Hakan Fidan, savunma alanında ancak Türk devletlerine güvenilebileceğini söyledi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'nin Şam yönetimiyle diyalog arayışının çaresizlikten değil, olgunluktan kaynaklandığını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile ilişkileri düzeltmek için mesajlarını sıklaştırmıştı. Esad, Türkiye'nin Suriye'deki askerlerini çekmesi ve teröre desteği bırakması şartıyla görüşebileceğini belirtmişti. Fidan, Sky News Arabia'ya verdiği röportajda, Türkiye'nin bölgedeki sorunları çözmek için her türlü diyaloğa açık olduğunu ifade etti.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye Devlet Başkanı Esad'a yaptığı barış çağrısının herhangi bir çaresizlik veya zayıflık göstergesi olmadığını vurguladı. Fidan, bu çağrının liderlik vizyonunun bir yansıması olduğunu ve Suriye'deki karmaşık durumun çözümü için önemli bir adım olduğunu belirtti. Ayrıca, Türkiye'nin Suriye'deki muhaliflerle olan ilişkisini ve mülteci politikasını da ele aldı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'deki yükselen tansiyonun ardından ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile telefonda görüştü. Görüşmede Fidan, ABD'nin Suriye'nin kuzeyindeki YPG'yle beraber çalışmaktan vazgeçmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca, Irak ve Suriye'deki operasyonlara kararlı bir şekilde devam edeceklerini belirtti. Görüşmede ayrıca, Amerikan güçleriyle çatışmasızlık mekanizmasının ve bir Türk SİHA'sının düşürülmesi konusu da gündeme geldi.

Hakan Fidan, Dışişleri Bakanı olarak birinci yılını doldurmasına rağmen bakanlık kadrolarına olan güvensizliğini sürdürüyor. Fidan, istihbarat kökenli olması nedeniyle güven konusunda daha ihtiyatlı davranıyor ve bakanlık kadrolarına kendi ekibini yerleştiriyor. Ayrıca, bakanlık personelinin tüm yazışmalarının kontrol altında tutulduğu iddia ediliyor. Bu güvensizlik ve merkeziyetçi yönetim anlayışı, bakanlık işleyişinde aksamalara neden oluyor.

Erdoğan ve kurmayları, dört yıl daha iktidarda kalma hedeflerini kamuoyuna sürekli olarak vurguluyor. Hakan Fidan’ın 3. Dünya Savaşı söylemi, bu stratejinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. AKP'nin, ekonomik sorunlar ve bölgesel krizler gibi konuları kullanarak gündemi saptırmaya çalıştığı belirtiliyor. Ancak, 31 Mart Yerel Seçimlerinde ortaya çıkan iktidar karşıtı iradenin hala güçlü olduğu ve halkın vaat edilen 'altın yıllara' inancının azaldığı ifade ediliyor.