6 Şubat 2024 Ekonomi · Sosyal Politikalar

Türkiye'de yoksulluk oranlarının gerçek durumu tartışılıyor

Türkiye'de göreceli yoksulluk oranı, medyan gelirin yüzde 50'si dikkate alınarak hesaplandığında bir önceki yıla göre düşüş göstermiş, ancak medyan gelirin yüzde 60 ve yüzde 70'i esas alındığında yoksulluk oranlarında artış görülmüştür. Pandemi döneminde uygulanan kısa çalışma ödeneği gibi sosyal yardımlar, en düşük gelir grubunun durumunu iyileştirmiş olabilir. Ancak, asgari ücretin norm ücret haline gelmesiyle, en yoksulların biraz üzerindeki gelir grubunun durumu göreceli olarak kötüleşmiştir. Ayrıca, gelir dağılımındaki eşitsizlikler ve medyan gelirin ortalama gelirin oldukça altında kalması, yoksulluk ölçüm yöntemlerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.

Benzer haberler

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50'si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre yoksulluk oranının 2023 yılında 0,9 puan azalarak yüzde 13,5'e düştüğünü açıkladı. Medyan gelirin yüzde 60'ı dikkate alınarak hesaplanan yoksulluk oranı ise 0,3 puan azalarak yüzde 21,3 oldu. TÜİK, gelir dağılımı ve yoksulluk oranlarıyla ilişkili bazı göstergelerde sapmalar meydana geldiğini ve bu nedenle düzeltilmiş bülten ve tabloların yeniden yayınlandığını belirtti. Çeşitli hane halkı türlerinde de yoksulluk oranlarında azalmalar gözlemlendi.
10 Ekim 2024

TÜİK verilerine göre Türkiye'de kişi başı milli gelir 13 bin 110 dolar olarak belirlenmiş olmasına rağmen, bu ortalama herkese eşit dağılmıyor. Asgari ücretliler ve emekliler, ortalama milli gelirin çok altında gelirlerle yaşamak zorunda kalıyor. İş gücü ödemelerinin milli gelirden aldığı payın artmasına rağmen, bu durum geçici bir iyileşme olarak değerlendiriliyor ve gelir dağılımındaki dengesizlikler devam ediyor. Türk-İş'in verilerine göre, açlık ve yoksulluk sınırı her geçen gün artarak, dört kişilik bir ailenin temel ihtiyaçlarını karşılaması giderek zorlaşıyor.
1 Mart 2024

Esfender Korkmaz'ın yazısına göre, Türkiye'de ekonomik büyüme kapsayıcı olmamış ve gelir dağılımı eşitsizliği artmıştır. TÜİK verilerine göre, 2022'den 2023'e nüfusun en fakir yüzde 10'unun ve yüzde 20'sinin gelir payı azalırken, en zengin yüzde 10 ve yüzde 20'nin gelir payı artmıştır. Bu durum, ekonomik büyümenin toplumun geneline yansımadığını ve yoksulluk ile zenginlik arasındaki uçurumun derinleştiğini göstermektedir.
1 Mart 2024

Dünya Bankası'nın 'Yoksulluk, Refah ve Gezegen Raporu'na göre, küresel yoksulluğun azaltılmasında ilerleme neredeyse durma noktasına geldi ve dünyanın yarısı için yoksulluğu sona erdirmenin 100 yıldan fazla sürebileceği belirtildi. Raporda, dünya nüfusunun yüzde 8,5'inin aşırı yoksulluk içinde yaşadığı ve yüzde 44'ünün ise orta üst gelirli ülkeler için yoksulluk sınırının altında bir gelirle yaşadığı ifade edildi. Kovid-19 salgınının yoksulluk üzerindeki kalıcı etkileri ve düşük ekonomik büyüme ile kırılganlığa sahip ülkelerde yoksulluğun yoğunlaştığı vurgulandı.
15 Ekim 2024

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'nun verilerine göre, Türkiye'de dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için gerekli asgari harcama tutarı olan açlık sınırı 14 bin 542 TL'ye yükseldi. Yoksulluk sınırı, bir ailenin eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderlerle birlikte yapması gereken harcama tutarı olarak tanımlanıyor ve bu da 41 bin 651 lira oldu. Bu durum, asgari ücretle (11 bin 402 lira) geçinmeye çalışan milyonlarca kişiyi daha da zor duruma sokuyor.
25 Eylül 2023
Daha fazla

Haberde Türkiye'deki göreceli yoksulluk oranlarının bazı kriterlere göre artış gösterdiği ve gelir dağılımındaki eşitsizliklerin sürdüğü belirtilmiştir. Medyan gelirin yüzde 60 ve yüzde 70'i esas alındığında yoksulluk oranlarında artış olması ve gelir dağılımındaki eşitsizliklerin devam etmesi, toplumun bir kesiminin ekonomik zorluklarla karşı karşıya olduğunu göstermektedir. Bu durum, toplumun genel refahı açısından olumsuz bir gelişme olarak değerlendirilebilir.

İşaretlediklerim