Bloomberg'e göre, Dünya Bankası Türkiye'ye verdiği desteği ikiye katlayarak 35 milyar dolara çıkarmak için görüşmeler düzenliyor. Bu finansmanın, hükümete doğrudan kredi vermenin yanı sıra özel sektöre desteği de içereceği belirtiliyor. Artırılması düşünülen finansman, yeni ekonomi yönetimine bir 'güven oyu' olarak görülüyor. Türkiye'nin döviz ihtiyacı devam ederken, bu durum Batı yatırımlarını çekme çabalarını da beraberinde getiriyor.
5 Eylül 2023

Esfender Korkmaz, Türkiye'ye giren portföy yatırımlarının ve Hazine'nin uluslararası piyasalardan borçlanmasının ekonomik istikrarı sağlamak için yeterli olmadığını belirtiyor. Kısa vadeli yabancı sermaye girişlerinin (sıcak para) kur artışlarına ve ekonomik kırılganlığa neden olduğunu vurguluyor. Ekonomik istikrarın sağlanması için demokratik ve hukuki altyapının önemine dikkat çekiyor. Ayrıca, Türkiye'de finans sektörü ve sermaye piyasasının reel sektörden uzaklaştığını ve ekonomik faaliyetlerde daralma yaşandığını ifade ediyor.
12 Temmuz 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'de sermaye karşıtlığı ve Batı emperyalizmi konularına dikkat çekiyor. Korkmaz, spekülatif sermaye, kara para, rüşvet ve yolsuzluk yoluyla oluşan sermayenin siyasi iktidarların sorumluluğunda olduğunu belirtiyor. Ayrıca, piyasa ekonomisinde sermayenin önemine vurgu yaparak, ciddi yabancı yatırım sermayesinin Türkiye'ye gelmediğini ve bunun nedeninin sıcak para ve spekülatif sermaye girişi olduğunu ifade ediyor. Batı emperyalizminin günümüzde dış ticaret ve ekonomik ilişkiler yoluyla gerçekleştiğini de ekliyor.
2 Temmuz 2024

Esfender Korkmaz, 2021 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 779 şirkete el konulduğunu belirtmesi ve gerekirse yeni şirketlere de el konulabileceğini söylemesi üzerine, bu durumun Türkiye'deki şirketlerin iflas riskini nasıl artırdığını ele alıyor. Korkmaz, FETÖ örgütüne ait şirketlerin nasıl bu kadar mal ve mülk sahibi olduğunu ve devletin bu duruma nasıl izin verdiğini sorguluyor. Ayrıca, Türkiye'deki büyük şirketlerin yurt dışında yatırım yapmak için bankalardan aldıkları krediler ve bu durumun Türkiye ekonomisine etkileri üzerinde duruyor. 2023 yılında doğrudan yabancı yatırım sermayesi giriş ve çıkışlarının dengesizliği de vurgulanıyor.
3 Mart 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin demokrasi, bağımsız yargı ve laik devlet olarak kalabilmesi için Batı ittifakından çıkmaması gerektiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BRICS zirvesine katılımı ve Türkiye'nin BRICS'e katılma isteği de vurgulandı. Korkmaz, BRICS'e katılımın hükümet kararıyla değil, referandumla olması gerektiğini savundu ve BRICS'in üye ülkeler arasında ticari, siyasi ve kültürel iş birliğini geliştirmeyi amaçladığını belirtti. Ayrıca, BRICS'in ABD Doları'na karşı ortak para birimi çıkarma kararı da ele alındı.
12 Haziran 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'de 2021 sonunda başlayan ve maliyet enflasyonu şeklinde ortaya çıkan yüksek enflasyonun, eksi reel faiz ve TL'den kaçış nedeniyle düşmediğini belirtiyor. Gelir dağılımındaki bozuklukların lüks tüketimi etkilemediğini, ancak genel olarak enflasyonun düşürülmesinin zor olduğunu ifade ediyor. Korkmaz, enflasyonla mücadele için başkanlık sisteminin değişmesi, demokratik ve hukuki altyapının güçlendirilmesi ve IMF ile iş birliği yapılması gerektiğini öne sürüyor.
6 Şubat 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin yüksek enflasyon ve yoksulluk gibi iki büyük krizle karşı karşıya olduğunu belirtti. Korkmaz, vergi adaletinin sağlanması için gelir vergisinde ücret ve maaşlar üzerindeki vergi yükünün düşürülmesi gerektiğini savundu. Reel sektörde zararların ve iflasların arttığını, sanayi üretiminde büyüme oranının düşük kaldığını ve doğrudan yabancı yatırım sermayesinin gelmediğini vurguladı. Ekonomik istikrarın sağlanması için demokratik ve hukuki altyapının düzeltilmesi gerektiğini ifade etti.
23 Temmuz 2024

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Fas'ta düzenlenen Dünya Bankası ve IMF yıllık toplantıları sırasında Türkiye'nin ekonomik durumu hakkında konuştu. Şimşek, Türkiye'nin reel faiz sunduğunu ve bu durumun Türk Lirası'nı çekici kıldığını belirtti. Ayrıca, kurala dayalı politikaya geri dönmek istediklerini ve Türkiye'de ciddi bir mali konsolidasyon sağlandığını ifade etti. Şimşek, iç talebi daha ılımlı hale getirmeyi hedeflediklerini ve KKM'den çıkmak istediklerini söyledi.
13 Ekim 2023

Türkiye'nin 2023 yılı sonu itibarıyla 500 milyar dolarlık dış borcu bulunmaktadır ve bu borçlarını zamanında ve faizleriyle ödemektedir. Ülkenin finansal sisteminde kullanılabilir 164 milyar dolar döviz ve altın bulunuyor. Türkiye'nin cari açığı azalmakta ve bütçe açığı düşük seviyelerde seyretmekte, bu da ekonomik istikrarın göstergesi olarak değerlendirilmektedir. Yazar, Türkiye'nin IMF'ye ihtiyacı olmadığını ve IMF'nin müdahalesinin gereksiz olacağını savunmaktadır.
23 Nisan 2024

Mehmet Şimşek, Dünya Bankası Direktörler Kurulu tarafından onaylanan 'Mali İşbirliği Programı' kapsamında Türkiye için önümüzdeki beş yıl içinde 18 milyar dolarlık ek finansman sağladı. Bu finansman, daha önce yapılan 4.5 milyar dolarlık kredi anlaşmasına ilave olarak gelmektedir ve sadece afetlere karşı dirençlilik, enerji, yeşil dönüşüm, iklim değişikliğiyle mücadele gibi belirli alanlardaki projeler için kullanılabilecek. Taha Akyol, bu başarının Mehmet Şimşek'in rasyonel ve uluslararası normlara uygun politikaları sayesinde mümkün olduğunu vurgulamaktadır.
12 Nisan 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin siyasi İslam'ın etkisi altında potansiyel kalkınma fırsatlarını kullanamadığını ve geri kaldığını ifade ediyor. Son altmış yılda Türkiye'nin dünya GSYH'sından aldığı payın düştüğünü belirten Korkmaz, başkanlık sisteminin devam etmesi durumunda demokraside kan kaybı yaşanacağını ve ekonomik istikrarın sağlanamayacağını öne sürüyor. Korkmaz, bu durumun Türkiye'nin dünya ekonomisindeki payını daha da azaltacağını vurguluyor.
21 Temmuz 2024

Esfender Korkmaz, 2003 yılından sonra Türkiye'ye gelen yabancı sermayenin çoğunlukla kârlı işletme ve banka alımlarında yoğunlaştığını, fiziki yatırımların ise sınırlı kaldığını belirtiyor. 2023 yılında Türkiye'ye 6,2 milyar dolar yabancı sermaye girişi olurken, 6,9 milyar dolar yerli sermaye çıkışı yaşandı. Korkmaz, yabancı sermaye çekmek için sıcak para ve spekülatif sermayeyi kontrol altına almanın, devletin kurumsal yapısını güçlendirmenin ve mülkiyet güvencesini sağlamanın, ayrıca daha yüksek teşvikler sunmanın önemini vurguluyor.
26 Mart 2024

Türkiye'nin ekonomi yönetiminde Mehmet Şimşek'in uyguladığı ortodoks politikalar, uluslararası alanda olumlu karşılanmış ve Türkiye'nin risk primi düşmüştür. Financial Times, Fitch, Moody's ve JP Morgan gibi kuruluşlar bu politikalara olumlu tepkiler vermiş, IMF ise destek açıklamıştır. Ayrıca, Dünya Bankası Türkiye'ye üretim projeleri için 18 milyar dolar destek sağlayacağını duyurmuştur. Ancak yapısal reformların eksikliği gibi önemli sorunlar hala devam etmektedir.
24 Nisan 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin millî dış ticaret politikasının olmadığını, özellikle Çin'den yapılan ithalatlarda teknoloji ürünleri yerine daha düşük katma değerli ürünlerin tercih edildiğini belirtiyor. Üretimde yüksek oranda ithal girdi kullanıldığını ve hükümetin bu konuda bir iyileştirme programına sahip olmadığını ifade ediyor. Dış borçların çevrilmesi için yüksek faiz oranları ödendiğini, altın ithalatına getirilen kotaların hem olumlu hem olumsuz sonuçlar doğurduğunu, kaçak altın ticaretinin arttığını vurguluyor.
19 Mart 2024

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası (TKYB), Dünya Bankası kuruluşu Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası'ndan (IBRD) 300 milyon avro kredi aldı. Bu kredi, dağıtık güneş enerjisi ve batarya enerji depolama sistemleri projelerinin finansmanı için kullanılacak. Ayrıca, Temiz Teknoloji Fonu'ndan (CTF) 15 milyon dolar kredi ve Dünya Bankası ile Enerji Sektör Yönetimi Yardım Programı'ndan (ESMAP) 1,5 milyon dolar hibe sağlandı. Bu finansman, Türkiye'nin enerji sektöründeki projelerini desteklemeyi amaçlıyor.
16 Mayıs 2024

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya Bankası ile yenilenebilir enerji ve su verimliliği konularında finansman ihtiyaçlarını karşılamak üzere 895,7 milyon avroluk bir kredi anlaşması imzalandığını duyurdu. Bu kredinin 570,75 milyon avrosu tahsisli, 325 milyon avrosu ise Hazine garantili. Dünya Bankası'nın Türkiye için 35 milyar dolarlık bir mali paket sağlayacağını daha önce açıklamıştı.
22 Eylül 2023

Esfender Korkmaz, dünyada genel bir ekonomik kriz olmadığını, ancak Türkiye ve Arjantin'in kriz yaşadığını belirtti. Türkiye'deki krizin nedeninin 20 yıllık siyasi iktidarın yanlış politikaları olduğunu vurguladı. Krizin çözümü için standart politikaların yeterli olmadığını, özel bir 3 yıllık istikrar programı ve uzun vadeli planlama gerektiğini savundu. Muhalefetin de bu konuda yeterince farkında olmadığını ve köklü çözümler sunmadığını ifade etti.
25 Haziran 2024

Esfender Korkmaz, 1980 öncesi Türkiye'de yaşanan yüksek enflasyon oranlarına değinerek, nominal ve reel faiz kavramlarını açıklıyor. Merkez Bankası'nın gösterge faiz oranının beklenen TÜFE'nin altında olduğunu ve gerçekte reel faizlerin artmadığını, hatta eksi değerde olduğunu belirtiyor. Ayrıca, seçim ekonomisinin toplam talebi ve TÜFE'yi artıracağını, bu durumun 2024 Haziran ayına kadar aylık enflasyon oranlarının 2023'ün üzerinde çıkacağını öngörüyor. Bu koşullar altında, TL mevduat hesabı açanlar için bankaların ortalama yüzde 51 faiz verdiğini ifade ediyor.
13 Şubat 2024

İktisatçı Güldem Atabay, kur korumalı mevduat faizlerinin kaldırılmasının borsadan bu alana geçişe yol açabileceğini belirtti. Borsada riskli işlemler ve Merkez Bankası'nın arka kapı satışları olduğunu ifade etti. Atabay, mevcut iktidarın ekonomi politikalarının devam etmesi durumunda Türkiye'nin sermaye kontrolüne doğru gidebileceğini öne sürdü. Ayrıca, borsanın yatırım yeri olmaktan çıktığını ve tehlikeli işlemlerin olduğunu, yabancı yatırımcıların demokratik bir sistem görmesi durumunda Türkiye'ye ilgi gösterebileceğini dile getirdi.
9 Nisan 2023

İbrahim Kahveci, Türkiye'nin uyguladığı ekonomi programının dış dengeyi sağlama ve döviz ihtiyacını karşılama amacına ulaşamadığını belirtiyor. Tüketim malı ithalatının yüksek seviyelerde olduğunu ve başarının sadece düşen küresel enerji fiyatlarına bağlı olduğunu ifade ediyor. Ayrıca, finansal yatırımlardan gelen döviz akışının sınırlı olduğunu ve kalıcı iyileşmeler için daha sert önlemler gerektiğini vurguluyor. Kahveci, mevcut durumun sürdürülebilir olmadığını ve alt gelir gruplarının bu durumdan en çok etkileneceğini öne sürüyor.
6 Mayıs 2024
İşaretlediklerim