Your Honor dizisi, bir yargıcın oğlunun suçunu örtbas etme çabasını konu alıyor

Netflix'in yeni dizisiyle gündeme gelen Menendez kardeşlerin cinayet davası, yeni delillerin ortaya çıkmasıyla yeniden incelenecek. Kardeşler, 1989'da ebeveynlerini öldürmekten suçlu bulunarak müebbet hapse mahkum edilmişti. Los Angeles Bölge Savcısı, kardeşlerin babaları tarafından cinsel tacize uğradıklarını iddia ettikleri delilleri incelemenin ahlaki bir zorunluluk olduğunu belirtti. Yeni duruşmanın 26 Kasım'da yapılması planlanıyor.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 'Arka Sokaklar' dizisinde infaz ve koruma memurlarının olumsuz şekilde temsil edilmesini eleştirdi. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, dizideki sahnelerin gerçek dışı olduğunu ve memurları haksız yere suçladığını belirterek kınama yayınladı. Bakan Tunç, konuyla ilgili 'gerekli idari ve hukuki inceleme ve soruşturmaların' yapılacağını ifade etti.

1989'da anne ve babalarını öldüren Lyle ve Erik Menendez kardeşlerin davası, Netflix'te yayınlanan bir dizi sonrası yeniden gündeme geldi. Savcılık, kardeşlerin ömür boyu hapis cezasının yeniden değerlendirilmesini ve şartlı tahliye edilmelerini talep etti. Kardeşler, cinayetleri babalarının istismarına maruz kaldıkları için işlediklerini savunmuştu. Dava, ABD'nin en bilinen davalarından biri olarak dikkat çekiyor.

Netflix’in yeni dizisi 'Canavarlar: Lyle ve Erik Menendez’in Hikayesi', 1989’da ebeveynlerini av tüfeğiyle öldüren iki kardeşin dava süreci ve sonrasında yaşananları anlatıyor. Menendez kardeşler, ebeveynlerinin kendilerine yıllarca fiziksel, duygusal ve cinsel istismarda bulunduğunu iddia ederek müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Dava, yıllar içinde birçok belgesel, podcast ve diziye konu oldu ve kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Netflix dizisi, bu ünlü davayı yeniden gündeme taşıyor.

Haziranda Meclise sunulacak olan 9. yargı paketi taslağında yer alan 'etki ajanlığı' düzenlemesi, yabancı devlet veya organizasyonların stratejik çıkarları doğrultusunda araştırma yapanların hapis cezası ile cezalandırılmasını öngörüyor. Bu düzenleme, iktidarın hoşuna gitmeyen materyalleri hazırlayan gazeteciler, akademisyenler ve STK'lerin hedef haline gelebileceği endişesini doğuruyor. Ayrıca, yurttaşların kendilerine kuşkulu sorular soranları ihbar edebileceği ve bazı meslek gruplarının 'fondaş'lıkla suçlanabileceği belirtiliyor. İstihbaratın sadece bilgi toplamakla kalmayıp, hedefi etkilemenin de bir tür ajanlık olduğu vurgulanıyor.