Türkiye, kişi başına düşen su miktarıyla 'su sıkıntısı çeken' bir ülke konumunda ve 2030 yılında bu durumun daha da kötüleşmesi bekleniyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ayşe Uyduranoğlu, Türkiye'nin su fakiri olma yolunda ilerlediğini ve bu durumun göçlere neden olabileceğini belirtiyor. Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelede yeterli politikalara sahip olmadığı, uluslararası sözleşmeleri geç onayladığı ve çevre sorunlarının politikacılar tarafından yeterince ciddiye alınmadığı ifade ediliyor. Uyduranoğlu, sera gazı emisyonlarının azaltılmasının gelişmeyi destekleyeceğini ve Türkiye'nin yeşil dönüşümü benimsemesi gerektiğini vurguluyor.
26 Mart 2023

Küresel Su Ekonomisi Komisyonu, dünya genelinde hızla derinleşen su krizi nedeniyle gıda üretiminin yarısının önümüzdeki 25 yıl içinde risk altında olabileceğini belirtti. Rapora göre, dünya nüfusunun yarısı su kıtlığıyla karşı karşıya ve iklim krizinin etkileri arttıkça bu oran daha da artacak. Su talebinin arzı yüzde 40 oranında aşacağı öngörülüyor. Komisyon, su kaynaklarının korunması ve verimli kullanımı için uluslararası işbirliğinin önemine dikkat çekti.
17 Ekim 2024

ABD'li bilim insanı James Hansen ve ekibinin yaptığı araştırmaya göre, küresel ısınma şu anda tespit edilenden daha hızlı artıyor. Bu durum, önümüzdeki 10 yıl içinde önemli bir sıcaklık eşiğinin aşılmasına yol açacak. Araştırma, dünyanın Paris İklim Anlaşması'nda belirlenen 1.5 santigrat derece eşiğini beklenenden çok daha erken aşacağını öngörüyor. Hansen, fosil yakıtların yakılmaya devam edilmesi ve Dünya'nın bunun etkilerine karşı 'çok hassas' olması nedeniyle 'taahhütlü ısınma' ile büyük miktarda küresel ısınma biriktiğini belirtiyor.
2 Kasım 2023

Avrupa Çevre Ajansı tarafından hazırlanan Avrupa İklim Riski Değerlendirmesi Raporu, Avrupa'nın küresel ısınmanın etkilerini daha fazla hissetmeye başladığını ve acil önlemler alınmadığı takdirde felaket senaryolarıyla karşı karşıya kalabileceğini vurguluyor. Raporda, Avrupa için 36 büyük iklim riski beş başlık altında inceleniyor ve özellikle Güney Avrupa'nın orman yangınları, aşırı sıcaklar ve su kıtlığı gibi risklerle daha fazla tehdit altında olduğu belirtiliyor. Ayrıca, Avrupa'nın deniz kenarındaki alçak kıyı bölgelerinin sel, erozyon ve tuzlu su sızması tehditleriyle karşı karşıya olduğu kaydediliyor.
11 Mart 2024

Britanya merkezli tıp dergisi The Lancet'in yayımladığı raporda, iklim değişikliğinin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri vurgulanıyor ve Avrupa'da bu etkilerin eşitsiz dağılımına işaret ediliyor. Raporda, sıcaklıkla ilişkili ölümlerin ve sıcak hava dalgalarının arttığı, gıda güvencesizliği ve ekonomik kayıpların yükseldiği belirtiliyor. Ayrıca, fosil yakıtların yanmasından kaynaklanan emisyonların ve hava kirliliğinin azaltılmasına yönelik yetersiz ilerleme kaydedildiği ifade ediliyor. Rapor, Avrupa'nın iklim krizindeki sorumluluğunu ve bu krizin sağlık üzerindeki eşitsiz etkilerini öne çıkarıyor.
13 Mayıs 2024

Abdullah Karakuş, ABD, Çin, Hindistan, AB ülkeleri ve Rusya'nın dünyayı en çok kirleten ülkeler olduğunu belirtiyor. Uzmanlar, dünyanın ısısının 2 derece daha artması halinde krizlerin başlayacağını ve bunun gıda kıtlığı, kuraklık ve göçlere yol açacağını öngörüyor. Karakuş, orman yangınlarının artışına dikkat çekerek, insan hatası ve dikkatsizliğin bu yangınların başlıca nedenleri olduğunu vurguluyor. Orman yangınlarını önlemek için alınması gereken önlemler hakkında da önerilerde bulunuyor.
21 Haziran 2024

Bilim insanları, insan faaliyetlerinin yol açtığı iklim değişikliğinin Orta Avrupa’daki sel felaketlerinin yeniden yaşanma ihtimalini iki katına çıkardığını ve yağış yoğunluğunu yüzde yedi arttırdığını tespit etti. Geçen hafta başlayan rekor yağışlar nedeniyle Avusturya, Çekya, Romanya ve Polonya’da 23 kişi hayatını kaybetti. Avrupa Birliği, bu sellerin ve Portekiz’deki orman yangınlarının iklim çöküşünün ortak kanıtı olduğunu belirtti. Analizler, fosil yakıtların yakılmaya devam edilmesi halinde benzer yağış olaylarının daha sık ve yoğun yaşanacağını öngörüyor.
25 Eylül 2024

2023 yılı, iklim bilimcilerin tahminlerinin aksine, kaydedilen en sıcak yıl oldu ve bu durum bilim insanlarını şaşırttı. NASA Goddard Uzay Araştırmaları Enstitüsü Direktörü Gavin Schmidt, iklim modellerinin bu ani sıcaklık artışını öngöremediğini belirtti. Sera gazı emisyonları, Tonga'daki volkanik patlama ve denizcilik endüstrisindeki sülfür emisyonlarını azaltan düzenlemeler gibi faktörlerin etkileri incelendi, ancak hiçbiri sıcaklık artışını tam olarak açıklayamadı. Schmidt ve diğer bilim insanları, iklim sisteminin işleyişinde beklenmedik değişiklikler olabileceğini ve daha iyi veri sistemlerine ihtiyaç duyulduğunu ifade ediyor.
28 Mart 2024

2023 yılı, kaydedilen en sıcak yıl olarak tarihe geçti ve bu dönemde ormanlar, bitkiler ve topraklar neredeyse hiç karbon emmedi. Araştırmacılar, toprak tarafından emilen karbon miktarının geçici olarak çöküşte olduğunu belirtiyor. Bu durum, iklim değişikliğinin etkilerini daha da artırabilir ve doğal karbon yutaklarının işlevselliğini kaybetmesine yol açabilir. Dünya genelinde artan sıcaklıklar ve kuraklık, ekosistemleri alışılmadık durumlara itiyor ve bu da karbon emilimini olumsuz etkiliyor.
15 Ekim 2024

Arı popülasyonunda meydana gelen kayıplar, ekosistemin dengesini bozarak çiçekli bitkilerin tozlaşmasını ve dolayısıyla gıda üretimini olumsuz etkileyebilir. Değişen iklim koşulları ve insan faaliyetleri, arıların yanı sıra diğer polen taşıyıcıların da popülasyonlarını tehdit ediyor. Bu durum, ekolojik sorunların yanı sıra ekonomik ve sosyolojik sorunlara da yol açabilir. Uzmanlar, arıların biyoçeşitlilik ve ekolojik denge için vazgeçilmez olduğunu vurguluyor.
20 Mayıs 2024

Yeni bir araştırma, küresel ısınma nedeniyle Türkiye ve Avrupa’daki kayak merkezlerinin neredeyse tamamının yüksek risk altında olduğunu gösteriyor. Araştırma, bu yüzyılda küresel sıcaklık artışının sanayi öncesi döneme göre 3 dereceye ulaşması halinde, Avrupa’daki kayak merkezlerinin yüzde 91’inin çok az kar alma riski altında olacağını ve Türkiye’deki kayak merkezlerinin tamamının yüksek risk altında olacağını tahmin ediyor. Emisyonların ve sıcaklık artışının söz konusu seviyeye ulaşması halinde, kapsamlı kar yapma çalışmalarıyla bile Avrupa’daki kayak merkezlerinin yaklaşık yarısının bu koşullarla karşı karşıya kalması bekleniyor.
28 Ağustos 2023

Türkiye Su Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Lütfi Akca, Türkiye'nin su kaynaklarının nüfus artışı ve iklim değişikliği nedeniyle azalabileceğini ve ülkenin su fakiri olma riskiyle karşı karşıya kalabileceğini belirtti. Türkiye'de kişi başına düşen su miktarının 1312 metreküp olduğunu ve bu değerin 2050'li yıllarda 1000 metreküpün altına düşebileceğini ifade etti. Özellikle Konya, Akarçay, Burdur, Gediz, Büyük Menderes ve Küçük Menderes havzalarında su kıtlığı yaşandığını vurgulayan Akca, tarımsal üretimde suya göre tarım tedbirlerinin uygulanması gerektiğini söyledi.
28 Ağustos 2024

Greenpeace Akdeniz, Hatay'ın Samandağ ve Defne ilçelerinde gerçekleştirdiği partikül madde ölçümlerinde, Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği limitlerin 5.2 kat üstünde hava kirliliği saptadı. Deprem sonrası enkaz kaldırma işlemleri sırasında oluşan toz bulutları, sağlık için ciddi riskler oluşturuyor. Ölçümler, özellikle akşam saatlerinde ve çadır bölgelerinde hava kirliliğinin arttığını gösteriyor. Hava kirliliği, çocuklar, yaşlılar ve hamileler için daha büyük risk taşıyor ve kronik hastalıkların alevlenmesine yol açabiliyor.
15 Mart 2023

İklim krizi, sosyal ve ekonomik baskılar yaratarak toplumsal dayanışmayı zayıflatmakta ve psikolojik sorunlara yol açmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, iklim krizini bir sağlık krizi olarak ilan etmiş ve bu krizin sağlık alanındaki etkilerine dikkat çekmiştir. Yuvam Dünya Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kıvılcım Pınar Kocabıyık, iklim olaylarının ruh sağlığı üzerindeki etkilerini vurgularken, eko-anksiyete ve ekolojik yas gibi kavramların daha sık kullanılmaya başlandığını belirtmiştir. Ayrıca, iklim krizinin tüketim kültürüyle ilişkili bir kriz olduğunu ve tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
10 Ekim 2024

El Nino hava olayının sona ermesiyle birlikte La Nina hava koşulları etkili olmaya başlıyor ve bu durum 2024'ün son altı ayında rekor sıcaklıkların görülme ihtimalini azaltıyor. Copernicus İklim Değişikliği Servisi verilerine göre, Haziran 2024, insanlık tarihinin en sıcak haziranı olarak kaydedildi. Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Levent Kurnaz, 2024 yazının en sıcak ikinci veya üçüncü yaz olabileceğini belirtti. Akdeniz Havzası'ndaki ülkelerin iklim değişikliğinden kötü etkileneceği ve sıcaklıkların çöl seviyesine ulaşabileceği uyarısında bulundu.
11 Temmuz 2024

Bilim insanları, atmosfere yılda 5 milyon ton elmas tozu püskürtülmesinin Dünya'nın ısısını 1,6 derece düşürebileceğini öne sürdü. Bu yöntem, güneş ışınlarını yansıtarak küresel ısınmayı azaltmayı hedefleyen bir jeomühendislik yaklaşımı olarak değerlendiriliyor. Ancak, bu yöntemin uygulanabilirliği ve maliyeti konusunda tartışmalar sürüyor. Elmas tozunun, kükürt dioksit gibi asit yağmurlarına neden olmaması avantaj olarak görülse de, maliyetinin oldukça yüksek olması nedeniyle eleştiriliyor.
18 Ekim 2024

Birleşmiş Milletler Çevre Programı, ülkelerin sera gazı emisyonlarını hızla azaltmaması durumunda Paris Anlaşması'nın 1,5 derece hedefinin birkaç yıl içinde kaybedilebileceği uyarısında bulundu. UNEP'in Emisyon Açığı Raporu, ülkelerin 2030'a kadar emisyonlarını yüzde 42, 2035'e kadar ise yüzde 57 azaltması gerektiğini belirtiyor. Mevcut politikaların devam etmesi durumunda küresel sıcaklık artışının 3,1 dereceye kadar çıkabileceği ve bu senaryonun yüzde 66 gerçekleşme ihtimali olduğu ifade ediliyor. Küresel sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutmak için emisyonların 2030'a kadar yüzde 28, 2035'e kadar yüzde 37 düşmesi gerektiği vurgulanıyor.
24 Ekim 2024

Avrupa İklim Hizmeti'nin projeksiyonlarına göre, 2024 yılı, sanayi öncesi döneme göre 1,5 dereceyi aşan sıcaklıklarla dünya tarihinin en sıcak yılı olabilir. Bu durum, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini daha belirgin hale getiriyor. Uzmanlar, insan kaynaklı iklim değişikliğinin ve El Nino gibi doğal etkenlerin bu sıcaklık artışında etkili olduğunu belirtiyor. COP29 İklim Konferansı öncesinde, küresel ısınmayı sınırlama ihtiyacının aciliyeti vurgulanıyor.
7 Kasım 2024

Leeds Üniversitesi'nin hazırladığı Küresel İklim Değişikliği Göstergeleri raporuna göre, insan faaliyetlerinden kaynaklanan küresel ısınma her 10 yılda 0,26 derece artışla tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. 2013-2022 döneminde sanayi öncesi döneme göre 1,14 derece olan küresel sıcaklık artışı, 2014-2023 döneminde 1,19 dereceye yükseldi. Fosil yakıt emisyonları, iklim değişikliğinin başlıca nedeni olarak gösterilirken, çimento üretimi, tarım ve ormansızlaşma gibi diğer kirlilik kaynaklarının da ısınmaya katkıda bulunduğu belirtildi. BM, küresel ısınmayı 1,5 derecede tutma kararlılığının azaldığını vurguladı.
5 Haziran 2024

Marmara Denizi'nde müsilaj nedeniyle balık çeşitliliği yüzde 25 azaldı, ancak köpek balığı ve vatoz gibi türlerin sayısında yüzde 100'e yakın artış gözlendi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi'nin yaptığı araştırmalar, müsilajın deniz ekosistemine olan olumsuz etkilerini ortaya koydu. Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi'nin biyolojik koridor olma özelliği nedeniyle bu durumun Karadeniz, Akdeniz ve Ege Denizi'ni de etkileyebileceğini belirtti. Müsilajın, deniz süngerlerinin toplu ölümüne ve mercanlarda yüzde 30'lara varan kayıplara neden olduğu da vurgulandı.
7 Haziran 2024
İşaretlediklerim