Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, Türk Demokrasi Vakfı'nın düzenlediği toplantıda Türkiye'deki yargı sistemini eleştirdi. Selçuk, Türkiye'de verilen yargı kararlarının yüzde 99'unun geçersiz olduğunu ve mahkemelerin bağımsızlığının olmadığını belirtti. Ayrıca, yedek yargıç kurulunun işlevsiz olduğunu ve kendisinin bile hak arama özgürlüğünü kullanamadığını ifade etti.
31 Mayıs 2024

Avrupa Komisyonu, Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde gerileme yaşadığını ve başkanlık sisteminde yapısal sorunların devam ettiğini belirtti. Raporda, yürütme organının denetim mekanizmalarının etkisiz olduğu ve siyasi çoğulculuğun baltalandığı ifade edildi. Yargı bağımsızlığında ciddi gerilemeler olduğu ve yolsuzlukla mücadelede etkili önlemlerin alınmadığı vurgulandı. Ayrıca insan hakları durumunun iyileşmediği, ifade özgürlüğünde gerileme yaşandığı ve azınlıklar ile LGBTİ+ bireylere yönelik ayrımcılığın devam ettiği kaydedildi.
8 Kasım 2023

Taha Akyol, iktidarın Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) bireysel başvurular üzerine insan hakları ihlallerini denetleme yetkisini daraltma hazırlığında olduğunu belirtiyor. Bu değişiklikle, adil yargılanma hakkı, etkin soruşturma eksikliği ve delillerin geçersizliği gibi gerekçelerle AYM'nin inceleme yapamayacağını ifade ediyor. Akyol, bu durumun Türkiye'nin hukuk devleti puanını düşüreceğini ve yalnızca yanlış kararı veren mahkemeyi değil, onaylayan Yargıtay'ı ve uygulayan Meclis'i de bağlayan AYM kararlarının önemini vurguluyor.
11 Şubat 2024

Barış Pehlivan, Yargıtay, Danıştay ve bölge adliye mahkemelerinde görev yapan hâkimler ve savcılarla yaptığı görüşmeler sonucunda, Türkiye'deki yargı sisteminin siyasi konjonktürden nasıl etkilenebileceğini ele alıyor. Yazıda, yargının bağımsızlığına inanan meslek mensuplarının şahsi olarak gelecek kaygısı taşımadığı, ancak hukuka uygun olmayan kararlar verenlerin siyasi konjonktürü yakından takip etmek zorunda kaldığı belirtiliyor. Ayrıca, yüksek yargı organlarında dönüşümün beklendiği, Anayasa Mahkemesi ve YÖK'te belirli gruplara yönelik atamaların yapılması planlandığı ve anayasa değişikliği çalışmaları için zemin arandığı ifade ediliyor.
3 Nisan 2024

Avrupa Birliği Komisyonu, 2024 genişleme paketi kapsamında Türkiye Raporu'nu yayımladı. Raporda, Türkiye'de demokratik standartlar, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı ve temel haklarla ilgili ciddi endişeler dile getirildi. Türkiye'nin göçmenler konusundaki çabaları takdir edilirken, AB ile Türkiye arasındaki vize serbestisi diyaloğunda ilerleme kaydedilmediği belirtildi. Ayrıca, Türkiye'nin dış politikadaki bazı tutumlarının AB ile uyumsuz olduğu vurgulandı.
30 Ekim 2024

Türkiye Büyük Millet Meclisi, kamuoyunda '9’uncu Yargı Paketi' olarak bilinen ve çeşitli kanunlarda değişiklik öngören yasa teklifini kabul etti. Bu paket, Türk Medeni Kanunu'nda soybağı davaları, hakaret suçları, uzlaştırmacı olma şartları ve Çocuk Koruma Kanunu gibi birçok alanda düzenlemeler içeriyor. Ayrıca, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Anayasa Mahkemesi kadrolarına ilişkin değişiklikler de yapıldı. Bu yasal düzenlemeler, Türkiye'deki hukuk sisteminde önemli değişiklikler getirmeyi amaçlıyor.
7 Kasım 2024

Abdulkadir Selvi, Osman Kavala'nın durumunu ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Türkiye Eş-Raportörü Stefan Schennach'ın bu konudaki sorularını ele alıyor. Selvi, Kavala'nın avukatlarının başvurusu üzerine Adalet Bakanlığı'nın 'Kanun Yararına Bozma' talebini incelemeye aldığını belirtiyor. Ayrıca, bir yetkilinin Kavala'yı Öcalan'dan daha tehlikeli olarak nitelendirmesini eleştiriyor ve bu zihniyetin Türkiye'nin Avrupa Konseyi üyeliği sürecine olumsuz etkilerini vurguluyor.
19 Haziran 2024

Yalçın Doğan, Türkiye'de demokrasiye dönüş sürecinin olup olmayacağını ve bu süreçte gerçekleşmesi beklenen reformları sorguluyor. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanıp uygulanmayacağı, yargı bağımsızlığının sağlanması, ifade ve basın özgürlüğüne dönülmesi, politik tutukluların serbest bırakılması gibi konulara değiniliyor. Ayrıca, kamu sınavlarında mülakatın kaldırılması ve çevre talanına son verilmesi gibi ekonomik ve çevresel konular da ele alınıyor.
7 Mayıs 2024

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye'nin hukuka güven endeksinde alt sıralarda gösterilmesine tepki göstererek, bu tür endekslerin bilimsel kriterlerden uzak olduğunu ve kara propaganda amacı taşıdığını belirtti. Tunç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun CHP'li belediyelere açılan soruşturmaları 'yargı tacizi' olarak değerlendirmesine de karşı çıktı. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yakında yargı reformu strateji belgesini açıklayacağını ve adalet sisteminde iyileştirmeler yapılacağını duyurdu.
17 Kasım 2024

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye'nin Dünya Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 117. sırada yer almasına tepki gösterdi ve bu sıralamanın haksızlık olduğunu savundu. Tunç, endeksin objektif kriterlere dayanmadığını ve Türkiye'nin gerçekleştirdiği reformların yansıtılmadığını belirtti. Ayrıca, cezasızlık algısını kırmak için bazı kanunlarda değişiklikler yapılacağını ve hakim savcı sayısının artırılması gerektiğini ifade etti. Tunç, Türkiye'nin AİHM kararlarına uyum oranının Avrupa ortalamasının üzerinde olduğunu da vurguladı.
29 Kasım 2024

Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik sürecinin 'demokratikleşme' olmadan başlatılmayacağına yönelik raporu Ankara'nın tepkisini çekti. Rapor, Türkiye'nin Rus sermaye ve yatırımları için bir sığınak haline geldiğini ve demokratikleşme, insan hakları ve hukuk devleti konularında eksiklikler olduğunu belirtti. Türkiye Dışişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, raporun haksız ve önyargılı olduğunu savundu.
14 Eylül 2023

Hayko Bağdat, Türkiye'nin mevcut siyasi ve hukuki durumunu eleştirerek, ülkenin normalleşmesi için hukukun üstünlüğünün şart koşulması gerektiğini vurguladı. Özgür Özel'in muhalefetteki rolüne değinen Bağdat, Türkiye'nin hukuk alanında ciddi sorunlar yaşadığını ve bu durumun düzeltilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve KHK mağdurları gibi örneklerle, siyasi kumpasların ve haksızlıkların kabul edilemez olduğunu ifade etti.
8 Mayıs 2024

İsmail Saymaz, Türkiye'deki yargı sisteminde yaşanan çifte standartlara dikkat çekiyor. Kardeşi ByLock kullandığı bilinen Yılmaz Tunç'un Adalet Bakanı olabilmesi ve benzer durumlar ele alınırken, beraat etmiş veya hiç yargılanmamış hakim ve savcıların somut delillere dayanmaksızın ihraç edildiğini vurguluyor. Danıştay 5. Dairesi'nin hukuksuzluklara son verme çabalarının iktidar tarafından FETÖ'cülükle suçlanmasına ve yüksek yargı mensuplarının baskı altında olduğuna işaret ediyor.
18 Şubat 2024

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın adının 'Ülke Başsavcılığı' olarak değiştirilmesi gerektiğini belirtti. Akarca, bu önerisini adli makamlar arasındaki denkliğin tesis edilmesi ve yabancı ülkelerin adli makamlarıyla üst düzey koordinasyon ve adli yardım sağlanabilmesi için gerekli olduğunu ifade etti. Ayrıca, sınırötesi suçlarla, organize ve terör suçlarıyla mücadele için soruşturmaların tek elden, uzmanlaşmış cumhuriyet savcıları ve gerekli teknik donanıma sahip adli kolluk personeli tarafından yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
31 Ağustos 2023

AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, etki ajanlığı düzenlemesinin tamamen geri çekilmediğini ve ilerleyen dönemde tekrar gündeme alınacağını açıkladı. Kamuoyunda 9. yargı paketi olarak bilinen ve birçok kanunda değişiklik öngören teklifin en tartışmalı maddesi olan etki ajanlığı yasası, devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleyenlere yönelik cezaları içeriyor. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, yasanın geri çekildiğini duyurmuştu, ancak Güler, düzenlemenin muhalefetin önerileriyle tekrar ele alınacağını belirtti.
13 Kasım 2024

İktidar tarafından Adalet Reformu adı altında sunulan yeni yasa değişiklikleri, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuruları zorlaştırırken, 'Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi' hakkındaki, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen maddeyi daha da kesinleştirerek yeniden yürürlüğe sokuyor. Bu durum, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına rağmen gerçekleşiyor ve pek çok hukuk profesörü ile demokratik toplum örgütü tarafından eleştiriliyor.
24 Mart 2024

Abdulkadir Selvi, Ekrem İmamoğlu'nun Erdoğan ile Özgür Özel arasındaki ilişkiyi kendi aleyhine bir ittifak olarak gördüğünü ve bu nedenle Özel'in siyasi olarak daha fazla desteklenmesi gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, 28 Şubat sürecinde mahkum edilen yaşlı generallerin affedilmesi gerektiğini, bu adımın Türkiye'de siyasi yumuşama sağlayacağını öne sürüyor. Selvi, ayrıca Gezi Parkı olaylarından mahkum olanların yeniden yargılanması gerektiğini, bu durumun Türkiye'nin uluslararası imajını olumlu yönde etkileyeceğini savunuyor.
13 Mayıs 2024

Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'nın serbest bırakılması çağrısını yineledi. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Türkiye Raportörü Stefan Schennach, Ankara ve İstanbul'daki temaslarında Türk yetkililere AİHM kararlarına uyulması gerektiğini hatırlattı. Bakanlar Komitesi de Demirtaş ve Kavala'nın serbest bırakılması gerektiğini vurguladı ve AİHM kararlarının uygulanmadığını belirtti.
19 Haziran 2024

Rahmi Turan, AKP iktidarının Türkiye'deki sorunlara çözüm getirme gücünün kalmadığını ve ekonomiyi çıkmaza sokan zihniyetin değişmedikçe ülkenin düzelmeyeceğini savunuyor. Yabancı yatırımcıların Türkiye'ye gelmemesinin nedeninin ülkeye olan güvensizlik olduğunu belirtiyor. Demokrasi ve hukuk sistemindeki sorunlara dikkat çekerek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarının uygulanmadığını ve haksız yere cezaevlerinde tutulanların olduğunu vurguluyor.
22 Haziran 2024

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 9’uncu Yargı Paketi'nde yer alan etki ajanlığı düzenlemesi hakkında kamuoyunda yanlış bir algı oluşturulduğunu belirtti. Tunç, düzenlemenin Türkiye aleyhine çalışanların cezalandırılmasına yönelik olduğunu ve habercilerin cezalandırılacağı yönündeki algının doğru olmadığını vurguladı. Düzenlemeye göre, yabancı devlet veya organizasyonların çıkarları doğrultusunda çalışan Türk vatandaşları ve Türkiye'de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapanlar hapis cezası alacak.
26 Haziran 2024
İşaretlediklerim