DEM Parti'nin seçim güvenliği ile ilgili araştırma önergesi AKP ve MHP'nin oylarıyla reddedildi

Halkların Demokratik Partisi (HDP), yaklaşan seçimlerin güvenliğine ilişkin endişeleri Meclis'te tartışmak için genel görüşme açılmasını önerdi. HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, seçim güvenliği konusunda AKP döneminde yaşanan sorunlara dikkat çekti ve geçmişte yaşanan mühürsüz oy kullanımı, OHAL koşulları altında yapılan seçimler ve sandık birleştirme yöntemiyle seçmen iradesinin etkilendiğini iddia etti. CHP ve İYİ Parti'nin destek verdiği öneri, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

DEM Parti, yerel seçimlerde İstanbul'da Ekrem İmamoğlu'na dolaylı destek verirken, Adana ve İzmir'de CHP'nin adaylarına karşı kendi adaylarını çıkarttı. Mersin'de ise DEM Partili seçmenin CHP adayına yöneleceği öngörülüyor. CHP ile DEM Parti arasındaki uzlaşı, çeşitli yerel dinamikler ve anlaşmazlıklar nedeniyle sınırlı kaldı. Özellikle Adana ve İzmir'de yaşanan anlaşmazlıklar ve Urfa'da CHP'nin son dakika aday çıkarması dikkat çekti.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), özellikle Doğu ve Güneydoğu'daki illere taşınan seçmen sayısının 46 bin 901 olduğunu duyurdu. Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, bu durumun bir irade gaspı ve sandık darbesi olduğunu belirtti. Ayrıca, muhalefet partilerine bu antidemokratik uygulamaya karşı ses çıkarma çağrısında bulundu. Taşınan seçmenlerin dağılımı 31 bölgede detaylandırıldı.

HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye'deki seçimlerin yıllardır hileyle kazanıldığını iddia etti ve bu durumu nasıl tespit edebileceğimizi ve önleyebileceğimizi anlattı. Demirtaş, sandık kurullarının AKP-MHP taraftarlarından oluştuğunu, sayım tutanaklarının manipüle edildiğini ve Anadolu Ajansı'nın Erdoğan lehine algı yaratmak için veri akışını yönettiğini öne sürdü. Ayrıca, seçim hilelerini önlemek için üç önlem önerdi: sandık görevlilerinin dikkatli seçilmesi, her sandıkta en az iki gözlemcinin bulunması ve sayım sürecinin şeffaf bir şekilde kaydedilmesi.

Ali Bayramoğlu, 31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerde, daha önce kayyum atanmış yerlerde Kürt partileri olan DEM'in adaylarının kazanacağını öngörüyor. Kürtlerin, bu seçim sonrası siyasi iktidarla temas kurma beklentisi içinde olduğunu ancak iktidarın bu konuda pazarlığa girmeyecek kadar güçlü ve kararlı göründüğünü belirtiyor. Bayramoğlu, bu durumun demokrasi adına olumsuz sonuçlar doğurabileceğini ifade ediyor.