Esfender Korkmaz'ın yazısında, Türkiye'nin siyasi haklar, sivil özgürlükler ve yolsuzluk algısı açısından dünya genelinde olumsuz bir imaja sahip olduğu belirtiliyor. Ülkenin yatırım yapılabilirlik statüsünün düşük olduğu, yabancı ve yerli sermayenin çekildiği, dış borç risklerinin yüksek olduğu ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin arttığı vurgulanıyor. Bu durumun Türkiye'nin ekonomik büyümesini ve uluslararası itibarını olumsuz etkilediği ifade ediliyor.
27 Şubat 2024

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği önündeki en büyük engelin demokrasi meselesi olduğunu ifade etti. Amor, 31 Mart yerel seçimlerinin Türkiye'de çok sesliliği güçlendirdiğini ve bu durumun Türkiye-AB ilişkileri için yeni bir dönüm noktası olabileceğini belirtti. Ayrıca, Türkiye'den farklı seslerin duyulmasının önemine vurgu yaparak, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin gibi isimlerin olumlu etkilerinden bahsetti.
26 Nisan 2024

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, Avrupa Birliği'ni Türkiye'deki kayyım atamalarına karşı net bir duruş sergilemeye çağırdı. Türkiye'de Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyım atanması, İçişleri Bakanlığı tarafından belediye başkanlarının terör örgütü üyeliği suçlamaları gerekçe gösterilerek gerçekleştirildi. Amor, bu durumu Türk hükümetinin demokrasiye bir saldırısı olarak nitelendirdi ve AB'nin bu duruma karşı net bir yanıt vermesi gerektiğini belirtti. Türkiye'deki kayyım atamaları, yerel ve uluslararası düzeyde tepkilere yol açtı.
4 Kasım 2024

İbrahim Kaboğlu, Türkiye'de 2017 yılında gerçekleşen anayasal değişikliklerin, Cumhurbaşkanı'na yürütme yetkisi verirken bakanları siyaset dışı bıraktığını ve bu durumun anayasaya aykırı olduğunu belirtiyor. Cumhurbaşkanı'nın parti genel başkanı olmasının ve bakanların seçim meydanlarında aktif rol almasının anayasaya aykırı olduğunu, bu durumun Cumhuriyet'in niteliklerine zarar verdiğini ve Türkiye'nin Temmuz 2018'den itibaren bir fetret dönemine girdiğini savunuyor. Kaboğlu, mevcut sistemin 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi' adı altında gerçek eksiklikleri gizlemeye çalıştığını iddia ediyor.
28 Mart 2024

Mehmet Altan, Türkiye'nin İnsani Gelişmişlik Endeksi'nde Yunanistan'dan 69 basamak geride olmasının nedenlerini tartışıyor. Altan, Yunanistan'ın 1981'den beri AB üyesi olmasının, vatandaşlarının refah ve özgürlüğünü artırdığını belirtiyor. Türkiye'de ise yönetenlerin, yönetilenlerin yaşam kalitesini göz ardı ettiğini ve milliyetçi söylemlerle bu durumu gizlemeye çalıştığını savunuyor. Altan, AB kriterlerinin vatandaşların yaşam kalitesini yükseltmeye odaklandığını vurguluyor.
16 Mayıs 2024

Uluslararası Af Örgütü'nün 'Dünyada İnsan Haklarının Durumu' başlıklı raporunda, dünya genelinde LGBTİ+ haklarında hem ilerlemeler hem de gerilemeler yaşandığı belirtiliyor. Rapora göre, Letonya ve Tayvan gibi ülkelerde bazı pozitif gelişmeler yaşanırken, Rusya ve Uganda gibi ülkelerde LGBTİ+ haklarına yönelik kısıtlamalar artmış durumda. Ayrıca, dünya genelinde 62 ülke hala onaya dayalı eşcinsel ilişkileri suç olarak kabul ediyor. Raporda ayrıca silahlı çatışmalar, toplumsal cinsiyet adaleti, ekonomik krizler ve teknolojik tehditler gibi konuların insan hakları üzerindeki etkilerine de değiniliyor.
29 Nisan 2024

İktidar tarafından Adalet Reformu adı altında sunulan yeni yasa değişiklikleri, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuruları zorlaştırırken, 'Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi' hakkındaki, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen maddeyi daha da kesinleştirerek yeniden yürürlüğe sokuyor. Bu durum, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına rağmen gerçekleşiyor ve pek çok hukuk profesörü ile demokratik toplum örgütü tarafından eleştiriliyor.
24 Mart 2024

Mehmet Y. Yılmaz, Cumhurbaşkanı'nın talimatları ile göreve başlayan hâkim ve savcıların yargı organlarının bağımsızlığını ne kadar içselleştirebileceklerini sorguluyor. Yılmaz, bu durumun yargı bağımsızlığı açısından olumsuz bir fotoğraf sunduğunu belirtiyor ve genç hukukçuların üniversitede öğrendikleri değerleri görevleri sırasında hatırlamaları umudunu dile getiriyor. Ayrıca, bu durumun somut sonuçlarını son iki günde yaşanan bir olay üzerinden örneklendiriyor.
21 Şubat 2024

Türkiye'de otistik bireyler ve aileleri, anayasal ve yasal haklara eşit şekilde erişimde ciddi ayrımcılıklarla karşılaşıyor. Otistik bireylerin temel haklarına erişimde yaşadığı sorunlar, sivil toplum kuruluşlarının mücadelesi ve çeşitli projelerle gündeme getiriliyor. Özellikle eğitim ve sağlık hizmetlerinde yaşanan ayrımcılık, otistik bireylerin toplumsal entegrasyonunu zorlaştırıyor. Ayrıca, otistik bireyler için uygun bakım evlerinin eksikliği ve yasal hakların uygulanmaması gibi sorunlar devam ediyor.
25 Nisan 2024

Taha Akyol, Batı'daki toplumsal hareketlerin, insan haklarına ve demokrasiye olan güçlü bağlılıklarını örnek göstererek, İslam ülkelerinde bu tür hareketlerin neden olmadığını sorguluyor. Batı'da İsrail politikalarına karşı çıkan sivil toplum kuruluşları ve bireylerin aktifliğine dikkat çekiyor. Akyol, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve vicdan gibi değerlerin her toplum için önemli olduğunu ve İslam ülkelerinde de bu tür değerlere dayalı hareketlerin gelişmesi gerektiğini vurguluyor.
21 Şubat 2024

OECD'nin üst düzey denetçileri, Türkiye'nin rüşvetle mücadelede yetersiz kaldığını belirten bir rapor hazırladı. Raporda, kamu ve özel sektörden birçok kurum ve kuruluşla yapılan görüşmelerin sonuçları yer aldı. Özellikle savunma ve inşaat gibi yüksek riskli sektörlerde yabancı rüşvetle mücadele konusunda ciddi eksiklikler tespit edildi. Türkiye'nin gri listeden çıkabilmesi için mevcut çabaların yetersiz olduğu vurgulandı.
28 Haziran 2024

YÖK'ün 2024 istatistiklerine göre, kadınların akademideki oranı %46.4, üniversitelerdeki kız öğrenci oranı ise %51.7'ye ulaşmış durumda. Ancak, Türkiye'deki 127 devlet üniversitesinden sadece 6'sının rektörü kadın. YÖK'ün 43 yıllık tarihinde hiç kadın başkan atanmamış ve mevcut 19 üyesinden sadece 2'si kadın. Bu durum, yükseköğretimde kadınların erişim ve temsil oranlarının artmasına rağmen, yönetim kademelerinde cinsiyet eşitsizliğinin devam ettiğini gösteriyor.
16 Şubat 2024

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü vesilesiyle Türkiye'deki basın özgürlüğü durumu ele alındı. Türkiye Anayasası'na göre basın özgürlüğü güvence altında olmasına rağmen, pratikte birçok gazeteci fiziksel ve sözlü saldırılara maruz kalıyor, sansürleniyor ve hukuki zorluklarla karşılaşıyor. Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün raporuna göre Türkiye, dünya genelinde basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında 165. sırada yer alıyor ve ulusal medyanın büyük bir kısmı hükümet kontrolünde.
3 Mayıs 2024

Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı'nın raporuna göre, Avrupa'da Müslümanlar artan ırkçılık ve ayrımcılıkla karşı karşıya. Raporda, özellikle iş ve konut piyasasında Müslümanlara yönelik ırkçılığın arttığı belirtiliyor. Avusturya, Almanya ve Finlandiya'da bu durumun daha belirgin olduğu vurgulanıyor. Ayrıca, Avrupa'da aşırı sağ partilerin yükselişi de bu durumu tetikleyen faktörler arasında gösteriliyor.
24 Ekim 2024

Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ne göre Türkiye, 180 ülke arasında 158'inci sırada yer alarak 'çok vahim' durumda olan ülkeler arasında kalmaya devam etti. Türkiye'nin sıralamasındaki bu yükseliş, diğer ülkelerdeki durumun kötüleşmesiyle ilişkilendiriliyor. RSF, Türkiye'de gazetecilere yönelik tutuklamaların devam ettiğini ve medyanın çeşitli baskılar altında olduğunu belirtiyor. Türkiye'nin puanı 2023'te 33,97 iken, 2024'te 31,6'ya düşmüş.
3 Mayıs 2024

Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan Dünya Mutluluk Raporu'na göre, Türkiye 143 ülke arasında 98'inci sırada yer alarak mutluluk düzeyinde düşüş yaşadı. Araştırma, insanların yaşamlarını 0 ile 10 arası bir ölçekte değerlendirmeleriyle oluşturuldu ve Türkiye son üç yılın ortalamasına göre 0.2 puan düşüşle 4.9 puan aldı. Raporda, gençler arasında artan mutsuzluk, sosyal medyanın olumsuz yönleri ve ekonomik eşitsizlik gibi faktörlerin mutluluğu etkileyebileceği belirtildi. Ayrıca, ABD ilk kez ilk 20'den çıkarak 23'üncü sıraya geriledi.
20 Mart 2024

Mehmet Ocaktan, Müslüman dünyasında demokrasi ve hukuk eksikliğinin modern zamanların sorunlarıyla yüzleşmeden çözülemeyeceğini belirtiyor. Müslüman toplumların, geçmişteki geleneksel İslam anlayışlarını modern zamanlara uyarlamadan kopyaladığını ve bu nedenle adalet, özgürlük, ahlak, şeffaflık ve hesap verilebilirlik gibi dinin özünü oluşturan ilkeleri ihmal ettiğini vurguluyor. Ocaktan, Müslüman toplumların rasyonel aklı pek makbul saymadığını ve bu nedenle geçmişe takılı kaldığını ifade ediyor. Batı demokrasilerinin uzun mücadeleler sonucunda elde ettiği demokratik sistem ve evrensel hukuk normlarının örnek alınması gerektiğini savunuyor.
3 Haziran 2024

Türkiye'nin anayasa serüveni, Tanzimat Fermanı'ndan başlayarak günümüze kadar uzanan bir yolculuğu kapsar. 1876, 1921, 1924, 1961 ve 1982 yıllarında farklı anayasalar kabul edilmiş, her biri dönemin siyasi ve toplumsal koşullarını yansıtmıştır. 1982 Anayasası, darbe sonrası oluşturulan ve günümüze kadar birçok değişiklikle 'yamalı bohça'ya dönüşen bir metin olarak ele alınmıştır. AKP döneminde yapılan anayasa değişiklikleri ve tartışmaları, Türkiye'nin anayasal yapısında önemli dönüşümlere işaret etmektedir.
2 Mayıs 2024

Avrupa Birliği, 2016 yılında Türkiye ile imzaladığı göç anlaşması çerçevesinde Suriyeli mültecilere yardım amacıyla Türkiye'ye mali destek sağladı. Ancak Avrupa Sayıştayı, bu fonların nasıl kullanıldığına dair etkili bir denetim yapamamaktan ve gerekli verilere ulaşamamaktan şikayetçi. Özellikle Milli Eğitim Bakanlığı'nın denetçilere bilgi vermeyi reddetmesi, fonların eğitim alanında nasıl kullanıldığını belirlemeyi güçleştirmekte. Bu durum, AB tarafından finanse edilen projelerin etkisini ve sürdürülebilirliğini ölçme çabalarını olumsuz etkiliyor.
25 Nisan 2024

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Paris'te Katolik topluluğu Sant-Egidio'nun düzenlediği 'Barış için Buluşma' etkinliğinde yaptığı konuşmada, dünya düzeninin eksik ve adaletsiz olduğunu belirtti. Macron, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sonrası Fransa'nın Rusya ile ilişkilerini gözden geçirmesi gerektiğini ve yeni bir Avrupa örgütlenmesinin düşünülmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, yüksek nüfuslu birçok ülkenin yeterince temsil edilmediğini belirterek, Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu gibi kurumların daha adil bir şekilde yapılandırılması gerektiğini savundu.
23 Eylül 2024
İşaretlediklerim