Yeni Şafak gazetesi, Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' sloganı atan teğmenlerin sadece ikisinin disipline sevk edilmesini eleştirerek, orduda daha geniş çaplı bir temizlik yapılması gerektiğini savundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Güler, olayla ilgili disiplin sürecinin devam ettiğini belirtirken, bazı medya mensupları ve siyasetçiler de teğmenlerin cezalandırılmasını talep etti. CHP ve bazı muhalefet liderleri ise teğmenlere destek vererek, Atatürk'e bağlılığın suç olmadığını vurguladı.
18 Kasım 2024

Gazeteci Furkan Karabay, terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme, kamu görevlisine hakaret ve halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçlamalarıyla tutuklandı. Karabay, Silivri Cezaevi'nden yazdığı mektupta, cezaevinin kötü şöhretine ve isminin değiştirilmesine rağmen bu algının değişmediğine dikkat çekti. Karabay, cezaevinde yaşadığı zorlukları ve tutukluluğunun üçüncü gününde yaşadıklarını anlattı.
13 Kasım 2024

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) Açık Radyo'nun karasal yayın lisansını iptal etme kararını kınadı. RTÜK, Açık Gazete programında 'Ermeni soykırımı' ifadesinin kullanılması nedeniyle Açık Radyo'ya para cezası ve yayın durdurma cezası vermişti. Açık Radyo'nun lisans iptali, Ankara 21. İdare Mahkemesi'nin yürütmeyi durdurma talebini reddetmesiyle resmileşti. TGC, RTÜK'ün bu kararının anayasa ve basın özgürlüğüne aykırı olduğunu belirtti.
12 Ekim 2024

Batman'da kayyım protestolarını takip eden Jin News muhabiri Pelşin Çetinkaya ve Yeni Yaşam gazetesinden Veysi Akören polis tarafından gözaltına alındı. DİSK Basın İş, gazetecilerin gözaltına alınmasını kınayarak derhal serbest bırakılmalarını talep etti. Olay, kayyım atamalarına karşı düzenlenen protestolar sırasında gerçekleşti ve gazetecilerin gözaltına alınması basın özgürlüğü konusunda endişelere yol açtı.
5 Kasım 2024

İstanbul 17’nci Asliye Ceza Mahkemesi, gazeteci Furkan Karabay’ın tutukluluğuna yapılan itirazı kabul ederek tahliye kararı verdi. Karabay'ın tutukluluğu, daha önceki bir mahkeme kararıyla gerçekleşmişti. Bu karar, basın özgürlüğü ve yargı süreçleri açısından önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
18 Kasım 2024

Anayasa Mahkemesi (AYM), emekli bir kişinin eski başbakan yardımcısı Abdüllatif Şener'e yönelik 'satılmış Siyonist' ifadesini ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirdi. Şener, bu ifadeyi hakaret olarak nitelendirip suç duyurusunda bulunmuş ve davalıya adli para cezası verilmişti. Ancak AYM, siyasetçilerin eleştirilere daha fazla katlanma yükümlülüğü olduğunu belirterek, ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti ve davalının ailesine manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
5 Haziran 2024

Boğaziçi Üniversitesi'nden emekli olan Prof. Nükhet Sirman, yürüttüğü bir araştırma kapsamında yaptığı bir görüşme nedeniyle 23 Mart'ta İstanbul'da gözaltına alındı ve Mersin'e götürüldü. Sirman'ın kurucu ortağı olduğu 'Dissensus Research' adlı kuruluş, Sirman'ın haksız bir şekilde gözaltına alındığını duyurdu ve derhal serbest bırakılmasını talep etti.
25 Mart 2024

İranlı aktivist Hüseyin Roneki, siyasi tutukluların serbest bırakılması talebiyle dudaklarını dikerek bir protesto başlattı. Roneki, Tahran'da tek başına oturma eylemi yapacağını duyurdu ve bu eylemin, intihar ettiği iddia edilen aktivist Kiyanuş Senceri'nin taleplerini sürdürmek amacı taşıdığını belirtti. Senceri, 2021'deki protestolar sırasında idama mahkum edilen üç göstericinin serbest bırakılmasını istemiş ve bu taleplerin yerine getirilmemesi halinde intihar edeceğini açıklamıştı. Senceri'nin ölümünün ardından bazı aktivistler, onun öldürülmüş olabileceğini öne sürdü.
18 Kasım 2024

Boğaziçi Üniversitesi'nden emekli Prof. Nükhet Sirman, saha araştırması kapsamında görüştüğü bir kişinin teknik takip altında olması gerekçesiyle 23 Mart 2024 tarihinde İstanbul'dan Mersin'e götürülerek gözaltına alındı. Gözaltı sürecinde herhangi bir somut delil bulunamamasına rağmen Sirman'ın gözaltında tutulması, Boğaziçili akademisyenler tarafından kanunsuz ve keyfi bir uygulama olarak nitelendirildi. Akademisyenler, Sirman'ın serbest bırakılmasını talep ederek, bu tür uygulamaların Türkiye akademisi için karanlık bir dönemin başlangıcı olmamasını dilediklerini belirtti.
26 Mart 2024

Aykırı Genel Yayın Yönetmeni Batuhan Çolak, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaydığı iddiasıyla gözaltına alındı. Çolak, Aykırı@aykiricomtr hesabından yaptığı bir paylaşım nedeniyle gözaltına alındı. Paylaşımda, Suriye'den tartışmalı görüntüler olduğu ve Türk askerine ÖSO bayrağı öptürüldüğü iddia ediliyordu. Çolak'ın kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kullanılması ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçlarından kaydı bulunduğu belirtildi.
2 Temmuz 2024

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, 65'inci Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri'nde Diken'in 'İTÜ'deki kadro ilanına Şentop'un oğlu için ince ayar' başlıklı sansürlenen haberlerini internet haberciliği kategorisinde övgüye değer buldu. Haberler, TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un oğlunun İTÜ'de bir kadro için yapılan sınavın iptal edilmesi ve şartların değiştirilerek yeniden ilan edilmesi sürecini ele alıyor. Bu haberler Meclis gündemine taşınmış ve sansürlenmişti. Ödül töreninde ayrıca farklı kategorilerde birçok gazeteci ve çalışma ödüllendirildi.
20 Mart 2024

Gazeteci Tolga Şardan, TUSAŞ tesislerine düzenlenen terör saldırısının istihbarat bilgisinin iki ay öncesinden emniyet ve jandarmaya bildirildiğini yazdı. 23 Ekim'de Ankara'nın Kahramankazan ilçesindeki TUSAŞ yerleşkesine düzenlenen saldırıda beş kişi hayatını kaybetmiş, 22 kişi yaralanmıştı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, saldırıyı PKK'nın üstlendiğini duyurmuştu. Şardan, istihbarat birimlerinin bu bilgileri zamanında ilgili birimlere ilettiğini ancak gerekli önlemlerin alınmadığını iddia etti.
1 Kasım 2024

Tuğçe Tatari, gazetecilerin belediye tarafından finanse edilen seyahatlere katılmalarını savunarak, bu tür gezilerin gazetecilik mesleğinin doğasında olduğunu belirtti. Tatari, Ekrem İmamoğlu'nun Roma gezisine katılan gazetecilerin eleştirilmesini haksız buldu ve bu tür seyahatlerin gazetecilik açısından meşru olduğunu vurguladı. Ayrıca, gazetecilerin bu tür gezilere katılmalarının onları bağımsızlıklarından ödün vermeye zorlamadığını ifade etti. Tatari, gazetecilik mesleğinin onurlu bir iş olduğunu ve bu tür tartışmaların mesleğin itibarını zedelememesi gerektiğini belirtti.
22 Mayıs 2024

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) 35’inci Basın Özgürlüğü Ödülleri açıklandı ve kişi dalında ödül gazeteci Timur Soykan’a verildi. Kurum dalında ise deprem bölgesinde çalışan gazeteciler ödüllendirildi. TGC, Soykan’a verilen ödülün gerekçesini, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı adına yaşadığı baskılara rağmen kamu yararını önceleyen araştırma haberlerini sürdürmesi olarak açıkladı. Ödüller, 24 Temmuz 'Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü'nde sahiplerine verilecek.
4 Temmuz 2024

Tolga Şardan'ın yazısında, MİT'in Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gönderdiği FETÖ'nün mahrem imamı Garson kod adlı kişiden elde edilen verilerin bazı üst düzey polis müdürlerini rahatsız ettiği iddia ediliyor. Bu rahatsızlık nedeniyle, MİT'e dolaylı bir operasyon yapılmasının planlandığı öne sürülüyor. Ayrıca, Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik'in oğlu için koruma kararı aldırdığı ve bu kararı almak için tehdit altında olduğuna dair özel ifade aldırdığı iddia ediliyor. Bu gelişmelerin Emniyet'te yeni bir tasfiye hareketine yol açabileceği belirtiliyor.
17 Mayıs 2024

Mustafa Karaalioğlu, Türk Ceza Kanunu'na eklenmesi önerilen yeni bir maddenin ifade özgürlüğünü daha da kısıtlayabileceğini ele alıyor. Bu madde, devletin iç veya dış siyasal yararlarına karşı faaliyet gösterenleri 'etki ajanlığı' suçu kapsamında cezalandırmayı öngörüyor. Madde, belirsiz suç tanımlarıyla medyayı ve eleştirel sesleri hedef alabilecek şekilde tasarlanmış. Karaalioğlu, ifade özgürlüğünü kısıtlayan mevcut maddelerin kaldırılması gerektiğini savunurken, bu yeni düzenlemenin tersine bir adım olduğunu vurguluyor.
13 Mayıs 2024

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü vesilesiyle Türkiye'deki basın özgürlüğü durumu ele alındı. Türkiye Anayasası'na göre basın özgürlüğü güvence altında olmasına rağmen, pratikte birçok gazeteci fiziksel ve sözlü saldırılara maruz kalıyor, sansürleniyor ve hukuki zorluklarla karşılaşıyor. Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün raporuna göre Türkiye, dünya genelinde basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında 165. sırada yer alıyor ve ulusal medyanın büyük bir kısmı hükümet kontrolünde.
3 Mayıs 2024

Suudi Arabistan'da gözaltına alınan gazeteci Kurtuluş Demirbaş, Türk makamlarının girişimleri sonucunda serbest bırakıldı. Demirbaş, U19 maçlarını takip etmek için görevli olarak Suudi Arabistan'da bulunuyordu. Dışişleri Bakanlığı, Demirbaş'ın durumu hakkında Suudi Arabistan makamlarından bilgi talep etmişti. Diplomatların çabaları sonucunda Demirbaş, Taif'te tutulduğu nezarethaneden salıverildi.
11 Temmuz 2024

Suudi yetkililer, İran devlet televizyonunun altı çalışanını sınırdışı etti. Dört gazeteci, Mescid-i Nebevi'de çekim yaparken gözaltına alındı ve sorgulandıktan sonra Medine'deki gözaltı merkezine götürüldü. İki gün sonra, iki İranlı muhabir daha gözaltına alındı ve tüm gazeteciler Suudi hükümetinin kararıyla sınırdışı edildi. İran Radyo ve Televizyon Kurumu Başkanı Peyman Cebelli, gazetecilerin gözaltına alınmasının ve sınırdışı edilmesinin nedenleri hakkında bilgi verilmediğini ve hukuki girişimlerin başlatılacağını belirtti.
29 Mayıs 2024

Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ne göre Türkiye, 180 ülke arasında 158'inci sırada yer alarak 'çok vahim' durumda olan ülkeler arasında kalmaya devam etti. Türkiye'nin sıralamasındaki bu yükseliş, diğer ülkelerdeki durumun kötüleşmesiyle ilişkilendiriliyor. RSF, Türkiye'de gazetecilere yönelik tutuklamaların devam ettiğini ve medyanın çeşitli baskılar altında olduğunu belirtiyor. Türkiye'nin puanı 2023'te 33,97 iken, 2024'te 31,6'ya düşmüş.
3 Mayıs 2024
İşaretlediklerim