Türkiye'de türban tartışmalarının tarihi ve etkileri

Kahramanmaraş'taki depremler sonrası YÖK, üniversitelerin bahar döneminin ertelendiğini ve yaza kadar uzaktan eğitime geçileceğini duyurdu. Bu karara karşı akademisyenler, öğrenciler ve veliler mağduriyet yaratacağını belirterek itiraz etti. Eğitim-Sen'in ardından Türkiye Barolar Birliği de YÖK'ün kararının yetki aşımı olduğunu savunarak Danıştay'da dava açtı.

Boğaziçi Üniversitesi yönetimi, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından atanan rektör Naci İnci'nin kadrolaşma ve baskı politikalarını sürdürdüğü bir dönemde, üniversite personel ve akademisyenlerine gönderdiği yazıda protesto eylemleri yapanların adli ve idari işlemlere tabi tutulacağını belirtti. Haziran başında ve 7 Temmuz'da gönderilen yazılarda, izinsiz toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yasak ve suç olduğu ifade edildi. Ayrıca, eylemlerin üniversitenin tanıtımını olumsuz etkilediği ve öğrenci tercihlerini etkilediği iddia edildi.

Yusuf Tekin, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi rektörüyken adrese teslim kadro ilanları, hülle atamaları ve çeşitli usulsüzlükler yapmakla suçlanıyor. Rektörlük için gerekli olan 'en az üç yıl profesörlük yapma' şartı, Tekin'in atamasından kısa bir süre önce kaldırıldı. Üniversite, Tekin döneminde 175 kadro ilanı yayımladı ve bu ilanlarda adayların çalışma alanları ve tezleri belirtilerek YÖK ve Danıştay kararlarına aykırı hareket edildi. Sayıştay raporlarına göre, Tekin döneminde hülle atamaları ve ihalelerde usulsüzlükler yapıldı. Ayrıca Tekin, rektörlük görevi sırasında çift maaş aldı.

Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinden biri olan İstanbul Üniversitesi'nin tüm kampüsleri, Rektör Prof. Osman Bülent Zülfikar'ın kararıyla halka açıldı. Bu kararın iki ana gerekçesi bulunuyor: dünya genelinde yaygınlaşan 'duvarsız üniversite' konsepti ve 28 Şubat Süreci'nde yaşanan başörtüsü yasağına atıfta bulunarak özgürlükçü bir adım atılması. Rektör, üniversite ve toplum arasındaki ayrımı doğru bulmadığını belirterek, üniversitenin herkese açık olması gerektiğini savunuyor. Akif Beki ise bu kararı eleştirerek, eğitim ve toplum arasındaki ilişkilerin bu tür politikalarla nasıl şekillendiğine dikkat çekiyor.

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası evsiz kalan binlerce insan için çözüm olarak öğrenci yurtlarının depremzedelere tahsis edilmesi ve üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesi kararı alındı. Yüksek Öğretim Kurulu'nun (YÖK) bu kararı, öğrenciler, akademisyenler, siyasetçiler ve hukukçular tarafından sosyal medyada eleştirildi. Eleştirilerde, eğitimin kalitesinin düşeceği, öğrencilerin psikolojik ve akademik zarar göreceği ve alternatif çözümlerin değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca, bu kararın bir kuşağın kaybedilmesine yol açabileceği ifade edildi.