Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2021-2023 dönemi için doğuşta beklenen ortalama yaşam süresini 77,3 yıl olarak açıkladı. Kadınların ortalama yaşam süresi 80 yıl iken, erkeklerin 74,7 yıl olarak belirlendi. Tunceli, 80,8 yıl ile en yüksek yaşam süresi beklentisine sahip il olurken, Kilis 76,1 yıl ile en düşük yaşam süresine sahip il oldu. Eğitim düzeyinin yükselmesiyle beklenen yaşam süresinin de arttığı tespit edildi.
18 Eylül 2024

Washington Üniversitesi Sağlık Ölçümleri ve Değerlendirme Enstitüsü tarafından yürütülen uluslararası bir araştırma, Covid-19 salgınının 2019 ile 2021 yılları arasında dünya genelinde beklenen yaşam süresini 1,5 yılı aşkın süreyle azalttığını ortaya koydu. Araştırmacı Dr. Austin E. Schumacher, salgının yetişkinler üzerinde derin etkiler bıraktığını ve ülkelerin yüzde 84'ünde beklenen yaşam süresinin azaldığını belirtti. Bu durum, yeni patojenlerin potansiyel yıkıcı etkilerini gözler önüne seriyor.
13 Mart 2024

Türkiye İstatistik Kurumu'nun 'Hayat Tabloları, 2020-2022' istatistiklerine göre, Türkiye'deki doğuşta beklenen yaşam süresi toplamda 77,5 yıl olarak belirlendi. Bu süre erkekler için 74,8, kadınlar için ise 80,3 yıl. 15 yaşındaki kişilerin ortalama kalan yaşam süresi 63,5 yıl, 30 yaşındaki bir kişi için ortalama kalan yaşam süresi 48,9 yıl ve 50 yaşındaki bir kişinin kalan yaşam süresi ortalama 29,8 yıl olarak hesaplandı.
18 Eylül 2023

The Lancet dergisinde yayınlanan 'Küresel Hastalık Yükü 2021' araştırması, Covid-19 pandemisinin 2019-2021 yılları arasında dünya genelinde beklenen yaşam süresini bir yıl altı ay azalttığını ortaya koydu. Bu durum, 1950'den bu yana yaşam süresindeki ilk düşüş olarak kaydedildi. Araştırma, pandeminin yaklaşık 16 milyon insanın ölümüne yol açtığını ve pandemi döneminde ölümlerin ortalama yüzde 5,1 arttığını belirtti. Ayrıca, dünya nüfusunun yaşlanması ve bu değişimin sağlık ve sosyal güvenlik sistemleri üzerindeki etkilerine dikkat çekildi.
13 Mart 2024

Türkiye'de yapılan bir araştırma, ülkedeki kalp yetersizliği hastalığının durumunu ortaya koydu. 2016-2022 yılları arasında 2 milyon 722 bin 151 kişi üzerinde yapılan çalışma, Türkiye'de her yüz kişiden ikisinin kalp yetmezliği hastası olduğunu ve hastalığın Avrupa ülkelerine kıyasla 8-10 yıl daha genç yaşta başladığını gösterdi. Araştırma, kalp yetersizliği sıklığının kadınlarda erkeklere göre daha yüksek olduğunu ve genç hastaların prevalansının endişe verici olduğunu belirtti. Ayrıca, düşük sosyoekonomik koşullarda yaşayan hastaların hayatta kalma oranının yüksek olduğu ve sağlık sigortası sisteminin (SGK) bu durumda kritik bir rol oynadığı tespit edildi.
9 Şubat 2024

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2018-2020 Hayat Tabloları verilerine göre, Türkiye'de doğuştan beklenen yaşam süresi 78,6 yıldan 78,3 yıla düştü. Kadınlar erkeklerden ortalama 5,5 yıl daha uzun yaşıyor. En yüksek yaşam süresine sahip il Gümüşhane olarak belirlenirken, en düşük yaşam süresi Kilis'te kaydedildi. İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde yaşam süresi Türkiye ortalamasının üzerinde.
26 Nisan 2023

Bilim insanları, ortalama 47 yaşındaki 6 bin 500'den fazla yetişkin üzerinde yapılan bir araştırmaya dayanarak, vücudun yaşlanma sürecini altı yıl yavaşlatabilecek sekiz sağlık önlemi saptadı. Bu önlemler arasında sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite artışı, sigarayı bırakma, yeterli uyku, sağlıklı kilo, kolesterol kontrolü, kan şekeri ve kan basıncı yönetimi bulunuyor. Araştırmacılar, bu önlemleri 'Hayatın Sekiz Esası' olarak adlandırıyor ve kardiyovasküler sağlığı iyi olan kişilerin biyolojik olarak gerçek yaşlarından daha genç olduklarını belirtiyor.
6 Kasım 2023

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) nüfus projeksiyonu verilerine göre, 2026 yılında Türkiye'deki kadın nüfusu erkek nüfusunu geçecek. 2026'da ülke nüfusunun 86 milyon 654 bin 276'ya ulaşması beklenirken, kadın nüfusunun erkek nüfusundan 25 bin 834 kişi fazla olacağı öngörülüyor. Bu eğilimin 22. yüzyıla kadar devam edeceği ve 2100 yılında kadın nüfusunun erkek nüfusundan 1 milyon 371 bin 922 kişi fazla olacağı tahmin ediliyor. Ayrıca, 2075 yılında her üç kişiden birinin yaşlı olacağı belirtiliyor.
31 Temmuz 2024

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Covid-19 salgını nedeniyle dünya genelinde beklenen yaşam süresinin yaklaşık iki yıl azaldığını duyurdu. 2019-2021 yılları arasında beklenen yaşam süresi 1,8 yıl azalarak ortalama 71,4 yıla düştü. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, salgının beklenen yaşam süresinde 10 yıllık bir kazanımı tersine çevirdiğini belirtti ve ülkelerin küresel bir salgın anlaşması üzerinde uzlaşmaları gerektiğini vurguladı.
24 Mayıs 2024

Türkiye'de bir zamanlar genç nüfusa sahip olmanın bir özelliği olarak kabul edilen durum, doğurganlık oranındaki düşüşle değişmek üzere. 2022 yılında 15-44 yaş arası kadın başına düşen canlı doğum oranı 1.61'e düşmüş ve 2023'te bu oranın daha da azalması bekleniyor. Bu düşüşün ana sebepleri arasında ekonomik koşullar ve gelecek kaygısı gösteriliyor. İnsanlar, maddi zorluklar ve kaliteli eğitim gibi konularda endişe duydukları için daha az çocuk sahibi olmayı tercih ediyorlar.
8 Şubat 2024

Türkiye'de 65 yaş ve üzeri nüfusun oranı 2023'te %10,2'ye ulaşarak cumhuriyet tarihinde ilk kez çift haneye çıktı. Bu oranla Türkiye, Birleşmiş Milletler (BM) nüfus kriterlerine göre 'çok yaşlı nüfuslu ülke' statüsünde yer alıyor. Dünya genelinde yaşlanma trendi devam ederken, Türkiye'nin yaşlı nüfusunun 2030'da %12,9, 2040'ta %16,3 ve 2060'ta %22,6'ya ulaşması bekleniyor. Bu durum, Türkiye'nin nüfus artış hızının gerilediğini ve yaşlanma oranının arttığını gösteriyor.
19 Mart 2024

Küresel bir araştırmaya göre, ilaçlara dirençli bakteriler 2050 yılına kadar 39 milyon insanın ölümüne neden olabilir. Araştırma, 1990 ile 2021 yılları arasındaki ilaç direncine bağlı ölüm verilerini analiz etti ve özellikle yaşlı nüfusun tehdit altında olduğunu belirtti. Çalışma, AMR'ye bağlı ölümlerin %80 oranında arttığını ve 2050'de bu oranın %146'ya yükseleceğini öngörüyor. En fazla ölümün Güney Asya, Doğu Asya ve Sahraaltı Afrika'da olacağı tahmin ediliyor.
17 Eylül 2024

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2023 'İstatistiklerle Yaşlılar' çalışmasına göre, Türkiye'de 65 yaş ve üzeri nüfus son beş yılda yüzde 21,4 artarak 8 milyon 722 bin 806 kişiye ulaştı ve toplam nüfus içindeki oranı yüzde 10,2'ye çıktı. Yaşlı nüfusun cinsiyet dağılımında kadınlar yüzde 55,5 ile erkeklerden fazla. Nüfus projeksiyonları, yaşlı nüfus oranının 2080'de yüzde 25,6'ya ulaşacağını öngörüyor. Türkiye, yaşlı nüfus oranı bakımından dünya genelinde 184 ülke arasında 67. sırada yer alıyor.
27 Mart 2024

Doğan Tılıç, Türkiye'nin doğurganlık oranının mevcut seviyede kalması durumunda 2050 yılında nüfusunun 93 milyona ulaşacağını belirtiyor. Avrupa'nın önümüzdeki 30 yılda yüzde 7 oranında bir nüfus azalması yaşayacağını ve bu durumu büyük bir sorun olarak görmediklerini ifade ediyor. Tılıç, düşük doğurganlığın her zaman olumsuz bir durum olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, ekolojik denge ve kaynakların sürdürülebilir kullanımı açısından olumlu sonuçlar doğurabileceğini vurguluyor. Ayrıca, doğru yönetilen politikalarla toplumun refahının artırılabileceğini savunuyor.
13 Temmuz 2024

ABD'deki UC Merced Üniversitesi'nden araştırmacılar, hücrelerde protein üretiminin yavaşlaması sonucunda insan ömrünün iki kat uzayabileceğini keşfetti. Araştırma, OTUD6 proteininin hücrelerde protein üretimini yüzde 50 oranında azalttığını ve bu durumun meyve sineklerinin yaşam süresini iki katına çıkardığını gösterdi. Bilim insanları, bu mekanizmanın kanser hücrelerinin gelişimini nasıl etkilediğini de inceliyor. Eğer çalışma insanlar üzerinde etkili olursa, ortalama insan ömrü 80 yıldan 160 yıla kadar çıkabilir.
6 Eylül 2024

Stanford Üniversitesi'ndeki bir araştırma ekibi, binlerce orta yaş ve üstü kişide yaptıkları kan testleriyle, sağlıklı görünen 50 yaş ve üstü beş yetişkinden birinde en az bir organın diğerlerine göre daha hızlı yaşlandığını tespit etti. Araştırma, 11 ana organ ve doku üzerinde yoğunlaşarak, bu organlardan kaynaklanabilecek hastalıkları öngörmeye yardımcı olabilir. Araştırmacılar, bulguların daha geniş bir örnekleme ile teyit edilmesi durumunda, hızlı yaşlanan organlar için önleyici tedavilerin başlatılabileceğini belirtiyor.
7 Aralık 2023

Columbia Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen ve JAMA Network Open dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, 1948'den bu yana üç nesil üzerinden toplanan 14,106 katılımcının verilerini analiz ederek, daha yüksek eğitim seviyesine sahip bireylerin daha yavaş yaşlandığını ortaya koydu. Araştırmacılar, katılımcıların her iki yıllık ek eğitim görmeleri durumunda yaşlanma hızlarının yüzde 2 ila 3 oranında yavaşlayabileceğini ve bu durumun ölüm riskini yaklaşık yüzde 7 oranında azaltabileceğini tespit etti. Araştırma, eğitim seviyesi ile yaşlanma ve ölüm riski arasındaki ilişkiyi detaylı bir şekilde inceliyor.
4 Mart 2024

Birleşmiş Milletler'in yayımladığı rapora göre, 2021'de her 4,4 saniyede bir çocuk veya genç ölümü gerçekleşti ve bu trend devam ederse 2030'a kadar 59 milyon çocuk ve genç ölebilir. 5 yaş altı çocuk ölümleri dünya genelinde yüzde 50 azalırken, 5-24 yaş arası ölüm oranlarında yüzde 36, ölü doğum oranlarında ise yüzde 35 düşüş yaşandı. Sahra Altı Afrika ve Güney Asya, çocuk ölümlerinin en yoğun yaşandığı bölgeler olarak belirlendi. UNICEF ve DSÖ yetkilileri, temel sağlık hizmetlerine yapılan yatırımların ve siyasi iradenin önemine dikkat çekti.
10 Ocak 2023

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) yayımladığı 'Muhtemel Eğitim Süresi' bültenine göre, Türkiye'de ilkokula başlama çağındaki bir bireyin en yüksek eğitim seviyesini tamamlayana kadar eğitim hayatında geçirmesi muhtemel süre 2022'de 18,2 yıl oldu. Okul öncesi eğitimde muhtemel eğitim süresi 2018-2022 yılları için yüzde 32,5 artış gösterdi. İl düzeyinde en yüksek muhtemel eğitim süresi 20,3 yılla İstanbul'da gerçekleşti. Türkiye genelinde muhtemel eğitim süresi, 2022'de kadınlar için 18,3 yıl, erkekler için ise 18,1 yıl oldu.
4 Ekim 2023

University College London öncülüğünde hazırlanan ve 114 uluslararası uzmanın katkıda bulunduğu Lancet Sağlık ve İklim Değişikliği Geri Sayım Raporu'na göre, küresel sıcaklık artışının devam etmesi halinde yüzyılın ortasına kadar sıcaklığa bağlı ölümlerin yüzde 370 oranında artabileceği belirtiliyor. Rapor, fosil yakıtlara yapılan yatırımların arttığını ve hükümetlerin fosil yakıtları teşvik etmeye devam ettiğini gösteriyor. Uzmanlar, eylemsizliğin insan hayatı üzerinde büyük maliyetlere yol açacağı konusunda uyarıyor ve politikacıların kararlarının insan ve diğer canlı türleri için hayati önem taşıdığını vurguluyor.
15 Kasım 2023
İşaretlediklerim