Fadıl Akgündüz ve akrabalarının yargılandığı davada 'nitelikli dolandırıcılık' suçundan 6 bin 140 yıla kadar hapis istemi

İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Fadıl Akgündüz'ü 601 müştekiye karşı işlediği 'tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı' suçundan 2 bin 504 yıl iki ay hapis ve 12 milyon 20 bin lira adli para cezasına mahkum etti. Aynı suçlamalarla Mehmet Salih Obut, Avniye Obut ve İbrahim Obut da binlerce yıl hapis ve milyonlarca lira para cezasına çarptırıldı. Bazı sanıkların beraatine karar verilirken, Fadıl Akgündüz ve Mehmet Salih Obut'un tutukluluk hallerinin devamına hükmedildi.

Kara para aklama ve diğer suçlamalarla tutuklanan Dilan ve Engin Polat çiftinin tutukluluğuna yapılan itiraz, hakimlik tarafından reddedildi. Avukat Sevinç Horoz'un tahliye talebi üzerine dosya üst mahkemeye gönderildi. İstanbul merkezli 6 ilde düzenlenen operasyonda gözaltına alınan çift hakkında, 200 milyon lira değerinde sahte fatura düzenleyerek para akladıkları iddiasıyla soruşturma devam ediyor. Soruşturma kapsamında 14 kişi tutuklanmış, 9 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış ve 27 şirkete kayyım atanmıştı.

Antalya'da kızına cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla yargılanan bir baba, 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mağdur, 11 yaşından itibaren üç yıl boyunca babasının cinsel istismarına maruz kaldığını belirtti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı, sanığın en üst hadden cezalandırılmasını talep etti. Sanığın geçmişte de eski eşine ve baldızına cinsel istismarda bulunduğu ve hapis cezası aldığı belirtildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve MİT Başkanı İbrahim Kalın'ı tanıdığını iddia ederek yakınlarını cezaevinden çıkarmak isteyen kişilere tahliye sözü karşılığında para alan Mehmet Erdem Özönder'e 'nitelikli dolandırıcılık' suçundan 7,5 yıl hapis ve 120 bin TL adli para cezası verildi. Özönder, sosyal medyada kendini 'hukuk müşaviri' olarak tanıtıyordu ve aynı suçlamadan iki sayfa adli sicil kaydı bulunuyordu. Özönder'in ofisinde çalışan avukatlar hakkında da sanıkların suçuna iştirak ettikleri gerekçesiyle 'dolandırıcılık'tan suç duyurusunda bulunuldu.

Sivas'ta 1993 yılında 33 aydının yakılarak öldürülmesi olayıyla ilgili firari sanıkların yargılandığı davanın 30. duruşması Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Mahkeme, dönemin başbakanı ve diğer yetkililerin tanık olarak dinlenmesi taleplerini reddetti. Katliamda kardeşini kaybeden bir mağdur, devletin olayın sorumlularını yeterince aramadığını iddia etti. Avukatlar, soykırım suçlamasıyla soruşturma talebinde bulunduklarını ve zamanaşımı tehlikesine dikkat çektiler. Mahkeme, sanıkların yakalanmasını beklemeye ve davanın katılımcılarını genişletmeye karar verdi.