20 Şubat 2024 Sağlık · Toplumsal Sorunlar

Türkiye'de endometriozis hastaları alternatif tedavilere yöneliyor

Türkiye'de yaklaşık 3 milyon kadın endometriozis (çikolata kisti) hastalığıyla mücadele ediyor ve bu hastalık nedeniyle şiddetli ağrılar ve çeşitli sağlık sorunları yaşanabiliyor. Hastalar, modern tıbbın sunduğu çözümlerden yeterince fayda göremedikleri veya yan etkilerden korktukları için sülük tedavisi, hacamat, acı kavun suyu gibi alternatif yöntemlere yöneliyor. Endometriozis Araştırma ve Dayanışma Derneği, hastalara bilimsel ve doğru tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirme yapmak amacıyla kuruldu ve Endo WomanFest adında bir etkinlik düzenliyor. Ancak, sosyal medyada ve bazı sağlık influencer'ları tarafından yayılan yanıltıcı bilgiler hastaları tehlikeli ve bilimsel olmayan yöntemlere itebiliyor.

Benzer haberler

Türkiye'de, özellikle kanser tedavisinde kullanılan ilaçların temininde ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Nurten Saydan, ilaç fiyatlandırma politikaları ve yurt dışından ilaç temininde yaşanan sorunlar nedeniyle kanser hastalarının tedavisinin aksadığını belirtti. Saydan, ilaç sektörüne ekonomik olarak ağır bir yük getiren bu durumun halk sağlığını olumsuz etkileyen ciddi bir sorun olduğunu ve en kısa sürede yeni bir sisteme geçilmesi gerektiğini vurguladı.
4 Şubat 2024

Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) temel ilaçlar listesindeki, gebelik sonlandırılmasında kullanılan ve ağızdan alınan güvenilir ilaçlar Türkiye'de eczanelerden temin edilemiyor. Türkiye'de gebeliğin 10'uncu haftası doluncaya kadar istek üzerine kürtaj yaptırmak hukuken mümkün. Ancak 2012'de dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Her kürtaj bir Uludere'dir' demesiyle fiilen engellenmeye başlandı. İlaçla kürtaj (düşük) daha az maliyetli ve kullanımı kolay bir yöntem. DSÖ'nün temel ilaçlar listesinde, ilaçla kürtaj için kullanılan mifebriston (RU-486 adıyla da biliniyor) ve misoprostol yer alıyor. Ancak mifepristone Türkiye'ye hiç girmedi. Misoprostol ise mide koruyucu ilaç olarak reçete ediliyor ve eczanelerde satılıyordu.
4 Ağustos 2023

Dünya genelinde ve Türkiye'de kadınlar arasında en yaygın kanser türü olan meme kanseri, yılda 2,3 milyon kadını etkiliyor ve Türkiye'de her yıl 24 bin yeni vaka tespit ediliyor. Meme kanseri, farklı alt türleri olan ve her biri için farklı tedavi yöntemleri gerektiren bir hastalıktır. Üçlü negatif meme kanseri, agresif seyirli ve hızlı büyüyen tümörlerle karakterize edilir. 2018'den itibaren bu alt tür için 'akıllı kemoterapiler' gibi yeni tedavi yöntemleri geliştirilmiştir. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Taner Korkmaz, bu tedaviler ve meme kanseri hakkında bilgi vermiş ve yeni tedavi yöntemlerinin meme kanseri tedavisindeki etkilerini açıklamıştır.
21 Mayıs 2023

OECD verilerine göre Türkiye, yüzde 60,1'lik sezaryen oranıyla dünya genelinde en yüksek orana sahip ülke konumunda. İstanbul Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Atıl Yüksel, bu artışın temel nedeninin sağlık sistemindeki özelleşme olduğunu belirtiyor. Hekimlerin medikolegal korkular ve hasta talepleri nedeniyle sezaryen oranlarının arttığını ifade eden Yüksel, özel hastanelerdeki sistemin de bu durumu tetiklediğini söylüyor. Ayrıca, normal doğum eğitiminin yeterliliği ve kamu spotlarının etkisizliği de tartışılan konular arasında.
7 Ekim 2024

Prof. Dr. Çağatay Güler, çevre kirliliğinin kadınlar üzerindeki etkilerini vurgulayarak, bu durumun kadına yönelik şiddetin bir başka boyutu olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtiyor. Çalışmalar, çevresel kimyasalların kadın sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini göstermekte; özellikle kanser, üreme sistemi sorunları ve iç mekan kirliliği gibi konulara dikkat çekilmekte. Güler, kadınların çevre bilincinin aile ve toplum sağlığı üzerinde belirleyici olduğunu ve ekofeminizm açısından kadınların doğaya daha duyarlı yaklaştığını ifade ediyor.
29 Nisan 2024
Daha fazla

Haberde, Türkiye'de endometriozis hastalığıyla mücadele eden kadınların durumu ve bu hastalıkla başa çıkmak için alternatif yöntemlere başvurdukları anlatılıyor. Ayrıca, hastalara doğru tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirme yapmayı amaçlayan bir derneğin varlığı ve etkinlik düzenlemesi olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Ancak, yanıltıcı bilgilerin yayılması ve hastaları bilimsel olmayan yöntemlere yönlendirmesi riski haberin olumsuz bir yönünü oluşturuyor. Bu nedenle, haberin içeriği hem olumlu hem de olumsuz unsurlar içerdiğinden dolayı 'neutral' olarak sınıflandırılmıştır.

İşaretlediklerim