Ahmet Hakan, Ruanda'dan İstanbul'a günlük 66 sefer iddialarının asılsız olduğunu belirtti

Ahmet Hakan, köşe yazısında Fatih Erbakan'ın Türkiye hükümetinin İsrail'e jet yakıtı sattığı ve Kürecik radar istasyonunu İsrail için kullandırdığı yönündeki iddialarını ele alıyor. Hakan, İsrail bakanlarının Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik hakaretlerine dikkat çekerek, Erbakan'ın iddialarının bu durumla çeliştiğini öne sürüyor. Ayrıca, Erdoğan'a yönelik artan düşmanlık ve hakaretlerin sebeplerini sorguluyor.

Ahmet Hakan, Fetullah Gülen'in Türkiye'ye iade edildiği yönündeki iddiaların asılsız olduğunu belirtti. Hakan, bu iddiaların FETÖ tarafından moral propagandası amacıyla ortaya atıldığını savundu. Ayrıca, Gülen'in son fotoğraflarının sahte ve manipülatif olduğunu öne sürdü. Hakan, bu tür iddialara inanmamak gerektiğini vurguladı.

Ahmet Hakan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yurtdışı gezilerine katılan gazetecilerin otel ve yemek masraflarını kendilerinin ödediğini belirtti. Hakan, bu gezilerde sadece uçak seyahatinin ücretsiz olduğunu ve gazetecilere ayrılan koltukların ekonomi sınıfıyla eşdeğer olduğunu ifade etti. Ayrıca, Ekrem İmamoğlu’nun yurtdışı gezilerine katılan gazetecilerin de benzer masrafları kendilerinin ödeyip ödemediğini merak ettiğini dile getirdi.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında Suriyelilere yönelik dört iddia ortaya attı. İddialar arasında Fenerbahçe yardım TIR'ının yağmalanması, Samandağ'da yağmalama yapılması, bir Suriyelinin AFAD görevlisinin telefonunu çalması ve bir kız KYK yurduna Suriyelilerin yerleştirilmesi bulunuyordu. Fenerbahçe Kulübü, resmi kurumlar ve bireyler tarafından yapılan açıklamalarla bu iddiaların asılsız olduğu ortaya konuldu. Özdağ, telefon çalma iddiası çürütüldükten sonra tweet'ini sildi ancak özür dilemedi.

Ahmet Hakan, Türkiye'deki maden ocaklarının yabancı şirketler tarafından işletilmesine karşı çıkarak, madenlerin millileştirilmesi gerektiğini savundu. Madenlerin, toprakların ve madenlerde çalışan insanların Türkiye'ye ait olduğunu vurguladı. Ayrıca, madencilik faaliyetlerinin çevre, doğa ve insan sağlığını gözeterek yapılmasının önemine dikkat çekti. Hakan, madenlerin millileştirilmesinin, kendi felaketimizi yaratmak anlamına gelmediğini belirtti.