Avrupa Birliği'nin göç toplantısında yine uzlaşı çıkmadı

Avrupa Birliği, sığınmacıların Batı Avrupa'ya seyahatini zorlaştıracak yeni bir sığınma ve göç anlaşmasını kabul etti. 2015 sığınmacı krizinden bu yana kalıcı bir çözüm arayan AB, 2020'de hazırlanan ve Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde onaylanan bu anlaşmayla, sığınmacıların AB ülkelerine giriş ve kalış koşullarını yeniden düzenliyor. Anlaşma, 2026'dan itibaren yürürlüğe girecek ve sığınmacı yükünün paylaşımı, hızlı tarama prosedürleri, güvenlik tehdidi değerlendirmeleri ve ortak veri tabanı oluşturulmasını içeriyor. İnsan hakları kuruluşları, anlaşmanın insanlık dışı bir sisteme yol açabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.

Avrupa Birliği, üye ülkeler arasında yıllardır süregelen tartışmaların ardından ortak göç ve iltica kuralları konusunda anlaşma sağladı. İsveç Göç Bakanı Maria Malmer Stenergard ve AB Komisyonu üyesi Ylva Johansson, sığınmacıların dağıtımında 'sorumluluk' ve 'dayanışma' arasında bir denge kurulduğunu belirtti. Sığınmacıları kabul etmeyen ülkeler, her sığınmacı için ev sahipliği yapan ülkelere 20 bin avro ödeme yapacak. Anlaşma, sığınma başvurularının hızlı değerlendirilmesini ve nitelikli olmayanların geri gönderilmesini kolaylaştıracak. Polonya ve Macaristan hariç diğer üye ülkeler anlaşmayı destekledi.

Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi'nde, Macaristan ve Polonya, AB'nin göç ve iltica politikasına onay vermeyeceklerini bildirdi. Bu durum, göç politikası ve stratejik açıdan önemli konularda ortak açıklama yapılmasını engelleyecek. Ancak, Macaristan ve Polonya'nın bu tutumu, Avrupa iltica reformu sürecini etkilemeyeceği belirtiliyor. Ancak, bu iki ülkenin AB bütçesinin revize edilmesine ilişkin müzakereleri iltica reformunda baskı yapmak için kullanabileceği kaydediliyor.

Avrupa Birliği (AB), Türkiye'nin üyelik müzakerelerini yeniden canlandırma talebini, ülkedeki 'kötüye gidiş' gerekçesiyle reddetti. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Türkiye'nin hukuk devleti olmaktan ve insan haklarının gözetilmesinden oldukça uzak olduğunu belirtti. Ayrıca, Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, insan hakları savunucularının zindanlarda olduğu bir dönemde Türkiye'nin AB üyeliği konusunun ilerlemeyeceğini ifade etti.

Avrupa Birliği (AB), Fransa ve Belçika'daki saldırıların ardından, AB içerisinde yasal olarak kalma hakkı bulunmayan kişilerin ülkelerine geri gönderilmesini hızlandırmayı hedefliyor. AB Komisyonu'nun içişlerinden sorumlu üyesi Ylva Johansson, geri göndermeleri düzenleyen direktifin 2008 tarihli olduğunu ve kısa süre içinde revize edilmesi için çalışmalara başlanacağını ifade etti. Johansson, Brüksel'deki saldırının bir uyanma çağrısı olduğunu belirtti.