Murat Muratoğlu, Türkiye'nin ekonomik sorunlarının temelinde döviz fiyatlaması ve faiz seviyelerine odaklanmanın yanlış olduğunu belirtiyor. Yıllardır ihracata bağımlı ekonominin, ithal ikamesi sağlayacak bir sanayi dönüşümü gerçekleştiremediğini ve bu durumun ekonomik sıkıntıları derinleştirdiğini ifade ediyor. Ayrıca, yerel seçimler öncesinde hükümetin harcamaları artırması ve tasarruf politikalarını uygulamaması nedeniyle para politikası kararlarının anlamını yitirdiğini vurguluyor. Muratoğlu, Türkiye'nin ekonomik durumundan çıkışının zor olduğunu ve iyimser ekonomik raporlara karşın somut iyileşmelerin görülmediğini eleştiriyor.
23 Şubat 2024

Murat Muratoğlu, seçimlerin ülkenin ekonomik belirsizliklerinden kurtulmasına bir çözüm olmayacağını ve bütçe açığının ciddi boyutlara ulaştığını ifade ediyor. Seçim öncesi ekonomik göstergelerin suni olarak iyileştirilmeye çalışıldığını, ancak bu durumun sürdürülebilir olmadığını vurguluyor. Ayrıca, döviz kurlarının ve faiz oranlarının manipüle edilmesine rağmen, ülkenin ekonomik temellerinin zayıf kaldığını eleştiriyor. Muratoğlu, seçim sonrası ekonomik zorlukların daha da artacağını öngörüyor.
30 Mart 2024

Rahmi Turan, Türkiye ekonomisinde yaşanan sıkıntıların bilim dışı uygulamalar ve Merkez Bankası Başkanlarının görevden alınmaları sonucu ortaya çıktığını belirtiyor. Mehmet Şimşek'in ekonomi yönetimine getirilmesi ve rasyonel politikalara dönüş vurgusu yapmasına rağmen, beklenen iyileşmelerin gerçekleşmediğini ifade ediyor. Turan, devletin savurganlığının devam ettiğini, yerel seçimler için büyük harcamalar yapıldığını ve ekonomideki sorunların çözülmediğini eleştiriyor.
4 Şubat 2024

Merkez Bankası, politika faizini yüzde 50'de sabit tutma kararı aldı. Murat Muratoğlu, bu kararın halkı doğrudan ilgilendiren mevduat faizleriyle aynı olmadığını belirtiyor. Faiz oranlarının düşürülmesiyle mevcut politikanın işe yaramadığını ve teknik önlemler alındığını ifade ediyor. Muratoğlu, yanlış hamlelerin ülke ekonomisini daha da kötüleştirebileceğini ve para politikasının sınırlı etkisi olduğunu vurguluyor.
24 Mayıs 2024

Merkez Bankası, faiz oranlarını yüzde 45'te sabitleyerek piyasaları izlemeye aldı. Ancak, yazar Murat Muratoğlu'na göre, sonbahardan itibaren siyasi talimatlarla faiz indirimine gidilmesi kaçınılmaz görünüyor. Merkez Bankası'nın bağımsızlığının olmadığı ve sarayın etkisi altında olduğu iddia ediliyor. Bu durum, enflasyonun düşmesiyle birlikte, tasarruf sahiplerinin zarar görmesine ve genel olarak ekonomik zorlukların artmasına yol açacak.
26 Şubat 2024

Murat Muratoğlu, Merkez Bankası'nın 818.2 milyar lira zarar açıklamasını eleştirdi. Yazara göre, bu zarar özellikle Şahap Kavcıoğlu ve Hafize Gaye Erkan'ın dönemine aitken, Mehmet Şimşek'in Kur Korumalı Mevduat'ın yükünü Merkez Bankası'na paslamasıyla zararın büyüklüğü artmış. Muratoğlu, Merkez Bankası'nın özerkliğinin sadece sözde kaldığını ve yönetiminin emir almaya mecbur bırakıldığını ifade ediyor. Ayrıca, bu zararın Türk Lirası'nın değer kaybına ve enflasyonun devamına yol açacağını belirtiyor.
16 Nisan 2024

Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Merkez Bankası'nın faiz oranını yüzde 45'ten yüzde 50'ye yükseltmesini ve bu süreçte 20 milyar dolarlık döviz rezervinin kullanılmasını eleştirdi. Yılmaz, Ağustos'tan bu yana devam eden faiz artırımı trendinin geçen ay sona erdiğini ve bu dönemde döviz baskısını azaltmak için büyük miktarda rezervin kullanıldığını belirtti. Ayrıca, faiz artışının siyaset kurumuna rağmen gerçekleştiğini ve Merkez Bankası'nın bu kararlı tutumunun takdir edilmesi gerektiğini ifade etti, ancak siyasi liderlerin olumsuz tutumlarının tüm çabaları boşa çıkarabileceğini de vurguladı.
21 Mart 2024

MIT'den Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Türkiye'nin ekonomi politikalarındaki son değişiklikleri ve Merkez Bankası'nın faiz oranını %15'e çıkarmasını eleştirdi. Acemoğlu, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, rasyonel politikalara dönüş hedefinin ciddi olmadığını, ekonomik politik gücün hala cumhurbaşkanı ve çevresinde olduğunu ve yapısal problemlerle nasıl başa çıkılacağı konusunda belirsizlik olduğunu ifade etti. Ayrıca, bu adımların sadece kısa vadede zaman kazanmak için atıldığını öne sürdü.
22 Haziran 2023

Şeref Oğuz, Türkiye'nin heterodoks ekonomi politikaları nedeniyle yaşanan ekonomik sorunlara dikkat çekiyor. 1,9 trilyon TL'lik bütçe açığı, 818 milyar liralık Merkez Bankası zararı ve KKM ilave yüklerine işaret ederek, politika faizinin geç artırılmasının enflasyon ve döviz kuru üzerinde olumlu bir etki yaratmadığını belirtiyor. Oğuz, bu durumu gaflet ve cehalet ötesi bir hıyanet olarak nitelendiriyor ve yanlış politikaların sonuçlarına dair sorumluluğun kim tarafından üstlenileceğini sorguluyor.
19 Nisan 2024

Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay, bir toplantıda Türkiye'nin ekonomi politikaları ve mevcut ekonomik durumu hakkında eleştirel bir konuşma yaptı. Akçay, fonlama maliyeti ile mevduat faizi, politika faizi ile enflasyon oranı, ve faiz-kur bağlantısının kopmuş olduğunu belirtti. Göreve geldikleri günden bu yana bu sorunları çözmeye çalıştıklarını ifade etti. Ayrıca, ekonomik modellemelerde TÜİK tarafından açıklanan yanlış enflasyon verilerinin kullanıldığını eleştirdi ve yapısal reformların, serbest piyasa düzenlemelerinin, döviz kuru özgürlüğünün, vergi yasasının yeniden yapılandırılmasının, kamu harcamalarının kontrol altına alınmasının ve yatırımcıyı çekecek düzenlemelerin eksikliğine dikkat çekti.
9 Şubat 2024

Esfender Korkmaz, Türk Lirası'nın değer kaybı ve Merkez Bankası'nın karşılaştığı zorlukları tartışıyor. Merkez Bankası'nın parasal sıkılaştırma politikalarının, siyasi iktidarın seçim öncesi KOBİ'lere ve esnafa kredi dağıtımı gibi uygulamalarıyla çeliştiğini belirtiyor. Ayrıca, bütçede lüks harcamaların arttığı ve bu durumun Merkez Bankası'nın sıkı para politikasını etkisiz kılacağını ifade ediyor. Korkmaz, bu koşullar altında bir Merkez Bankası Başkanının neden görevde kalmak istemeyeceğini sorguluyor.
9 Şubat 2024

Veysel Ulusoy, Merkez Bankası'nın son raporunu eleştirerek, raporda enflasyonun gelecek dönemdeki seyrine dair somut politikaların ve stratejilerin eksikliğine dikkat çekiyor. Raporda üretim, istihdam politikası, işgücüne katılım ve enflasyonun düşürülmesi için gerekli modeller gibi önemli konularda bilgi verilmediğini belirtiyor. Ayrıca, Türkiye'nin ekonomik durumunun yolsuzluk, borç batağı ve düşük üretim gibi sorunlarla boğuştuğunu ve enflasyonun kontrol altına alınamadığını ifade ediyor.
11 Şubat 2024

Murat Muratoğlu, Türkiye'de ekonomik istikrarsızlığın ve hukuk sisteminin yetersizliğinin yabancı yatırımcıları nasıl etkilediğini tartışıyor. Honda, Volkswagen, LG, Ford, Chery, Saıc Motor, Skywell ve Great Wall gibi büyük şirketlerin Türkiye'deki yatırım planlarını iptal ettiği veya askıya aldığı belirtiliyor. Türk Lirası'nın değerli tutulması nedeniyle Türkiye'nin artık ucuz bir ülke olmadığı, ancak Türk halkının gelirlerinin Avrupa seviyesine ulaşmadığı vurgulanıyor. Ayrıca, meslek liselerinin durumu ve mavi yakalı iş gücü eksikliği gibi sorunlar da ele alınıyor.
12 Nisan 2024

Murat Muratoğlu, Türkiye ekonomisindeki dengesizliklere dikkat çekerek, emekli maaşlarına ek zam yapılamayacak durumu eleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın emekli maaşlarına ek zam yapmanın bütçeye büyük bir yük getireceğini belirtmesi üzerine, Muratoğlu, 2024 bütçesinde vergi muafiyetleri için ayrılan 2.2 trilyon liralık ödenekle karşılaştırma yaparak, bu durumun bir avuç kişi veya şirkete ayrıcalık tanınması anlamına geldiğini vurguladı. Yazısında, bu kararların halka danışılmadan alındığını eleştirdi.
4 Mart 2024

Murat Muratoğlu, emekli maaşlarının bayram öncesi yatırılmamasını eleştirerek, enflasyonun sebebi olarak iktidarı suçladı. İktidarın kötü yönetimi nedeniyle her hamlenin zarara yol açtığını belirtti. Emekli maaşlarının geç ödenmesinin ekonomik sorunları çözmeyeceğini vurguladı.
17 Haziran 2024

Merkez Bankası'nın başkan yardımcısı, ekonomi politikaları ve uygulamaları hakkında eleştirel açıklamalarda bulundu. Ağırlıklı fonlama maliyeti, mevduat faizi, politika faizi ve faiz kur ilişkilerinin kopukluğundan bahsetti. Bu eleştirilerin, kendisini bu pozisyona atayanlara ve seçimler öncesi sorunları gizleyerek halkın gözünü boyayan Nureddin Nebati ekibine yönelik olduğu belirtildi. Hayri Kozanoğlu, bu durumu ele alarak, başkan yardımcısının şikayetlerinin adresinin yanlış olduğunu vurguladı.
20 Şubat 2024

Merkez Bankası, faiz oranlarını yüzde 19'dan yüzde 8,5'e indirdi ancak bu hamle enflasyonu düşürmek yerine, enflasyon oranını yüzde 15-20 aralığından yüzde 80'in üzerine çıkardı. Bu durum, 'faiz sebep, enflasyon sonuç' tezinin işlemediğini gösterdi. Geçen hafta, Merkez Bankası'nın beş puanlık faiz artırımı yapması, bu politikanın terk edildiğine ve daha rasyonel bir yaklaşıma dönüldüğüne işaret ediyor. Servet Yıldırım, yüksek faizin ekonomiye zararlarını sıralarken, Türkiye'nin dünyanın en yüksek faiz veren ülkeleri arasında olduğunu belirtiyor ve sıkı para politikası uygulamanın kaçınılmaz olduğunu vurguluyor.
25 Mart 2024

Türkiye'de döviz talebinin artması ve TL'nin değer kaybetmesiyle kurlar yükseliyor ve bu durum Merkez Bankası'nın rezervlerindeki erimeyi hızlandırıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, faiz indirimlerinin devam edeceğini belirtiyor ve iktidar, piyasada kontrol sağlamak için çeşitli düzenlemeler yapıyor. Merkez Bankası, seçim sonrası ilk haftada üç yeni düzenleme gerçekleştirdi. Ekonomistler ve piyasa oyuncuları, bankada döviz hesabı olan vatandaşların olumsuz gelişmelere hazırlıklı olmaları gerektiğini ifade ediyorlar. Prof. Öner Günçavdı, bu durumun adı konmamış bir sermaye kontrolü olduğunu ve Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığını kazanması halinde Türkiye'nin kredi açığının büyüyeceğini, bu durumun vatandaşa vergi yoluyla kaynak yaratma yükümlülüğü getireceğini belirtiyor.
19 Mayıs 2023

Merkez Bankası, yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 22,3’ten yüzde 58’e çıkardı. Bu durum, bazı ekonomistler tarafından olumlu karşılanırken, bazıları tarafından eleştirildi. Eleştiriler genellikle, bu yüksek enflasyon tahmininin Türkiye ekonomisindeki mevcut sorunları ve politikaların çelişkilerini vurgulamaktaydı. Öte yandan, bazı ekonomistler, Merkez Bankası'nın gerçekçi bir tahminde bulunduğunu ve bu durumun kredibilite açısından olumlu olduğunu belirtti.
27 Temmuz 2023

Mehmet Şimşek, seçimlerin ardından Orta Vadeli Programın güçlendirilerek devam edeceğini açıkladı. Program, enflasyona göre yılda bir kez yapılacak zamları içeriyor ancak yıl başından bu yana uygulamaların bu yönde olmadığı görüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, temmuz ayında emeklilere zam yapılacağını söyledi. Murat Muratoğlu, serbest piyasa iddialarına rağmen kamu bankalarının piyasaya döviz sattığını ve faizlerin artırıldığını eleştirerek, ekonomi politikalarının sürdürülebilirliğini sorguluyor.
2 Nisan 2024
İşaretlediklerim