İbrahim Varlı, rejimin iktidarını kaybetmemek için kendisinden yana olmayan herkesi 'ulusal güvenlik' tehdidi olarak kodladığını ve itiraz eden her kesimi susturmaya çalıştığını belirtiyor. Rejimin toplumu 'biz ve onlar' ayrımına tabi tutarak iç ve dış düşmanlar belirlediğini ve bu düşmanların yeni anayasanın sınırlarını ve yapısını belirleyeceğini ifade ediyor. Yeni anayasanın demokratik standartlardan ziyade güvenlik önceliklerine odaklanacağını ve Cumhuriyetin dinsel-ideolojik bir akla göre yeniden biçimlendirilmeye çalışıldığını vurguluyor.