Uğur Meleke, Fenerbahçe'nin orta saha seçimlerini eleştirdi

Uğur Meleke, Fenerbahçe'nin Galatasaray ile oynadığı derbi maçta gösterdiği performansı övdü. Fenerbahçe, maçın ilk 20 dakikasında baskın bir oyun sergiledi ve 10 kişi kalmalarına rağmen mücadele iştahlarını kaybetmedi. Meleke, TFF'ye derbi maçlarının 37. haftaya konulmaması gerektiğini önerdi ve bu maçların daha erken haftalarda oynanmasının daha uygun olacağını belirtti. Ayrıca, iki takımın daha iyi performans gösterebileceğini vurguladı.

Uğur Meleke, Türkiye Milli Takımı'nın Avrupa Şampiyonası'ndaki performansını değerlendirerek, takımın kadro istikrarı konusunda geç kaldığını vurguladı. Meleke, diğer takımların büyük ölçüde aynı 11 ile sahaya çıktığını, ancak Türkiye'nin ikinci maçta dört değişiklik yaptığını belirtti. Bu değişikliklerin birinin sakatlık, birinin yorgunluk ve ikisinin ise teknik direktör tercihi olduğunu ifade etti. Meleke, büyük turnuvalarda istikrarın önemine dikkat çekti.

Uğur Meleke, Okan Buruk'a olan saygısını dile getirmesine rağmen, son bir aydır takımının savunma açıklarını görmezden geldiğini eleştiriyor. Özellikle Berkan'a karşı oynayan sağ kanat oyuncularının performansının arttığına dikkat çekiyor. Meleke, bu durumun tesadüf olamayacağını ve Buruk'un bu sorunları çözmesi gerektiğini vurguluyor.

Fenerbahçe, son maçında beklenen performansı sergileyemedi ve İsmail Kartal'ın oyuncu tercihleri eleştirildi. Fred'in yokluğu takımın hem savunma hem de hücum bölgesindeki performansını olumsuz etkiledi. İsmail Kartal'ın transfer dönemindeki kararları ve maç içindeki oyuncu değişiklikleri, takımın istikrarsızlığının ana sebepleri olarak görülüyor. Sosyal medyada Fenerbahçe'nin orta sahasının maça 'gelmediği' yönünde eleştiriler yapıldı.

Ercan Taner, Fenerbahçe'nin S.Gilloise ile oynadığı maçın ikinci yarısının gerilimli geçtiğini belirtiyor. İsmail Kartal'ın tedbirli bir oyun planı hazırladığını, ancak Fenerbahçe'nin enerjisinin düşük olduğunu ve rakibin baskısına maruz kaldığını ifade ediyor. Maçın belirli anlarında Djiku ve Oosterwolde'nin sakin kalmayı başardığını, ancak takımın genel olarak topu çok fazla rakibe bıraktığını ve sonunda Rasmussen'in golüyle mağlubiyetin kaçınılmaz olduğunu vurguluyor.