Temiz Hava Hakkı Platformu ve Türk Tabipleri Birliği'nin Hatay Antakya'da yaptığı ölçümlere göre, hava kirliliği limit değerlerin çok üzerinde. 6 Şubat'ta meydana gelen deprem sonrası oluşan enkaz ve toz bulutları hava kirliliğini artırdı. Depremden bu yana Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın resmi hava kalitesi izleme istasyonunda hiçbir hava kalitesi ölçümü düzenlenmedi. Kuruluşlar, hava kirliliğinin halk sağlığını yaşamsal düzeyde tehdit ettiğini belirtti ve alınması gereken önlemleri sıraladı.
29 Ağustos 2023

Avrupa Çevre Ajansı tarafından yayınlanan bir raporda, Avrupa'da hava kirliliğinin her yıl 1200'den fazla çocuk ve gencin ölümüne yol açtığı belirtilmiştir. Raporda, hava kirliliğinin uzun vadede hastalık riskini artırdığı ve birçok Avrupa ülkesindeki hava kirleticilerinin seviyelerinin Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği sınırların üzerinde olduğu uyarısı yapılmıştır. Nitrojen dioksit, ozon ve PM 2.5 partiküllerine maruz kalmak, çocukların akciğer fonksiyonlarını ve gelişimini olumsuz etkileyerek solunum ve kardiyovasküler hastalıklara neden olmaktadır.
24 Nisan 2023

Türkiye'de hava kirliliğinin tehlikeli bileşenlerinden PM2.5, yeterince ölçülmüyor ve ulusal bir sınır değeri bulunmuyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın hava kalitesi izleme istasyonlarının sadece %35'inde PM2.5 izleniyor. Depremden etkilenen illerdeki izleme istasyonlarının büyük bir kısmında da PM2.5 ölçümü yapılmıyor. Hava kirliliği, dünya genelinde yılda 7,5 milyon kişinin ölümüne neden oluyor ve PM2.5 partikülleri, akciğer kanseri gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
24 Nisan 2023

Ankara'da hava kirliliği, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü'nün NEFES uygulamasıyla takip edilerek yüzde 55 ile yüzde 85 arasında 'orta seviyede' olarak ölçüldü. Sabah saatlerinde oluşan sis görüş mesafesini düşürdü. Çankaya ilçesinde öğle saatlerinde yüzde 55 olan hava kirliliği, Ulus'ta öğleden sonra yüzde 85'e yükseldi. Hava kalitesi endeksi, partikül madde miktarına göre belirleniyor ve 51-100 arası değerler orta seviye olarak kabul ediliyor.
2 Ocak 2024

Temiz Hava Hakkı Platformu'nun 'Kara Rapor 2022: Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri' raporuna göre, Türkiye'de 2021 yılında hava kirliliği sebebiyle en az 42 bin kişi öldü. İstanbul, Ankara, Bursa ve İzmir'de hava kirliliğine bağlı hastalıklar nedeniyle binlerce kişi yaşamını yitirdi. Raporda, Türkiye'nin hava kalitesi izleme çalışmalarının yetersiz olduğu, yasal limitlerin Dünya Sağlık Örgütü'nün önerilerinin çok üstünde olduğu ve özellikle termik santrallerin çevresinde hava izleme istasyonlarının bulunmadığı belirtildi. Hava kirliliğinin ölüm nedenleri arasında beşinci sırada olduğu ve özellikle yoksul ve yoksun nüfusu etkilediği vurgulandı.
24 Mart 2023

6 Şubat'ta Türkiye'de meydana gelen depremler sonucu oluşan enkazın çevreye zarar verme potansiyeli nedeniyle Greenpeace Akdeniz, enkazın insan ve çevre sağlığına zarar vermeyecek şekilde yönetilmesi için bir imza kampanyası başlattı. Kampanya, enkazın içerdiği asbest, plastik türevleri gibi zehirli kimyasalların kontrolsüz şekilde doğaya yayılmasının önlenmesini amaçlıyor. Greenpeace, enkaz kaldırma sürecinin mevcut yönetmeliklere uygun yürütülmesi ve eksikliklerin insan ve doğa yararına giderilmesi gerektiğini vurguluyor.
4 Mart 2023

Türk Tabipleri Birliği Deprem Kriz Masası'na göre, depremden en fazla etkilenen şehirlerden biri olan Hatay'da durum vahimdir. Arama-kurtarma çalışmaları yetersiz kalmış, birçok hastane hasar görmüş ve sağlık hizmetlerinde ciddi aksaklıklar yaşanmaktadır. Elektrik, su ve iletişim hizmetleri kesintiye uğramış, insanlar soğuk hava koşullarında açık alanlarda ve arabalarda gecelemek zorunda kalmıştır. Hataylı doktor Ali Çerkezoğlu, kentte büyük bir yıkım ve koordinasyon eksikliği olduğunu, birçok eczanenin ilaçlarının çalındığını veya el konulduğunu belirtmiştir. Ayrıca, bölgede yaşanan sıkıntılar halk sağlığı sorunlarına yol açabilecek durumdadır.
8 Şubat 2023

Türk Tabipleri Birliği Halk Sağlığı Kolu Başkanı Prof. Dr. Gamze Varol, 6 Şubat depremlerinin ardından geçen 42 gün sonrasında temel ihtiyaçların hala sorun teşkil ettiğini ve yanlış yerleşim alanı seçimleri nedeniyle yaşanan yağış ve selin sorunları derinleştirdiğini belirtti. Varol, barınma alanlarının hastalık yuvasına dönüşebileceği, güvenli içme suyu sağlanamadığı ve atık arıtma sistemlerinin yetersizliği gibi konularda uyarılarda bulundu. Ayrıca, bölgede dizanteri, gastroenteritler, hepatit ve leptospirozis gibi hastalıkların artışı beklendiğini ifade etti.
20 Mart 2023

Çevre sorunlarından kadınların daha fazla etkilendiği belirtiliyor. Bu durumun sosyal, ekonomik ve kültürel faktörlere dayandığı ve yoksulluk koşullarında yaşayan insanların yüzde 70'inin kadın olmasının bu durumu etkilediği belirtiliyor. Ekofeminizm, kadın hakları ve çevre aktivizminin birleşimini temsil eden bir yaklaşım olarak öne çıkıyor. Bu yaklaşıma göre, hem kadınların hem de doğanın haklarının korunması birbirine bağlı ve birine dair sorunların çözülmesi diğerinin üzerinde iyileştirici bir etkiye sahip.
30 Eylül 2023

Temiz Hava Hakkı Platformu, Türk Tabipleri Birliği ve Hatay Tabip Odası'nın iş birliğiyle Hatay Antakya'da yapılan 30 günlük toz ölçümleri, havadaki toz miktarının olması gereken limitin dört kat üstünde olduğunu gösterdi. Deprem sonrası yıkılan binalardan kaynaklanan toz, halk sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Özellikle molozlardan demirin ayrıştırılması sırasında yüksek toz salınımı yaşanıyor ve bu durum bebek, çocuk, gebe kadınlar, yaşlılar ve kronik hastalığı olanları etkiliyor. Ayrıca, PM2.5 için yasal bir limit değer tanımlanmaması eleştiriliyor ve acilen ulusal limit değerlerin belirlenmesi çağrısı yapılıyor.
9 Şubat 2024

2023 yılında Türkiye'deki hava kirliliği raporuna göre, Hatay en kirli hava kalitesine sahip il olarak kaydedildi. Greenpeace Akdeniz tarafından yapılan analizde, İskenderun Merkez ilçesi Türkiye'nin en kirli havasına sahip bölgesi olarak belirlendi. Hava kirliliğinde fosil yakıtların yanı sıra, deprem sonucu yıkılan binalardan kaynaklanan asbest tehlikesi de önemli bir faktör olarak vurgulandı. Türk Tabipler Birliği ve uzmanlar asbest tehlikesine dikkat çekse de, yetkililerin bu konuda yeterli önlem almadığı belirtildi.
9 Şubat 2024

Temiz Hava Hakkı Platformu'nun (THHP) raporuna göre, Türkiye'de nüfusun yüzde 92'sinden fazlası Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) standartlarına göre kirli hava soluyor. 2022'de Türkiye'de hava kirliliğine bağlı ölümler, toplam ölümlerin yüzde 14,2'sini oluşturdu. Raporda, fosil yakıt kullanımının azaltılması ve hava kalitesi izleme çalışmalarının iyileştirilmesi gibi önerilerde bulunuldu. Hava kirliliği, özellikle büyük şehirlerde ve sanayi bölgelerinde ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor.
26 Eylül 2024

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Marmara ve Ege bölgelerinde çöl tozları nedeniyle olumsuz koşulların beklendiğini ve tedbirli olunması gerektiğini duyurdu. Çöl tozları, hava kirliliğini artırarak solunum ve dolaşım sistemi sorunlarını şiddetlendirebiliyor. Sahra Çölü başta olmak üzere dünyanın çeşitli çöllerinden yıllık yaklaşık 2 milyar ton toz atmosfere karışıyor. Türkiye, Afrika ve Orta Doğu kaynaklı çöl tozlarının etkisi altında bulunuyor. Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Çağatay Güler, toz taşınımının özellikle sahil bölgelerinde yaşayanlar için solunum sorunlarını artırabileceğini belirtti.
1 Nisan 2024

Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden Dr. Erika Garcia ve ekibi, 1300'den fazla kişinin çocukluk ve yetişkinlik dönemlerindeki hava kirliliği maruziyetini inceledi. Araştırma, çocuklukta partikül kirliliği ve nitrojen dioksite maruz kalan kişilerin yetişkinlikte bronşit semptomlarına yakalanma olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Ayrıca, çocuklukta akciğer problemi yaşamamış kişilerde de hava kirliliğinin yetişkinlikte bronşit semptomlarına yol açabileceği bulundu. Bu bulgular, çocukluk döneminde hava kirliliğinin uzun vadeli sağlık etkileri olabileceğini gösteriyor.
29 Temmuz 2024

Pakistan'ın Pencap eyaletinde hava kirliliği tehlikeli seviyelere ulaşarak uzaydan bile görünür hale geldi. Lahore ve çevresindeki şehirlerde okullar kapatıldı ve halka maske takma zorunluluğu getirildi. Hava kirliliği, Dünya Sağlık Örgütü'nün kabul edilebilir seviyesinin 40 kat üzerine çıkarak milyonlarca insanın sağlığını tehdit ediyor. UNICEF, hava kirliliğinin 11 milyon çocuğun sağlığını tehlikeye attığını belirtti.
12 Kasım 2024

IQAir tarafından yayınlanan 2023 'Dünya Hava Kalitesi' raporuna göre, Türkiye'nin hava kirliliği ortalaması 20.5 ile WHO'nun belirlediği eşik değerlerin dört katı seviyesinde. Raporda, Türkiye havası en kirli 44'üncü ülke olarak sıralanırken, Iğdır şehri Avrupa'nın en kirli havasına sahip kenti olarak belirlendi. Raporda ayrıca, Türkiye'de hava kirliliğinin sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine ve kirliliğe yol açan başlıca faktörlere de değiniliyor. Hava kirliliği nedeniyle dünya genelinde her yıl 7 milyon insanın öldüğü belirtiliyor.
20 Mart 2024

Türkiye'de yaşanan sıcak hava dalgası nedeniyle Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi İklim Değişikliği Kıdemli Uzmanı Dr. Ümit Şahin, sıcaklıkların afet olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtti. Şahin, sıcak hava dalgasının birkaç gün daha sürmesi durumunda sadece İstanbul'da ölüm sayısının birkaç yüze ulaşabileceğini ifade etti. Dünya Sağlık Örgütü'nün sıcak hava dalgalarına karşı ülkelerin Sıcak Sağlık Eylem Planı hazırlamasını önerdiğini belirten Şahin, Türkiye'nin bu konuda adım atmadığını vurguladı. Ayrıca, sıcak hava dalgalarının özellikle yaşlılar, kronik hastalığı olanlar ve çocuklar gibi risk gruplarını daha fazla etkilediğini belirtti.
20 Temmuz 2024

İzmir'de etkili olan sağanak yağışın ardından İzmir Körfezi'nde atık kirliliği dikkat çekti. Karşıyaka sahilinde sabah saatlerinde kıyıya vuran atıklar, derelerden körfeze geldiği tahmin ediliyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi ekipleri, denizden ve karadan atıkların toplanması için çalışma başlattı. Toplanan atıkların içinde ölü balıkların bulunmadığı ve sağanak sonrası kötü kokunun azaldığı gözlendi.
12 Eylül 2024

Ortadoğu Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün yaptığı dört günlük araştırma sonucunda, Marmara Denizi'nin ilk 30 metresi hariç ciddi oksijen azlığı yaşadığı tespit edildi. Araştırmada deniz suyu sıcaklıklarının artması, kirlilik ve oksijen azlığı gibi birçok parametre incelendi. Özellikle Doğu Marmara'da nitrat seviyelerinin düşmesi ve hidrojen sülfür gazının oluşma riski, deniz ekosistemi için büyük bir tehdit oluşturuyor. Marmara Denizi'ndeki bu durumun, tarımsal girdiler ve şehirlerin arıtılmamış atık sularından kaynaklandığı belirtiliyor.
12 Ağustos 2024

Mersin Körfezi'nde son bir aydır deniz yüzeyinde köpüklenme artışı gözlemlendi. ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, bu durumun Marmara Denizi'ndeki müsilajla eşdeğer olduğunu ve kirliliğin ana kaynağının karasal girdiler olduğunu belirtti. Salihoğlu, kirliliğin deniz ekosistemlerini ciddi şekilde tehdit ettiğini ve acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı.
13 Ağustos 2024
İşaretlediklerim