı paylaşarak, geçmişteki hatalarıyla yüzleştiğini ve adalet arayışında olduğunu belirtti. Ayşe Ateş, devletin duruşma salonunda katilden yana tavır aldığını ve bu durumun kendisini derinden etkilediğini ifade etti. Ayrıca, benzer zulme uğrayan kadınlarla dayanışma içinde olduğunu vurguladı. Ayşe Ateş'in bu açıklamaları, Sinan Ateş cinayeti ve dava süreciyle ilgili yeni bir perspektif sunuyor.
10 Temmuz 2024

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, Türkiye'de asgari ücretin en az 25 bin lira olması gerektiğini belirtti. Yücel, Türkiye'nin Avrupa'da asgari ücretin en düşük olduğu ülkeler arasında yer aldığını ve çalışan nüfusun yarısının asgari ücretle geçinmeye çalıştığını vurguladı. Ayrıca, en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine çıkarılması gerektiğini ve emeklilere refah payı verilmesi gerektiğini ifade etti. Yücel, Sinan Ateş davasının titizlikle takip edildiğini ve bu davanın hukukun siyaset tarafından esir alındığını belirtti. Ayrıca, Erdoğan'ın Suriye politikalarını eleştirerek, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Temmuz ayında Şam'a bir ziyaret planladığını duyurdu.
8 Temmuz 2024

Mehmet Yılmaz, Sinan Ateş cinayeti ve sonrasında yürütülen soruşturma sürecinin, Recep Tayyip Erdoğan'ın yönettiği ülkede bir gizli örgütün rahatça faaliyet gösterebildiğini ortaya koyduğunu iddia ediyor. Yılmaz, bu örgütün organize bir şekilde cinayet işleyebildiğini, devletin polis gücünü kullanarak katilleri koruyabildiğini ve siyasi bağlantıları sayesinde cezasız kaldığını belirtiyor. Ayrıca, cinayetin ardından katillerin kaçırılması ve izlerinin silinmesi için legal bir partiye ait araçların kullanıldığını vurguluyor.
8 Temmuz 2024

Mehmet Tezkan, iktidarın hukuku ve Anayasa'yı askıya aldığını ve bu durumun Türkiye'de ciddi sorunlara yol açtığını iddia ediyor. Anayasa Mahkemesi ve TBMM'nin kararlarının tanınmadığını, milletvekillerinin ve milli iradenin de askıya alındığını belirtiyor. Tezkan, bu durumun Osman Kavala davası ve Gezi davası gibi örneklerle desteklendiğini ifade ediyor.
8 Temmuz 2024

Gazeteci İrfan Değirmenci, Merih Demiral'ın bozkurt işareti yapması üzerine gelen tepkilere yanıt verdi. Değirmenci, LGBTİ kimliğiyle barışık olduğunu ve bu kimliği üzerinden linç edilmeye çalışıldığını belirtti. Ayrıca, milli takım formasıyla yapılan bozkurt işaretinin futbolun siyasete alet edilmesi olduğunu vurguladı. Değirmenci, futbolun sadece futbol olmadığını ve yönetenlerin asıl sorunları örtbas etmek için kullandıkları bir araç olduğunu ifade etti.
6 Temmuz 2024

Murat Ağırel, Sinan Ateş cinayeti davasında ortaya atılan iddiaların ve yapılan paylaşımların davanın MHP ve Ülkü Ocakları'na yönelik bir kumpas olduğunu savunduğunu belirtti. Duruşmada tetikçi ve azmettiricinin ifadelerini reddetmesi ve yeni iddialar ortaya koyması dikkat çekti. Ağırel, bu tarz siyasi suikastların arkasında güçlü örgütlenmeler ve siyasi ayaklar olduğu için davadan pek bir sonuç beklemediğini ifade etti. Ayrıca, Türkiye'nin geçmişinden gelen 'derin' alışkanlıkların bu tür olaylarda etkili olduğunu vurguladı.
6 Temmuz 2024

Sinan Ateş davasında ara karar açıklandı ve tutuklu yargılanan 22 sanıktan 10'u serbest bırakıldı. Duruşma, Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için 19 Temmuz'a ertelendi. Mahkemenin hızlı karar alması ve eksik delillere rağmen azmettiricilere ulaşılmasını engelleyen kararlar alması, dosyanın bir an önce kapatılmak istendiği yönünde yorumlandı. Ayrıca, davayı soruşturan savcıların sürekli değiştirilmesi ve bazı delillerin incelenmemesi adaletin sağlanması konusunda şüpheler uyandırıyor.
6 Temmuz 2024

Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Sinan Ateş davasının beşinci duruşmasında, tutuklu 10 sanığın yurt dışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla tahliye edilmesine karar verildi. Eski Ülkü Ocakları genel başkanı Sinan Ateş, 30 Aralık 2022’de Ankara’da uğradığı silahlı saldırı sonucunda hayatını kaybetmişti. Dava kapsamında toplam 39 kişi hakkında işlem yapılmış, 22’si tutuklanmıştı. Mahkeme, müşteki avukatlarının bazı taleplerini kabul ederken, davayı 19 Temmuz’a erteledi.
5 Temmuz 2024

Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin soruşturmada görev alan dönemin polis müdür yardımcısı Kerem Gökay Öner, azmettirici Tolgahan Demirbaş’ın yakalanma tutanağının gerçeğe aykırı düzenlendiği gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulundu. Öner, Demirbaş’ın sokakta değil, dönemin MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un evinde gözaltına alındığını belirtti. Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, cinayetten MHP milletvekilleri İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın’ı sorumlu tuttu.
4 Temmuz 2024

Sinan Ateş davasının dördüncü celsesinde, Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, MHP milletvekilleri İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın'ı cinayeti azmettirmekle suçladı. Ayşe Ateş, eşinin kendisine bu iki ismin öldürülmesi için talimat verdiğini söylediğini belirtti. Duruşmada ayrıca, dönemin Ankara Emniyet Müdürlüğü asayiş şube müdür yardımcısı Kerem Gökay Öner, eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş'ın gözaltına alınmasıyla ilgili sahte polis tutanağına dair suç duyurusunda bulundu. Duruşma yarın devam edecek.
4 Temmuz 2024

Mehmet Altan, Türkiye'nin uyuşturucu ve cinayet sarmalına nasıl zincirlendiğini ve bu zincirleri kırıp kıramayacağını sorguluyor. Gökçer Tahincioğlu'nun Abdi İpekçi cinayeti üzerine hazırladığı dosyada, MİT'in Almanya'da sorguladığı ve tutanakların imha edildiği, Belçika'da tutuklanan bir kişinin Türkiye'ye iade edilmediği gibi detaylar yer alıyor. Altan, devletin gölgesi olmadan ayakta duramayanların kahraman ilan edilmesini ve cezasızlık kültürünü eleştiriyor. Türkiye'nin bu yoldan sapıp sapmayacağı veya uçuruma düşüp düşmeyeceği konusunda endişelerini dile getiriyor.
4 Temmuz 2024

İsmail Saymaz, Sinan Ateş suikastinin bir suç örgütünün eylemi olduğunu ve sanıkların savunma stratejilerinin de bu örgüt tarafından organize edildiğini iddia ediyor. Saymaz, suikastin ardından saldırıların durmasının bile bu iddiayı desteklediğini belirtiyor. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, sanıkların daha önce dile getirmedikleri bir senaryoyu duruşmalarda anlattıklarını ifade ediyor.
4 Temmuz 2024

Eski Ülkü Ocakları genel başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin davanın üçüncü celsesi tamamlandı. Duruşmada sanık avukatlarının beyanları alındı ve sanıklar MHP’ye kumpas kurulduğunu savunarak savcıları suçladı. Sanık avukatları müvekkillerinin suçsuz olduğunu öne sürerek tahliye talebinde bulundu. Duruşmaya yarın avukat beyanlarının alınmasıyla devam edilecek.
3 Temmuz 2024

Eski Ülkü Ocakları başkanı Sinan Ateş'in cinayetiyle ilgili davanın ikinci duruşmasında sanıklar, MHP'nin cinayetle ilişkilendirilmeye çalışıldığını iddia etti. Duruşmada, sanıkların savunmaları ve çelişkili ifadeleri dikkat çekti. MHP İstanbul İl Yöneticisi Ufuk Köktürk, eşinin banka hesabından cinayetin azmettiricisine para gönderdiğini kabul etti ancak MHP'nin suçlanmasını reddetti. Duruşma, sanıkların savunmalarıyla devam etti ve yarın devam edecek.
2 Temmuz 2024

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in silahla öldürülmesiyle ilgili davanın ilk duruşması Sincan Cezaevi'nde başladı. Duruşmada 22 sanık yargılanıyor ve duruşmaların beş gün sürmesi planlanıyor. Duruşmayı CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gibi önemli siyasi isimler de takip ediyor. Mahkeme başkanı, duruşma sırasında tarafları tahriklere kapılmamaları konusunda uyardı.
1 Temmuz 2024

Sinan Ateş cinayeti davası bugün başlıyor ve dört partinin genel başkanları ile MHP avukatları da davaya katılacak. Mehmet Altan, bu davanın herkesin gözü önünde işlenen siyasi bir cinayet olduğunu ve yargının hukuku boğmasından korkulduğunu belirtiyor. Altan, Susurluk skandalına atıfta bulunarak, bu davanın sonucunun Türkiye'nin ne kadar hukuk devleti olduğunu göstereceğini vurguluyor.
1 Temmuz 2024
İşaretlediklerim