Mine Söğüt, Gezi olaylarının ardından yaşananları eleştiriyor

Mine Söğüt, Fetullah Gülen'in gizli servislerce desteklenen bir cemaat lideri olduğunu ve bu durumun Türkiye'ye zarar verdiğini belirtti. Söğüt, halkın bu durumu yıllardır görmezden geldiğini ve demokrasinin eksikliğinden ziyade, halkın demokrasiye olan inancının eksikliğinin sorun olduğunu vurguladı. Ayrıca, Gülen'in ölümü veya iadesiyle ilgili spekülasyonların devam ettiğini ve bu durumun ülkenin kaderini hala etkilediğini ifade etti.

Anayasa Mahkemesi'nin kötü muamele kararına rağmen terfi eden emniyet müdürü Kenan Şaban Süzgün, Gezi Parkı eylemleri sırasında yaralanan Aydın Aydoğan'ın gözaltında kötü muameleye maruz kaldığı iddiası üzerine yargılanması gerektiği belirtilmişti. Süzgün, hakkında haber yapan ve kendisini 'Gezi işkencecisi' olarak nitelendiren medya kuruluşlarına karşı şikayetçi oldu ve bu kuruluşları 'marjinal', 'terör örgütleri ile iltisaklı' ve 'sözde legal' olarak tanımladı. Ayrıca, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili öfkesini de ifadesinde dile getirdi.

Şeref Oğuz, 1 Mayıs kutlamalarında Taksim Meydanı'nın emekçilere kapatılmasını eleştirerek, bu uygulamanın olumsuz sonuçlarını vurguladı. Oğuz, geçmişte yaşanan şiddet olaylarını anımsatarak, polisin sert müdahalelerine ve basına yönelik baskılara dikkat çekti. Ayrıca, Taksim'in sadece belirli gösterilere açık olmasının yanlışlığını ve bu yasağın tepki doğurduğunu belirtti. 2010-2012 yılları arasında meydanın 1 Mayıs kutlamalarına açık olduğu dönemlerde yaşanan coşkuya işaret ederek, özgürlüklerin kısıtlanmasının güvenlik sağlamadığını ifade etti.

Gezi Parkı davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan işadamı ve aktivist Osman Kavala, cezaevinde gazeteci Barış Terkoğlu ile yaptığı söyleşide, Gezi Parkı protestoları sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın danışmanlarının George Soros ile görüştüğünü söyledi. Kavala, kendisinin Sorosçu olarak suçlanmasının ve hapiste tutulmasının, Gezi protestolarını kriminalize etmeye yönelik bir propaganda olduğunu ve sivil toplum aktivistlerine ile iş insanlarına bir mesaj vermek amacı taşıdığını ifade etti. Ayrıca, Soros'un isminin iddianamede yer almadığını ve 15 Temmuz darbe girişiminden sonra hükümetin dış güçler söylemini benimsediğini belirtti.

Türkiye, son iki ay içinde PKK, IŞİD ve DHKP/C olmak üzere üç terör örgütünün eylemlerine sahne oldu. DHKP/C, sekiz yıl önce Gezi Parkı soruşturmalarında ilerleme kaydeden savcı Mehmet Selim Kiraz'ı öldürdüğü adliyeyi, seçimlere iki ay kala tekrar hedef aldı. Bu saldırıda üç polis ve iki vatandaş yaralandı, bir sivil hayatını kaybetti. İsmail Saymaz, bu terör eylemlerinin seçim sürecinde siyasi malzeme olarak kullanıldığını ve asıl zararın demokrasiye olduğunu belirtiyor.