Heyet Tahrir Şam, Halep'te 32 noktayı ele geçirdi

Heyet Tahrir Şam (HTŞ), Suriye'nin Halep ve İdlib bölgelerinde 24 köy ve noktayı daha ele geçirdi. Rusya, bu gelişmeler üzerine hava saldırıları düzenleyerek karşılık verdi. HTŞ, Halep'in batısında 32 noktayı daha önce ele geçirmişti ve şu anda yaklaşık 400 kilometrekarelik bir alanı kontrol ediyor. Rusya'nın hava saldırılarında 12 sivilin öldüğü ve en az 30 sivilin yaralandığı bildirildi.

Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ), Halep kent merkezinin orta kesimlerine ulaşarak stratejik bir ilerleme kaydetti. Örgüt, Halep ve İdlib'de 70'ten fazla yerleşim yeri ve noktayı kontrol altına aldı. Türkiye, HTŞ'nin ilerleyişini yakından takip ettiğini belirtti. HTŞ'nin bu ilerleyişi, bölgedeki çatışmaların yoğunlaşmasına ve Halep'teki sivillerin Şam'a kaçmasına neden oldu.

Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ), Halep kent merkezine girerek birçok mahallede kontrol sağladı ve kentin büyük bölümünü ele geçirdi. HTŞ, 27 Kasım'da Halep'in batı kırsalında Suriye ordusuna saldırı başlatmıştı ve kısa sürede kent merkezine ulaştı. Türkiye, ABD ve Birleşmiş Milletler tarafından terör örgütü olarak tanımlanan HTŞ'nin ilerleyişi, Türkiye Dışişleri Bakanlığı tarafından yakından takip ediliyor. Halep'teki gelişmeler, Suriye'deki iç savaşın seyrini etkileyebilir.

Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) ve beraberindeki gruplar, Halep Uluslararası Havalimanı'nın kontrolünü ele geçirdi. HTŞ, 27 Kasım'da Halep'in batı kırsalında Suriye ordusuna yönelik bir saldırı başlatmıştı ve Halep'in büyük bir kısmı ile İdlib'in genelinde hakimiyet sağlamıştı. Suriye ordusu, gündüz karşı bir saldırıya hazırlanmak amacıyla geçici olarak geri çekildiğini duyurmuştu. HTŞ, Türkiye'nin de terör örgütü olarak tanımladığı bir grup olup, İdlib'de fiili idari kontrolü elinde bulunduruyor.

Anadolu Ajansı, Heyet Tahrir Şam'ın (HTŞ) Halep kent merkezine girdiğini duyurdu. HTŞ, Halep ve İdlib'de toplam 70 yerleşim yeri ve noktayı kontrol altına aldı. Çatışmaların üçüncü gününde Birleşmiş Milletler, 27 sivilin öldüğünü bildirdi. HTŞ'nin ilerleyişi, Suriye'deki güç dengelerini etkilerken, Türkiye ve diğer uluslararası aktörler için de önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.