İsveç polisi, Stockholm'deki bir caminin yakınlarında planlanan Kuran yakma eylemine izin verdi

İsveç polisi, Stockholm'deki bir caminin yakınlarında planlanan Kuran yakma eylemine izin verdi. Bu durum, Türkiye'de tepkilere yol açtı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu olayın ardından İsveç'in NATO üyelik başvurusuna destek verilmeyeceğini belirtti. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, bu eylemi lanetledi.

İsveç'te Danimarkalı-İsveçli aşırı sağcı Rasmus Paludan'ın Kuran yakma eylemi, Türkiye ile İsveç arasındaki ilişkileri gerilmiş ve Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliği sürecini askıya almasına neden olmuştu. Şubat ayında benzer eylemler için izin isteyen kişilere, terör saldırısı endişesiyle polis tarafından izin verilmemişti. Ancak mahkeme, polisin bu kararını anayasaya aykırı bularak yasaklamayı haksız buldu ve toplanma özgürlüğünün anayasal bir hak olduğunu belirtti.

İsveç polisi, Stockholm'de bir cami yakınında Kuran yakma eylemine izin verdi ve bir kişi tarafından Kuran yakıldı. İsveç'in NATO üyeliğine yaklaştığı bir dönemde gerçekleşen bu eylem, Türkiye ve ABD tarafından kınandı. İsveç Dışişleri Bakanlığı, eylemi İslamofobik olarak nitelendirerek Müslümanları rencide edebileceğini ve İsveç hükümetinin görüşlerini yansıtmadığını belirtti. Ayrıca, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve hoşgörüsüzlüğün Avrupa'da yeri olmadığını ve İsveç'in anayasal haklarına vurgu yaptı.

İsveç'te aşırı sağcı Rasmus Paludan'ın Kuran yakmasının ardından Türkiye'de tepkiler yükseldi. İstanbul Beyoğlu'ndaki İsveç Başkonsolosluğu önünde toplanan bir grup, tekbir getirerek slogan attı ve İsveç bayrağı yaktı. Polis, konsolosluk girişindeki panoyu kıran iki kişiyi müdahale ederek uzaklaştırdı. Ankara'da ise İsveç bayrağı yakan bir grup, İslam'a yönelik tehdit içeren pankartlar açtı.

Danimarkalı İslam ve yabancı düşmanı 'Stram Kurs' partisi lideri Rasmus Paludan'ın İsveç'te Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği yakınında Kur'an-ı Kerim yakma eylemi yapma niyeti üzerine, İsveç'in Ankara Büyükelçisi Staffan Herrström Türk Dışişleri Bakanlığına çağrıldı. Türkiye, bu eylemin nefret suçu niteliğinde olduğunu ve kabul edilemez bulduğunu İsveç Büyükelçisine iletti. Ayrıca, Türkiye'nin kutsal değerlere hakaretin demokratik haklar kisvesi altında savunulamayacağını belirttiği aktarıldı.