2024 yerel seçimlerinde kadın adayların oranı düşük

Türkiye'de 14 Mayıs'ta yapılacak seçimler öncesinde, büyük partilerin milletvekili aday listelerinde kadınlara yeterince yer vermediği eleştiriliyor. Cumhur ve millet ittifaklarının 'seçilebilir' yerlerde gösterdiği kadın aday sayısı 82 iken, Yeşil Sol Parti ve TİP'te kadın aday oranı daha yüksek. 2018 seçimlerinde beş partinin toplam 702 kadın adayı vardı ve Meclis'e giren 600 milletvekilinin 103'ü kadındı. Bu durum Türkiye'yi dünya sıralamasında 129'uncu yapmıştı. 14 Mayıs seçimleri için AKP'nin 113, CHP'nin 156, İYİ Parti'nin 139, MHP'nin 90, Yeşil Sol Parti'nin 193 ve TİP'in 161 kadın adayı bulunuyor. Kadın temsiliyeti konusunda çalışan dernekler ve uzmanlar, kadınların siyasette daha fazla yer alması gerektiğini ve bu durumun toplumsal cinsiyet eşitliği açısından önemli olduğunu vurguluyor.

31 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilecek yerel seçimlere 34 siyasi parti katılacak. Seçim yasakları 21 Mart'ta başlayıp, seçim propagandası 30 Mart'ta sona erecek. İstanbul, 49 adayla en çok adayın yarışacağı belediye olurken, Gaziantep ve Malatya sırasıyla 29 ve 28 adayla takip ediyor. Oy verme saatleri, mevsim şartları göz önünde bulundurularak doğu illerinde 07.00-16.00, diğer illerde ise 08.00-17.00 olarak belirlendi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun katıldığı bir tanıtım toplantısında 39 ilçe belediye başkanı adaylarını duyurdu. Adaylar arasında sadece dört kadın bulunuyor. Bu durum, parti içindeki kadın temsiliyeti konusunda tartışmalara yol açabilir. Aday listesi, İstanbul'un çeşitli ilçelerinden gelen isimleri kapsıyor ve her bir adayın ilçesi ile birlikte açıklandı.

İlber Ortaylı, gençlerin siyasete genel bir küskünlük içinde olmalarına rağmen belediye seçimlerine daha fazla ilgi gösterdiğini belirtiyor. Kadın belediye başkanlarının sayısının artmasına rağmen, oranların hala Millet Meclisi'nin altında olduğunu vurguluyor. Ayrıca, medya ve kamuoyu ölçüm şirketlerinin Türk halkının gözünde ciddi bir güven kaybına uğradığını ve bu durumun düzeltilmesi gerektiğini ifade ediyor. Ortaylı, bürokrasideki nepotizmin (adam kayırmacılığının) Türkiye'de bir çıkış yolu olmadığını ve ciddi tedbirler alınmazsa olumsuz sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor.

Yaklaşan 31 Mart yerel seçimleri öncesinde, seçim atmosferinin halk arasında büyük bir heyecan yaratmadığı, insanların daha çok ekonomik sorunlarla ilgilendiği belirtiliyor. AKP ve CHP'nin seçim bildirgeleri incelenerek, her iki partinin de katılımcı demokrasi, şeffaflık ve sosyal refahı önceliklendiren vaatlerde bulunduğu, ancak bu vaatlerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusunda şüphelerin olduğu ifade ediliyor. Ayrıca, sosyal belediyecilik kavramı üzerinden yerel yönetimlerin sosyal politika yapma kapasitesi ve konut sorunu gibi önemli meseleler tartışılıyor.