13 Mayıs 2024 Finans · Ekonomi

Alaattin Aktaş, enflasyonun düşmesinin fiyat artış hızının azalması olduğunu, ancak fiyatların düşmediğini belirtiyor

Alaattin Aktaş, enflasyonun düşmesinin yalnızca fiyat artış hızının azalması anlamına geldiğini, fiyatların kendilerinin düşmediğini vurguluyor. 2005 ile 2026 yılları arasında aylık harcamaların nasıl arttığını örneklerle açıklıyor. 2005-2021 dönemi ile 2022-2026 dönemi arasında aylık harcama ortalamalarının büyük bir fark gösterdiğini, bu durumun enflasyonla mücadeledeki politikaların etkisizliğini gösterdiğini belirtiyor.

Benzer haberler

Alaattin Aktaş, Merkez Bankası'nın tahminlerine dayanarak, mevcut yüzde 65 olan enflasyon oranının üç yıl içinde yüzde 9'a düşeceğini ancak bu süreçte fiyatların yüzde 70 artacağını ifade ediyor. Bu durumun, enflasyon düşüşü olarak sunulsa da, fiyat artışlarının devam ettiği bir gerçekliği gizleyeceğini ve enflasyon düşüşünün propaganda malzemesi olarak kullanılabileceğini öne sürüyor. Aktaş, bu tahminlerin gerçekleşebilirliğine dair şüphelerini de dile getiriyor.
15 Şubat 2024

Alaattin Aktaş, yıllık enflasyonun mayıstan sonraki üç ayda 25 puan kadar düşmesi durumunda, Merkez Bankası'nın aylık oranlara odaklanarak faiz artırımına gitme ihtimalini tartışıyor. Baz etkisiyle yıllık oranın düşmesi beklenirken, aylık oranların beklentilerin üzerinde artması durumunda, siyasetçilerin ve Merkez Bankası'nın farklı tutumları arasında bir çatışma olup olmayacağı sorgulanıyor. Aktaş, siyasetin ekonomi üzerindeki etkisinin altını çizerek, seçim sonrası dönemde faiz artırımı ihtimaline dikkat çekiyor.
6 Mart 2024

Alaattin Aktaş, Türkiye'deki enflasyon oranının yıl sonunda en iyi ihtimalle yüzde 38 olacağını belirtiyor. Aktaş, temmuz ve ağustos aylarında baz etkisi nedeniyle yaşanacak düşüşlerin gerçek bir başarı olarak görülmemesi gerektiğini vurguluyor. Yanlış ekonomik politikaların enflasyonun artmasına yol açtığını ve doğru politikalara dönülmediği sürece ekonominin düzelmeyeceğini ifade ediyor. Ayrıca, yeni vergi düzenlemelerinin etkisiz kalacağını ve zam furyasına yol açacağını öne sürüyor.
25 Haziran 2024

Alaattin Aktaş, Türkiye'deki enflasyon oranlarının ve tasarruf araçlarının reel getirilerinin analizini yapmaktadır. Yüzde 65 bileşik faiz varsayımıyla, bir yıl vadeli hesapların yüzde 49 faiz sunduğu, ancak vatandaşların bu oranlara rağmen tasarruflarını TL mevduatları yerine döviz ve altına yönlendirdiği belirtiliyor. TÜİK verilerine göre, son bir yılda euro yüzde 1.5, dolar ise reel olarak neredeyse hiç getiri sağlamamış, borsa yüzde 3.5, altın ise yüzde 19.54 reel getiri ile en yüksek kazancı sunmuştur.
9 Nisan 2024

Alaattin Aktaş, reel faiz oranlarının hesaplanmasında kullanılan yöntemlerin ve gelecek dönem enflasyon tahminlerine duyulan güvensizliğin, tasarruf sahiplerinin döviz ve altın gibi alternatif yatırım araçlarına yönelmesine neden olduğunu belirtiyor. Aktaş, mevcut enflasyon oranları ile karşılaştırıldığında, yüzde 55'lik faiz oranının negatif olarak değerlendirilmesinin yanlış olmadığını, ancak bu hesaplama yönteminin pratikte doğru bir yaklaşım olduğunu ifade ediyor. Yazısında, gelecek dönem enflasyon tahminlerine güven olmamasının, bu tür bir hesaplama yönteminin tercih edilmesinin ana nedeni olduğunu vurguluyor.
25 Mart 2024
Daha fazla

Haber, enflasyonun düşmesinin yalnızca fiyat artış hızının azalması anlamına geldiğini ve fiyatların kendilerinin düşmediğini vurgulayarak ekonomik zorluklara işaret etmektedir. Ayrıca, 2005 ile 2026 yılları arasında aylık harcamaların artışı ve enflasyonla mücadele politikalarının etkisizliği gibi konular, ekonomik istikrarsızlığı ve yaşam maliyetindeki artışı göstermektedir. Bu durumlar genel olarak olumsuz bir tablo çizdiği için haberin doğası 'kötü' olarak değerlendirilmiştir.

İşaretlediklerim