6 Şubat depremleri sonrası Türkiye'ye gelen sağlık turisti sayısında büyük düşüş yaşandı

6 Şubat depremleri sonrasında 11 şehirdeki sağlık hizmetleri ve çalışanları büyük zarar gördü. Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük, depremde 100'den fazla hekim ve toplamda 500 sağlık çalışanının hayatını kaybettiğini, 500'den fazla yaralı olduğunu ve sağlık çalışanlarının mağduriyetlerinin göz ardı edildiğini belirtti. Sağlık çalışanlarının ailelerini güvenli yerlere yerleştirdikten sonra hastanelere koştuğunu, ancak kendi kayıpları ve zorluklarıyla baş etmek zorunda kaldıklarını ifade etti.

Halk Sağlığı Uzmanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Kılıç, 6 Şubat'taki depremler sonrası bölgede ishalli hastalıkların ve hepatit vakalarının artabileceği konusunda uyarıda bulundu. Aile sağlığı merkezlerinde ciddi hizmet açığı olduğunu ve aile hekimliği sisteminin deprem koşullarına uygun olmadığını belirtti. Kırsal alanlarda temiz su ve kanalizasyon sorunları devam ediyor. Kadın sağlığı hizmetlerinde ciddi eksiklikler var ve afet sonrası istenmeyen gebeliklerin artabileceği ifade ediliyor. Barınma koşulları kötü, çadır ve konteynerler yağmurda su alıyor. Yaşlılar ve sağlık çalışanları ihmal ediliyor, sağlık çalışanlarının konaklama sorunları ve tükenmişlik yaşadıkları belirtiliyor.

Acil Tıp Uzmanı Prof. Dr. Serkan Yılmaz, İstanbul'da beklenen depremde halkın kendi kendine yetebilir bir sağlık organizasyonuna sahip olması gerektiğini belirtti. 6 Şubat depremlerinin etkilediği nüfus oranları ve İstanbul'un nüfus yoğunluğu ile hastane ve yoğun bakım yatak sayılarına dair veriler paylaşıldı. İstanbul Tabip Odası, depreme yönelik sağlık hizmetlerini iyileştirmek amacıyla bir çalışma grubu kurdu. Dr. Hasan Oğan, İstanbul'daki hastanelerin depreme hazırlıksız olduğunu ve triaj alanlarının yetersizliğini dile getirdi. Prof. Dr. Yılmaz, mahalle bazında afet bilincine sahip ekiplerin oluşturulması gerektiğini vurguladı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 6 Şubat'ta 11 ili etkileyen ve 50 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği depremler sonrasında yaşanan sorunlara dikkat çekti. Gazeteci Fatih Altaylı'ya Kurban Bayramı'nda yaptığı açıklamalarda, insanların çadırlarda ve konteynerlerde zor şartlarda yaşadığını, kalıcı konutların bir an önce bitirilmesi gerektiğini, yeni imar planlarının olmamasının inşaatları geciktirdiğini ve su sorununun acilen çözülmesi gerektiğini ifade etti. Altaylı, Koca'nın depremin toplumun gündeminden hızla düşmesinden ve yeterli toplumsal duyarlılık gösterilmemesinden rahatsız olduğunu yazdı.

Türkiye'deki deprem felaketinin ardından barınma, su ve tuvalet gibi temel ihtiyaçların karşılanamaması, kolera, tifo ve dizanteri gibi ciddi enfeksiyon hastalıklarının yayılma riskini artırıyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, her şeyin kontrol altında olduğunu belirtirken, uzmanlar yeterli önlemlerin alınmadığını ve salgın hastalıkların erken tespiti için gerekli altyapının kurulması gerektiğini vurguluyor. Türk Tabipleri Birliği üyeleri, devlet tarafından kurulan çadırkentlerin uluslararası standartlara uygun olmadığını ve insanların zor şartlar altında yaşamaya çalıştığını ifade ediyor.