Akif Beki, Türkiye'deki siyasi gelişmeleri ve liderler arası etkileşimleri ele aldı

Akif Beki, devletin itibarının eleştirenlerin susturulmasıyla korunamayacağını savunuyor. Beki, Menzil Tarikatı'nın Yargıtay başkanlığına aday seçtirdiği iddiası ve Ankara Emniyeti'nde iktidarın iki ortağına komplo kurulduğu iddialarını sorguluyor. Ayrıca, Fransa Cumhurbaşkanı'na yönelik bir tweet atan büyükelçi ve Lyon Başpiskoposu'nun önünde poz veren başkonsolos gibi örneklerin devletin itibarını zedelediğini belirtiyor. Beki, bu tür davranışların devletin ciddiyetini zedelediğini vurguluyor.

Akif Beki'nin yazısında, Beştepe'deki danışmanlardan Mehmet Uçum'un, AK Parti'ye istikamet çizme girişimleri ve parti içindeki bazı tepkiler ele alınıyor. Van'da seçim sonuçlarına itiraz eden AK Partililere ve bu itirazları eleştiren parti üyelerine değiniliyor. Yazıda, AK Parti'nin halkın isteklerine aykırı hareket etmesinin eleştirildiği ve Mehmet Uçum'un parti büyüklerine yönelik eleştirilerinin alışkanlık haline geldiği belirtiliyor.

Akif Beki, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhuriyet Halk Partisi'ni (CHP) nasıl dönüştürdüğü ve bu süreçte sağa açılma politikaları nedeniyle aldığı eleştirilere değinmiştir. Beki, Kılıçdaroğlu'nun partiyi özgürlükçü bir çizgiye taşıyarak dindar kesimlerle barıştırdığını ve bu stratejinin 31 Mart seçimlerinde CHP'yi birinciliğe taşıyarak AK Parti'nin önüne geçirdiğini belirtmiştir. Ancak, bu değişim sürecinde Kılıçdaroğlu'nun partiyi sağa saptırmak gibi suçlamalarla karşı karşıya kaldığı ve bazı çevrelerin bu başarıya rağmen eleştirilerine devam ettiği ifade edilmiştir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, İslam dünyasının Türkiye'deki seçimlere odaklandığı yönündeki açıklamaları üzerine Akif Beki, bu ilginin nedenlerini sorguluyor. Beki, Ramazan ayının başlamasıyla birlikte, toplumun bazı davranışlarında gözle görülür bir değişiklik beklentisi içinde olduğunu ve bu durumun, siyasi arenada da etkili olabileceğini öne sürüyor. Ayrıca, Ramazan ayında televizyon programlarında dahi gösterilmeyecek içeriklere atıfta bulunarak, bu dönemde hak ve rüşvet gibi olumsuz davranışların da ara vermesi gerektiğini ironik bir dille ifade ediyor.

Akif Beki'nin yazısında, Türkiye'deki çeşitli yolsuzluk iddiaları ve siyasi figürlerin bu iddialarla bağlantılı olduğu olaylar ele alınıyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun mafya bağlantılı bir siyasetçi hakkında bilgi sahibi olduğu, ancak kamuoyunun bu bilgiden mahrum bırakıldığı iddia ediliyor. Ayrıca, Adıyaman'da bir girişimcinin kamu arazisi üzerinde yolsuzluk yapmakla suçlandığı ve bu süreçte AK Parti Merkez Disiplin Kurulu Başkanı olan bir milletvekilinin de adının geçtiği belirtiliyor. Yazıda, yolsuzlukla mücadele konusunda etkili adımların atılmadığı ve bu durumun siyasi yozlaşmayı perdelediği vurgulanıyor.