Barbaros Çıtmacı, eski eşi Bihter Günaydın'dan nafaka almaya devam etmek için mahkemeye başvurdu

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, süresiz nafaka ödemelerinin kabul edilemez olduğunu ifade etti. Göktaş, bu konunun önemli olduğunu ve üzerinde durulması gerektiğini belirtti. Eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın geçen yıl nafaka sorunu konusunda bir taslak hazırladığı ve bu taslağa göre evlilik süresine bağlı olarak nafaka ödeme sürelerinin belirlendiği hatırlatıldı.

Ankara'da yaşayan H.S. ve eşi, dokuz yıl boyunca farklı şehirlerde çalıştı. H.S., eşinin tayin talebinde bulunmadığını öğrenince Diyarbakır 2’nci Aile Mahkemesi'ne boşanma davası açtı. Mahkeme, kadının tayin yalanını evlilik birliğinin temelden sarsılması olarak değerlendirerek boşanmalarına karar verdi. Karar, eşlerin bir arada yaşamasının evlilik birliği için gerekli olduğunu vurguladı.

Yargıtay 2’nci Hukuk Dairesi, eşinin akrabalarıyla görüşmeyi istemeyen ve onlara kötü davranan kadını boşanma davasında kusurlu buldu. Ankara’da yaşayan kadın, eşinin kendisine şiddet uyguladığını ve kumar bağımlısı olduğunu iddia ederek boşanma davası açtı. Mahkeme, kadını az kusurlu, kocayı ise ağır kusurlu buldu ve kadına tazminat ödenmesine karar verdi. Ancak, Yargıtay, istinaf mahkemesinin kararını onaylayarak kadının tazminat talebini reddetti.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, trans kadın sosyal medya fenomeni Selin Ciğerci'nin eski eşi Gökhan Çıra ile evlat edindikleri yönündeki iddialarının ardından suç duyurusunda bulunacağını açıkladı. Ciğerci, evlat edinmek için gerekli başvuruların yapıldığını ve çocuğun yakında kendisine geleceğini ifade etmişti. Ancak Bakanlık, Ciğerci ve Çıra'nın evlat edinme için resmi bir başvuruda bulunmadıklarını ve konuyla ilgili gerekli tüm tedbirlerin alınması için savcılığa başvurulduğunu belirtti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye'de boşanmış kadınların tekrar evlenebilmesi için 300 gün beklemesi gerektiğini belirten yasal düzenlemeyi 'doğrudan bir cinsiyet ayrımcılığı' olarak değerlendirdi. AİHM, bu uygulamanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ihlal ettiğini belirtti. Mahkeme, bu uygulamanın doğrudan bir cinsiyet ayrımcılığı anlamına geldiğini ve 'soy kütüğünde karışıklık olmasını' önlemek gibi bir amacın, modern toplumda yeri olmadığını belirtti.