Tahir Elçi cinayeti davasında üç polis için beraat talebi sunuldu

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin 2015 yılında Diyarbakır'da öldürülmesiyle ilgili davada, sanık üç polis hakkında beraat kararı verildi. Forensic Architecture tarafından hazırlanan raporda, Elçi'nin olay yerindeki üç polisten birinin ateşiyle öldürülmüş olabileceği belirtilmişti. Ancak soruşturmada Elçi'nin hangi silahtan çıkan kurşunla vurulduğu tespit edilemedi. Mahkeme, suçun sabit olmaması gerekçesiyle sanık polisler Mesut Sevgi, Fuat Tan ve Sinan Tabur hakkında beraat kararı verdi.

Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi, Tahir Elçi davasında yargılanan üç polis memuru hakkında beraat kararlarının gerekçesini açıkladı. Mahkeme, Elçi’nin ölüm anına ilişkin herhangi bir görüntü bulunamadığını ve cinayet silahının hangi istikametten kim tarafından ateşlendiğinin tespit edilemediğini belirtti. Forensic Architecture tarafından hazırlanan raporda, Elçi’nin üç polis memurundan birinin ateşiyle öldürülmüş olabileceği belirtilmişti, ancak somut delil bulunmadığı için sanıkların beraatine karar verildi.

Diyarbakır 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Tahir Elçi cinayeti davasının dokuzuncu duruşmasında, Elçi ailesinin avukatlarının talepleri reddedildi ve dava 6 Mart tarihine ertelendi. Avukatlar, sanıkların ve tanıkların olay yerine getirilerek keşif yapılmasını ve olayın daha kapsamlı bir şekilde incelenmesini talep etmişlerdi. Duruşmada, olay yerini gören bir işyeri kamerasının raporu okundu. Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, mahkemenin kararlarını eleştirerek, davada maddi gerçeğin açığa çıkarılmasının sağlanmadığını iddia etti.

AKP Büyükçekmece İlçe Başkan Yardımcısı Fatih Zehir, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun Tahir Elçi'nin cenazesindeki fotoğrafını paylaşarak hakaret içeren ifadeler kullandı. Diyarbakır Barosu, Zehir hakkında 'Kişinin Hatırasına Hakaret' suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu. Tanrıkulu da Zehir'e dava açacağını belirtti. Tahir Elçi, 2015 yılında Diyarbakır'da bir çatışma sırasında hayatını kaybetmişti.

Gökçer Tahincioğlu, Tahir Elçi'nin öldürülmesiyle ilgili çeşitli iddiaları ele alıyor ve asıl önemli olanın bu cinayeti çözme iradesinin olup olmaması olduğunu vurguluyor. Elçi'nin itinayla hedef gösterildiğini ve garip bir biçimde öldürüldüğünü belirten Tahincioğlu, devletin cinayeti çözmek yerine dosyayı kapatma iradesiyle hareket ettiğini ifade ediyor. Bu tür cinayetlerin çözülmedikçe yenilerinin eklenebileceğini ve birilerinin insanları hedef gösterme ve öldürme cüretini gösterebileceğini belirtiyor.