Tunceli Belediyesi Eş Başkanı Birsen Orhan tutuklandı

Tunceli Belediyesi'nin DEM Partili Eş Başkanı Birsen Orhan, Tunceli başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında gözaltına alındı. Orhan'a, suç işlemeye tahrik suçlamasıyla ev hapsi ve yurt dışına çıkış yasağı verildi. 22 Kasım'da Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyım atanmıştı. Bu gelişmeler, Tunceli'de kayyım atamalarına karşı protestoların ve eylemlerin artmasına neden oldu.

Tunceli Belediyesi Eş Başkanı Birsen Orhan, 'suç işlemeye tahrik' suçlamasıyla ev hapsine mahkum edildi ve yurt dışına çıkış yasağı getirildi. Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyım atanmasının ardından, Tunceli başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında Orhan gözaltına alınmıştı. Kentte kayyım atamalarına karşı düzenlenen protestolarda polise mukavemet gösterdiği iddiasıyla sekiz kişi gözaltına alındı; bunlardan ikisi tutuklanırken, altısı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Tunceli Belediye Eş Başkanı Birsen Orhan, hakkında çıkarılan gözaltı kararının ardından tutuklanmıştı. Avukatlarının itirazı üzerine Orhan, serbest bırakıldı. Orhan, daha önce 'gösteri ve yürüyüş kanununa muhalefet' ve 'kamu görevlisine direnme' iddialarıyla gözaltına alınmış ve ev hapsi şartıyla serbest bırakılmıştı. Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyım atanması, bölgede protestolara neden olmuştu.

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, terör soruşturması kapsamında gözaltına alındı ve ardından PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak suçlamasıyla tutuklandı. İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy, Özer'in yerine kayyım olarak atandı. DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, bu duruma tepki göstererek Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslendi ve bu tür uygulamaların demokratik muhalefeti hedef aldığını belirtti. Doğan, seçmen iradesinin gasbı olarak nitelendirdiği bu duruma karşı toplumsal uzlaşı ve diyalog çağrısında bulundu.

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında tutuklandı. İstanbul başsavcılığı, Özer'in PKK lideri Abdullah Öcalan tarafından demokratik özerklik projesinde görevlendirildiğini ve bu konuda Kandil'e belgeler ulaştırıldığını iddia etti. Özer'in 10 yıllık süreçte terör örgütü mensubiyetleri nedeniyle adli işlem kaydı bulunan kişilerle iletişim kurduğu öne sürüldü. Olay, siyasi çevrelerde ve kamuoyunda çeşitli tepkilere yol açtı.