Türkiye ve Yunanistan, AGİT için ortak aday belirledi

Yunanistan'da genel seçimleri kazanan Başbakan Kiryakos Miçotakis'in yeni kabinesi açıklandı. Dışişleri Bakanlığı'na Yorgos Yerapetritis getirildi. Yerapetritis, son yıllarda Ankara-Atina hattında tansiyonun yükseldiği dönemlerde yaptığı açıklamalarla bilinen bir isim. Yerapetritis'in atanması, Türkiye-Yunanistan ilişkileri açısından önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Yunanistan Göç ve İltica Bakanı Dimitrios Kairidis, Türkiye ile yeni bir mülteci anlaşması yapılması gerektiğini ifade etti. Kairidis, Türkiye'nin göçmenlerin Doğu Akdeniz rotasını kontrol etmesi sebebiyle göçte kilit ülke olduğunu belirtti. Ayrıca, Türkiye ile AB arasında 2016'da imzalanan ve göçle mücadele etmeyi amaçlayan anlaşmanın Türkiye tarafından uygulanmadığını savundu.

Yunanistan'ın Türkiye sınırına yakın Meriç bölgesinde görev yapan beş sınır polisi, insan kaçakçılığı yapmakla suçlanarak gözaltına alındı. Polislerin, insan kaçakçılığı yapan bir şebekeyle bağlantılı oldukları iddia ediliyor. İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında polislerin telefon görüşmeleri Ekim 2022'den itibaren dinlenmeye alınmış. Soruşturmanın tamamlanmasının ardından Yunanistan Polis Teşkilatı'nın bir açıklama yapması bekleniyor.

Ali Yerlikaya'nın İçişleri Bakanı olarak atanmasının ardından bakanlıkta üst düzey atamalar gerçekleştirildi. İller İdaresi Genel Müdürlüğü, Personel Genel Müdürlüğü, Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Bilgi Teknolojileri Genel Müdürlüğü, Strateji Geliştirme Başkanlığı ve AFAD'ın çeşitli genel müdürlüklerine yeni atamalar yapıldı. Ayrıca, Göç İdaresi Başkanlığı Yabancılar Genel Müdürü Gözde Özkorul görevden alındı ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurulu üyeliğine Yunus Emre Karaosmanoğlu atandı.

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın (AGİT) Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu (DKİHB), Türkiye'deki seçim sürecine ilişkin bir ara rapor yayınladı. Rapor, siyasi partilerin karşılıklı kışkırtıcı mesajlar verdiğini, ifade ve medya özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar olduğunu, kadınların siyasette yeterince temsil edilmediğini ve mevzuatın demokratik seçimler için gerekli olan temel hak ve özgürlükleri kısıtlamaya devam ettiğini belirtiyor. Ayrıca, seçim kampanyalarının tonunun genellikle çatışmacı olduğu ve kadın adayların mitinglerde yeterince yer almadığı ifade ediliyor.