26 Şubat 2024 Ekonomi · Siyaset

Merkez Bankası'nın faiz politikaları ve siyasi baskılar

Merkez Bankası, faiz oranlarını yüzde 45'te sabitleyerek piyasaları izlemeye aldı. Ancak, yazar Murat Muratoğlu'na göre, sonbahardan itibaren siyasi talimatlarla faiz indirimine gidilmesi kaçınılmaz görünüyor. Merkez Bankası'nın bağımsızlığının olmadığı ve sarayın etkisi altında olduğu iddia ediliyor. Bu durum, enflasyonun düşmesiyle birlikte, tasarruf sahiplerinin zarar görmesine ve genel olarak ekonomik zorlukların artmasına yol açacak.

Benzer haberler

Merkez Bankası, faiz oranlarını yüzde 19'dan yüzde 8,5'e indirdi ancak bu hamle enflasyonu düşürmek yerine, enflasyon oranını yüzde 15-20 aralığından yüzde 80'in üzerine çıkardı. Bu durum, 'faiz sebep, enflasyon sonuç' tezinin işlemediğini gösterdi. Geçen hafta, Merkez Bankası'nın beş puanlık faiz artırımı yapması, bu politikanın terk edildiğine ve daha rasyonel bir yaklaşıma dönüldüğüne işaret ediyor. Servet Yıldırım, yüksek faizin ekonomiye zararlarını sıralarken, Türkiye'nin dünyanın en yüksek faiz veren ülkeleri arasında olduğunu belirtiyor ve sıkı para politikası uygulamanın kaçınılmaz olduğunu vurguluyor.
25 Mart 2024

Merkez Bankası, politika faizini sürpriz bir şekilde yüzde 45'ten yüzde 50'ye çıkardı. Bu karar, uluslararası kurumların beklentilerinin aksine, ulusal kurumların tahminlerine göre faizin sabit kalması öngörüsünü yıkarak geldi. Para Politikası Kurulu, ocak ayında parasal sıkılığın yeterli düzeye ulaştığını belirtmiş ve faiz artışlarının sona erdiğini ima etmişti. Ancak, enflasyondaki bozulma nedeniyle Merkez Bankası faiz artırımına gitme kararı aldı. Ekonomistler ve ekonomi gazetecileri, kararı genel olarak olumlu karşıladı, ancak bazıları bu adımın geç kalındığını belirtti.
21 Mart 2024

Merkez Bankası, politika faizini yüzde 50'de sabit tutma kararı aldı. Murat Muratoğlu, bu kararın halkı doğrudan ilgilendiren mevduat faizleriyle aynı olmadığını belirtiyor. Faiz oranlarının düşürülmesiyle mevcut politikanın işe yaramadığını ve teknik önlemler alındığını ifade ediyor. Muratoğlu, yanlış hamlelerin ülke ekonomisini daha da kötüleştirebileceğini ve para politikasının sınırlı etkisi olduğunu vurguluyor.
24 Mayıs 2024

Merkez Bankası, politika faizini yüzde 25'ten yüzde 30'a yükseltti. Bu karar, piyasa beklentilerine paralel olarak kaydedildi. Ekonomistler, bu adımı hem olumlu buldu hem de eleştirdi. Bazıları, faiz artışının yetersiz olduğunu ve enflasyonun önüne geçemeyeceğini belirtirken, bazıları ise bu kararı olumlu bir adım olarak değerlendirdi.
21 Eylül 2023

Merkez Bankası, politika faizini yüzde 30'dan yüzde 35'e yükseltti. Bu artış, piyasa aktörlerinin ve uluslararası kurumların beklentileriyle paralel bir hareket oldu. Daha önce düşük faiz politikasında ısrar eden iktidarın bu tutumu ekonomiyi krize sokmuştu. Ancak yeni yönetimin ekonomi politikalarını 'normalleştirmesi' ve Merkez Bankası'nın faiz artırması bekleniyordu. Bu faiz artışı, piyasalar tarafından olumlu karşılandı.
26 Ekim 2023
Daha fazla

Merkez Bankası'nın faiz oranlarını sabitlemesi ve sonrasında siyasi talimatlarla faiz indirimine gidilmesinin kaçınılmaz görünmesi, ekonomik istikrar açısından olumsuz bir durumu işaret ediyor. Merkez Bankası'nın bağımsızlığının olmaması ve siyasi etkiler altında kararlar alması, enflasyonun kontrol altına alınamaması ve tasarruf sahiplerinin zarar görmesi gibi sonuçlar doğurabileceği için haberin doğası kötüdür. Ek olarak, bu durumun genel ekonomik zorlukları artıracağı belirtiliyor ki bu da haberin kötü bir doğaya sahip olduğunu gösterir.

İşaretlediklerim