20 Mart 2024 Finans · Ekonomi

Eski başekonomist Hakan Kara, Merkez Bankası'nın faiz artıramadığı için döviz rezervini erittiğini belirtti

Merkez Bankası'nın eski başekonomisti Hakan Kara, bankanın faizleri artıramaması nedeniyle döviz rezervlerini kullanmak zorunda kaldığını ifade etti. 2023 genel seçimlerinden önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın isteğiyle faizler düşük tutulmuş ve 'arka kapıdan satış' yöntemiyle milyarlarca dolar rezerv eritilmişti. Seçim sonrası yeni ekonomi yönetimi faizleri kademeli olarak artırsa da, son dönemde bu trend durduruldu ve döviz rezervlerini eritme yoluna tekrar başvurulduğu belirlendi. Eski başekonomist Kara, Merkez Bankası'nın yarınki faiz kararında faizleri yüzde 45'te sabit tutmasının beklendiğini ifade etti.

Benzer haberler

Merkez Bankası'nın eski başekonomisti Hakan Kara, bankanın seçimlerden önce faizleri düşük tutarak ve 'arka kapıdan satış' yöntemiyle rezervleri erittiğini, ancak şimdi kur düşmesini önlemek amacıyla döviz aldığını bildirdi. 2023 genel seçimlerinden önce uygulanan bu politika, seçimlerden sonra yeni ekonomi yönetimi tarafından rafa kaldırılmıştı. Ancak, yılbaşından itibaren 30 milyar dolarlık bir satış gerçekleştirildiği kaydedildi. Son iki günde ise Merkez Bankası'nın tam tersi bir yönde hareket ederek döviz alımı yaptığı belirtildi.
4 Nisan 2024

Merkez Bankası'nın eski başekonomisti Hakan Kara, bankanın seçim öncesinde uyguladığı ve rezervleri eriten döviz satış politikasının aksine, son iki gündür döviz alımı yaptığını duyurdu. Bu değişiklik, kurun düşmesini önlemek amacıyla yapıldı. Seçimden önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın isteğiyle faizler düşük tutulmuş ve 'arka kapıdan satış' yöntemiyle milyarlarca dolar rezerv eritilmişti. Yeni ekonomi yönetimi bu uygulamayı seçimden sonra rafa kaldırmış, ancak yılbaşından itibaren 30 milyar dolarlık bir satış gerçekleşmişti.
4 Nisan 2024

Türkiye'de döviz talebinin artması ve TL'nin değer kaybetmesiyle kurlar yükseliyor ve bu durum Merkez Bankası'nın rezervlerindeki erimeyi hızlandırıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, faiz indirimlerinin devam edeceğini belirtiyor ve iktidar, piyasada kontrol sağlamak için çeşitli düzenlemeler yapıyor. Merkez Bankası, seçim sonrası ilk haftada üç yeni düzenleme gerçekleştirdi. Ekonomistler ve piyasa oyuncuları, bankada döviz hesabı olan vatandaşların olumsuz gelişmelere hazırlıklı olmaları gerektiğini ifade ediyorlar. Prof. Öner Günçavdı, bu durumun adı konmamış bir sermaye kontrolü olduğunu ve Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığını kazanması halinde Türkiye'nin kredi açığının büyüyeceğini, bu durumun vatandaşa vergi yoluyla kaynak yaratma yükümlülüğü getireceğini belirtiyor.
19 Mayıs 2023

Merkez Bankası'nın eski başekonomisti Hakan Kara'ya göre, kurun baskılanması amacıyla 2023 yılı başından itibaren 10 milyar dolardan fazla rezerv kullanıldı. 2023 genel seçimlerinden önce de benzer bir yöntemle on milyarlarca dolar rezerv eritilmiş, ancak Türk Lirası'ndaki değer kaybı durdurulamamıştı. Mehmet Şimşek'in ekonominin başına geçmesiyle bu yönteme daha az başvurulmuştu, ancak Hakan Kara'nın Merkez Bankası verilerine dayanarak aktardığına göre, aynı taktiğe yine başvuruldu.
28 Şubat 2024

Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Merkez Bankası'nın faiz oranını yüzde 45'ten yüzde 50'ye yükseltmesini ve bu süreçte 20 milyar dolarlık döviz rezervinin kullanılmasını eleştirdi. Yılmaz, Ağustos'tan bu yana devam eden faiz artırımı trendinin geçen ay sona erdiğini ve bu dönemde döviz baskısını azaltmak için büyük miktarda rezervin kullanıldığını belirtti. Ayrıca, faiz artışının siyaset kurumuna rağmen gerçekleştiğini ve Merkez Bankası'nın bu kararlı tutumunun takdir edilmesi gerektiğini ifade etti, ancak siyasi liderlerin olumsuz tutumlarının tüm çabaları boşa çıkarabileceğini de vurguladı.
21 Mart 2024
Daha fazla

Merkez Bankası'nın faizleri artıramaması ve döviz rezervlerini kullanmak zorunda kalması, ekonomik istikrarsızlığın ve yönetim zorluklarının bir göstergesidir. Ayrıca, 'arka kapıdan satış' yöntemiyle milyarlarca dolar rezervin eritilmesi ve seçim sonrası faiz artırım trendinin durdurulması, ekonominin sağlığı açısından olumsuz bir durumu işaret etmektedir. Bu tür ekonomik politikalar ve kararlar, ülkenin finansal istikrarını ve ekonomik geleceğini olumsuz etkileyebilecek faktörler arasında yer alır.

İşaretlediklerim