Ali Bayramoğlu, CHP'nin siyasi duruşunu ve geleceğini eleştirdi

Ali Bayramoğlu, Türkiye'de iktidarın kimliği ve değerleri üzerine sahanın genişlediğini ancak bu genişlemenin kaotik ve kuralsız olduğunu, ötekinin ve ortak değerlerin aleyhine sonuçlar doğurduğunu belirtiyor. Yargı, adalet, seçim, demokrasi, siyaset, hakkaniyet, ekonomi ve rasyonellik arasındaki bağların kopmakta olduğunu ve bu durumun Türkiye'yi her geçen gün daha fazla boğduğunu ifade ediyor. Bayramoğlu, kutuplaştırıcı siyasetin iktidarı destekleyen grupların temel değerlerine de zarar verdiğini ve mevcut durumun bir gün sona ereceğini öngörüyor.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel hakkındaki açıklamalarının bir 'hatırlatma' olduğunu belirtti. İmamoğlu'nun siyasi yasak durumunu ve olası genel başkanlık veya İBB adaylığını değerlendirdi. Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeniden aday gösterilmesi gerektiğini ifade etti ve yerel seçimlerin önemine vurgu yaptı. Parti içi tartışmaların ideolojik ve felsefi düzeyde devam etmesini istediğini söyledi. Ayrıca, CHP'nin mali durumunun şeffaf ve denetim altında olduğunu, parti içi dağınıklığın giderilmesi gerektiğini ve yerel seçimlere odaklanılması gerektiğini belirtti. Kılıçdaroğlu'nun Almanya ziyareti ve 16'lı masa çıkışı hakkında da değerlendirmelerde bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimler sonrası yapılan ilk grup toplantısında konuştu. Seçim yenilgisini kabul ederek eleştirilere saygı duyduğunu belirtti ve partinin değerlerini koruyacağını, değişime ve dönüşüme açık olduğunu ifade etti. Kendisine yönelik eleştirilere cevap veren Kılıçdaroğlu, partiyi yenileme konusunda kararlı olduğunu ve 'gemiyi limana sağlam götürmek' görevini üstlendiğini söyledi.

Ali Bayramoğlu, Türkiye'de devletin siyaset üzerindeki etkisinin artık çok daha belirgin bir hale geldiğini ve siyaset ile devlet arasındaki mesafenin ortadan kalktığını ifade ediyor. Bahçeli'nin 'Türkiye sandıkta kurulmamıştır' ifadesini, siyasi bir zihniyetin dışavurumu olarak değerlendiriyor. Bayramoğlu, seçimlerin devletin başına kimin geleceğine dair yapılan yoklamalar olduğunu ve son yerel seçimlerde yaşanan sapmaların, Bahçeli zihniyeti tarafından düzeltilmeye çalışıldığını belirtiyor. Yazı, muhalif siyasi aktörlerin bu yeni modele nasıl tepki vereceği sorusunu gündeme getiriyor.

Akif Beki, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhuriyet Halk Partisi'ni (CHP) nasıl dönüştürdüğü ve bu süreçte sağa açılma politikaları nedeniyle aldığı eleştirilere değinmiştir. Beki, Kılıçdaroğlu'nun partiyi özgürlükçü bir çizgiye taşıyarak dindar kesimlerle barıştırdığını ve bu stratejinin 31 Mart seçimlerinde CHP'yi birinciliğe taşıyarak AK Parti'nin önüne geçirdiğini belirtmiştir. Ancak, bu değişim sürecinde Kılıçdaroğlu'nun partiyi sağa saptırmak gibi suçlamalarla karşı karşıya kaldığı ve bazı çevrelerin bu başarıya rağmen eleştirilerine devam ettiği ifade edilmiştir.