Bolu'da meydana gelen 4,8 büyüklüğündeki depremin İstanbul'u etkilemeyeceği yerbilimciler tarafından belirtildi

İstanbul'da 3,0 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Bu deprem, büyük Marmara depreminin öncüsü olabileceği endişesine neden oldu. Ancak Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, bu depremin endişe verici olmadığını belirtti. Görür, depremin Kumburgaz Fayı üzerinde meydana geldiğini, ancak bu fayın batı ucunda ara sıra küçük sarsıntıların olduğunu ve bu depremin de muhtemelen onlardan biri olduğunu ifade etti.

Jeolog Prof. Dr. Okan Tüysüz, Marmara'da beklenen depremin İstanbul'u nasıl etkileyeceği hakkında dört farklı senaryo paylaştı. Senaryolara göre, sadece Adalar fayı kırılırsa 6,9 büyüklüğünde, Orta Marmara Fayı kırılırsa 7,2 büyüklüğünde, Batı ve Orta Marmara Fayı birlikte kırılırsa 7,5 büyüklüğünde, tüm faylar birlikte kırılırsa 7,6 büyüklüğünde deprem bekleniyor. Tüysüz, depremin etkisinin yeri ve büyüklüğüyle ilgili olduğunu belirtti ve bu bilgilerin net olarak bilinmesinin zor olduğunu, bu yüzden senaryoların hazırlandığını ifade etti.

AFAD Deprem Dairesi, Bolu merkezli 4,8 büyüklüğünde ve 8 kilometre derinlikte bir depremin meydana geldiğini duyurdu. Deprem, Ankara ve İstanbul'da da hissedildi. AFAD Başkanı Yunus Sezer ve Bolu Valiliği, deprem sonrasında herhangi bir olumsuz durumun tespit edilmediğini ve saha tarama çalışmalarının devam ettiğini açıkladı. İstanbul Valisi Ali Yerlikaya da kentte herhangi bir olumsuz durum olmadığını bildirdi.

Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul'da beklenen depremle ilgili uyarılarda bulundu. Görür, depremin büyüklüğünün 7,2 ila 7,6 arasında olacağını ve bu durumda 2,5 milyon insanın ölümle burun buruna kalacağını belirtti. Ayrıca, bu depremin 6 Şubat'taki depremden daha büyük zarar vereceğini ve 600 bin konutun yıkılacağını ifade etti.

Alman Yerbilimleri Araştırma Merkezi ve Kiel Geomar Helmholtz Okyanus Araştırmaları Merkezi uzmanları, İstanbul'da önümüzdeki yıllarda büyük bir deprem olasılığının yüksek olduğunu belirtti. Bölgedeki son büyük depremin 1766'da meydana geldiğini ve Kuzey Anadolu fay hattında şu anda dört metreye varan bir hareket açığı olduğunu ifade eden uzmanlar, birikmiş gerginliğin boşalmasının ağır sonuçları olabileceğini vurguladı. Ayrıca, İstanbul'un doğrudan bir fay hattının üstünde bulunduğu ve zeminin birçok bölgede sağlam olmadığına dikkat çekildi.