Alaattin Çakıcı'nın azlettiği avukat Can Sevinç, yaptığı açıklamalar nedeniyle özür diledi

Alaattin Çakıcı, 11 Ocak'ta vekalet verdiği avukatı Can Sevinç'i azlettiğini duyurdu. Azil kararının gerekçesi olarak Sevinç'in kumar oynadığı ve bazı işadamlarından para aldığı iddia edildi. Sevinç ise azlinin kendi isteğiyle ayrılmasından sonra gerçekleştiğini ve yapılan açıklamaların özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğini belirtti. Çakıcı daha önce infaz düzenlemesiyle tahliye edilmiş ve son dönemde muhalefete yönelik tehdit açıklamalarıyla gündeme gelmişti.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik, Süleyman Soylu'nun kendisine 'müptezel' dediği için açtığı hakaret davasından beraat etti. Ankara 37. Asliye Ceza Mahkemesi, Çelik'in sözlerinin suç teşkil etmediğine ve eleştirinin haklı dayanaklarının bulunduğuna karar verdi. Çelik, sosyal medya hesabından beraat kararını duyurarak, yılmayacaklarını belirtti. Bu dava, Türkiye'deki siyasi tartışmaların hukuki boyutunu gözler önüne seriyor.

Fatih Altaylı, Kemal Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik'in kendisine yönelik 'salak' ifadesi nedeniyle dava açacağını açıkladı. Çelik, Altaylı'nın Kılıçdaroğlu'na tahsis edilen korumalarla ilgili sözlerine tepki göstererek, Altaylı'nın ahlak değerlerinden yoksun olduğunu belirtti. Altaylı, YouTube yayınında bu sözlere dava açacağını duyurdu ve Çelik'e savunmasını hazırlamasını söyledi. Çelik ise Altaylı'ya sosyal medya üzerinden yanıt vererek, dava açmazsa namert olduğunu ifade etti.

Seçil Erzan’ın avukatı, Fatih Terim’in Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nde müşteki olarak verdiği ifadenin usule aykırı alındığını iddia etti. Erzan, Denizbank’ın Levent Büyükdere şubesinde nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlamalarıyla tutuklanmıştı. Terim, ifadesinde Erzan ve Rüya Sağır’ın etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmasına rızasının olmadığını belirtti. Avukat, Terim’in ifadesinin tarafların katılımına açık belirlenmiş bir tarihte yeniden alınmasını talep etti.

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, mesleki faaliyetleri ve insan hakları savunuculuğu nedeniyle çeşitli davalarda suçlanmıştır. Adnan Oktar ve DHKP-C davalarında verdiği bilirkişi raporları ve görüşler nedeniyle yargılanmış, yandaş medya tarafından linçe uğramıştır. Son olarak, Adnan Oktar davasında işkence gördüğüne dair verdiği rapor nedeniyle eleştirilmiş, ancak Yüksek Mahkeme, Adli Tıp Kurumu'nun raporunu değil, Fincancı'nın raporunu esas alarak karar vermiştir. Bu durum, bazı çevreler tarafından yanlış anlaşılmış ve eleştirilmiştir.