Mehmet Ocaktan, Müslüman dünyasında demokrasi ve hukuk eksikliğinin modern zamanların sorunlarıyla yüzleşmeden çözülemeyeceğini belirtiyor. Müslüman toplumların, geçmişteki geleneksel İslam anlayışlarını modern zamanlara uyarlamadan kopyaladığını ve bu nedenle adalet, özgürlük, ahlak, şeffaflık ve hesap verilebilirlik gibi dinin özünü oluşturan ilkeleri ihmal ettiğini vurguluyor. Ocaktan, Müslüman toplumların rasyonel aklı pek makbul saymadığını ve bu nedenle geçmişe takılı kaldığını ifade ediyor. Batı demokrasilerinin uzun mücadeleler sonucunda elde ettiği demokratik sistem ve evrensel hukuk normlarının örnek alınması gerektiğini savunuyor.
3 Haziran 2024

Metin Külünk, İslam dünyasının temel probleminin özeleştiri eksikliği olduğunu ve bu durumun akıl donukluğundan kaynaklandığını belirtti. Külünk, Cumhurbaşkanı'nın başarılı olmasını içtenlikle istediğini ve demokrasi, cumhuriyet ve meclis gibi Mustafa Kemal Atatürk'ün kazandırdığı değerlerin önemine vurgu yaptı. Ayrıca, hayvan hakları tartışmaları gibi konularda da toplumun genel endişelerini dikkate alarak çözüm bulunması gerektiğini ifade etti.
26 Temmuz 2024

Mehmet Ocaktan ve Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, günümüzde din-siyaset ilişkisinin dindarları toplumda güvenilmez bir konuma getirdiğini belirtiyor. Son 10-15 yılda yaşanan gönül tahribatının, İslam tarihinde bu topraklarda benzeri görülmemiş bir düzeyde olduğunu ifade ediyorlar. Siyasetçilerin şiddet dili kullanımı ve dindarların siyaset ve ideolojik kimlikler üzerinden hayata bakışı, Kur'an'ın yasakladığı kötülüklerin siyaset diliyle tevil edilmesine yol açıyor.
11 Mart 2024

Mehmet Ocaktan, AK Parti-MHP koalisyonunun Türkiye'yi ekonomik, hukuki ve eğitimsel açıdan üçüncü dünya ülkeleri seviyesine düşürdüğünü iddia ediyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 'normalleşme' adımlarına karşı çıkması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP'ye yönelik sert eleştirileri, koalisyonun içindeki gerilimleri artırıyor. Ocaktan, AK Parti'nin 31 Mart seçimlerinin mesajını anlamadığını ve Bahçeli'nin etkisiyle kutuplaşmanın derinleştiğini belirtiyor. CHP'nin uzlaşma ve normalleşme çabalarının kamuoyu tarafından desteklendiğini ve partinin popülaritesinin arttığını vurguluyor.
28 Haziran 2024

Mehmet Ocaktan, bir haber kanalında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili sorulan soruları ve bu sorulara verilen yanıtları ele alıyor. Bir gazetecinin, İmamoğlu'nun oylarının neden düşmediğini ağlamaklı bir ifadeyle sorması ve anket firmasının temsilcisinin İmamoğlu'na zarar veren bir durum olmadığını belirtmesi üzerine Ocaktan, gazeteciliğin ve siyasi ahlakın geride kaldığını vurguluyor. Ocaktan, gazetecilerin siyasi aidiyetlerinin olabileceğini kabul ederken, bu tür tarafsız olmayan soruların profesyonellikten uzak olduğunu ifade ediyor.
25 Mart 2024

Mehmet Ocaktan, AK Parti'nin Mayıs seçimlerinde yüzde 35 oy alarak 2002 seviyelerine geri döndüğünü ve bu durumun partinin eski konforlu günlerinden uzak olduğunu gösterdiğini belirtiyor. Türkiye'de yüksek enflasyon ve yoksulluk oranlarına rağmen AK Parti'nin seçimlerde başarı elde etmesi dikkat çekici bulunuyor. Ancak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Erzurum mitinginde bile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Kurum için oy istemesi, partinin eskisi gibi başarı hikayeleri anlatamadığının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Parti yetkililerinin muhalefeti 'ihanet' ile suçlayan bir dil kullanması veya 'kumpas' hikayeleri anlatması, mevcut zorlukların bir yansıması olarak görülüyor.
18 Mart 2024

Yusuf Kaplan, Müslümanların başlangıçta mücahit olarak yola çıktıklarını ancak zamanla müteahhit ve her şeye müsait bir hale geldiklerini belirtiyor. Batı'ya göre ve Batı'ya karşı belirlenen konumlanmaların, Müslümanları Batılıların belirlediği kurallar çerçevesinde hareket etmeye zorladığını ve bu durumun değişmesi gerektiğini savunuyor. Kaplan, ekonomik büyümeyi hedeflemenin Müslümanları sistemi dönüştürmekten uzaklaştırdığını ve öncelikle zihniyetin değişmesi gerektiğini vurguluyor.
8 Nisan 2024

MIT'den Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Türkiye'nin ekonomik sorunlarının yapısal olduğunu ve radikal ekonomik değişim gerektiğini belirtti. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ataması sonrası yatırımcılarda iyimserlik oluştuğunu ancak bu atamaların gerçekten ekonomik problemlere çözüm getirmek için mi yoksa başka nedenlerle mi yapıldığının belirsiz olduğunu ifade etti. Acemoğlu, Türkiye'nin potansiyelini gerçekleştirmek için kurumsal reformların ve teknoloji, eğitim, işçi üretkenliğine yatırımın önemine dikkat çekti ve düşük kaliteli büyümenin devam etmesinin tehlikelerini vurguladı.
16 Haziran 2023

MIT'den Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçimleri kazanmasını beklenmedik bulduğunu belirtti. Türkiye ekonomisinin 90'lara geri döndüğünü önceki açıklamalarında ifade eden Acemoğlu, Türkiye'nin demokrasi ve ekonomi alanlarında iki büyük tehditle karşı karşıya olduğunu söyledi. Eski bakan Mehmet Şimşek'in ekonominin başına geçirilmesinin olumlu olabileceğini ancak Erdoğan'ın politikalarının etkisinde kalırsa sınırlı bir etki yaratacağını ifade etti. Acemoğlu, yabancı yatırımcıların Türkiye'ye dönmesi için farklı bir politika ve kurumsal ortamın gerekliliğine vurgu yaptı.
3 Haziran 2023

Son 5 yılda Türkiye'de gerçekleşen seçimlerde, iç politika ile dış politika sıkça birbirine karıştırıldı. Özellikle 2019 yerel seçimleri, 2017 Anayasa referandumu ve 2023 genel seçimleri dönemlerinde, Türkiye'nin dış politikadaki tutumu ve dış güçlerle ilişkileri ön plana çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden seçilmesi ve TBMM'de çoğunluğun sağlanması, yerel seçimlerin önemini azaltırken, asıl sorunun Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik kriz olduğu belirtiliyor. Bu krizin üstesinden gelmenin yolu ise Batı ile ilişkilerin düzeltilmesinden geçiyor.
4 Mart 2024

Rahmi Turan, Türkiye ekonomisinde yaşanan sıkıntıların bilim dışı uygulamalar ve Merkez Bankası Başkanlarının görevden alınmaları sonucu ortaya çıktığını belirtiyor. Mehmet Şimşek'in ekonomi yönetimine getirilmesi ve rasyonel politikalara dönüş vurgusu yapmasına rağmen, beklenen iyileşmelerin gerçekleşmediğini ifade ediyor. Turan, devletin savurganlığının devam ettiğini, yerel seçimler için büyük harcamalar yapıldığını ve ekonomideki sorunların çözülmediğini eleştiriyor.
4 Şubat 2024

Rahmi Turan, 2018 yılında Türkiye'nin 'Tek Adam Sistemi'ne geçiş yaptığını ve bu sürecin ülkeyi 'ortak akıldan' uzaklaştırdığını belirtti. Yazısında, tüm kararların tek bir kişi tarafından alındığını ve bu durumun işlerin sağlıklı yürümemesine, yanlışların düzeltilmemesine neden olduğunu ifade etti. Turan, bu sistemin sonuçlarının millet tarafından ödendiğini vurguladı.
11 Mayıs 2024

Mehmet Tezkan, Türkiye'de siyasetçilerin hesap vermemesi ve soru sorulamamasını eleştirdiği bir yazı kaleme aldı. Özellikle Erzincan İliç'teki maden faciasının siyasi sorumluluğunun sorgulanmamasını örnek göstererek, siyasetçilerin bilim dışı uygulamalarla facialara neden olmalarına rağmen sorumluluk almamalarını eleştirdi. Tezkan, bu durumun değişmediği sürece Türkiye'nin gelişemeyeceğini savundu.
20 Şubat 2024

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye Müteahhitler Birliği Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Başarı Ödülleri Töreni'nde konuştu. Ekonomide yaşanan sıkıntıların büyük bir kısmının iktisadi değil, siyasi saikle hayata geçirilen oyunların ürünü olduğunu belirtti. Kendi ülkelerinde asla uygulatmayacakları yöntemleri Türkiye'ye karşı kullanan yapıların operasyonlarını kabul etmenin mümkün olmadığını ifade etti. Ekonomide yaşanan sıkıntıların bir bedeli olduğunu ve bu durumun arka planında böyle bir durum olduğunu söyledi.
22 Ağustos 2023

Mehmet Tezkan, Türkiye'nin bir dönem iktidar yanlıları tarafından dile getirilen 'oyun kurucu ülke' söyleminin artık kullanılmadığını ve yerini 'oyun bozan ülke' ifadesinin aldığını belirtti. Ancak bu söylemin de zamanla terk edildiğini ve Türkiye'nin artık ne oyun kurucu ne de oyun bozan olarak anılmadığını ifade etti. Tezkan, Türkiye'nin ekonomik zorluklar içinde para arayışında olduğu bir dönemde oyun kurucu olmasının mümkün olmadığını vurguladı.
11 Temmuz 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin yaşadığı 14'üncü krizin ekonomik, siyasi ve sosyal alanlarda farklı olduğunu ve bu nedenle IMF ile yapılabilecek bir anlaşmanın krizi çözemeyeceğini belirtiyor. Türkiye'nin siyasi ve sosyal sorunları çözmeden IMF ile anlaşma yapmasının mümkün olmadığını ve mevcut iktidarın demokrasi ve hukuk alanında geri dönüş yapması gerektiğini ifade ediyor. Korkmaz, en akılcı çözümün siyasi iktidarın değişmesi olduğunu vurguluyor.
6 Mart 2024

Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi'nin düzenlediği iftar yemeğinde İslam ülkelerinin büyükelçilerine hitaben konuştu. Kılıçdaroğlu, Ortadoğu'nun sorunlarının akıl ve bilgiyle çözülebileceğini, birlikte hareket edilmesi gerektiğini ve önyargılarla değil, akılcı politikalarla sorunların üstesinden gelinebileceğini belirtti. Ayrıca, Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı kurma kararı aldıklarını ve Türkiye, İran, Irak ve Suriye'nin bir araya gelmesi gerektiğini ifade etti.
11 Nisan 2023

Mehmet Özyazanlar, Milli Takım galibiyetlerinin ardından medyada ve tribünlerde savaş ve fetih söylemlerinin yaygınlaştığını eleştiriyor. Özellikle bir oyuncunun bozkurt işareti yaparak tribünleri selamlaması, yazar tarafından ırkçı ve faşist bir hareket olarak değerlendiriliyor. Özyazanlar, spor karşılaşmalarının Türk'ün gücünü gösterme fırsatı olarak görülmesinin ve galibiyetlerin Türklüğün propagandasına dönüştürülmesinin aşılması gereken bir kompleks olduğunu vurguluyor.
4 Temmuz 2024

Ali Bayramoğlu, Türkiye'de hem dünya siyasetinden hem de iç dinamiklerden beslenen çift katmanlı bir otoriter dalga olduğunu ifade ediyor. Tayyip Erdoğan ve onun kurduğu ittifakın, yeni Türkiye iddiaları ile dünya siyasetindeki milliyetçilik, devletçilik ve milli sınırların büyümesi gibi konularda paralellikler gösterdiğini belirtiyor. Bayramoğlu, bu durumun demokratik değerlerin üzerine çıkan milliyetçi ve güce dayalı bir yapıyı ortaya çıkardığını ve Türkiye'nin bu tablo içinde umut üretmeye çalıştığını vurguluyor.
10 Şubat 2024

Yerel seçimlerin yoğun gündemi arasında, Türk dış politikasında önemli bir ivmelenme dönemi yaşandığı belirtiliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki Türk dış politika yapıcılarının, uluslararası sistemin kaotik durumunu stratejik değerlendirmelerle ele aldığı ve dosyalar arası irtibatları gözettiği ifade ediliyor. Bu süreçte, komşularla olan gerginliklerin yerini ortak çözüm arayışı ve işbirliği alırken, Türkiye'nin yurtdışındaki askeri varlığı güvenlik, istikrar ve ekonomik işbirliği üreten bir konuma getiriliyor. Güvenlik, savunma sanayisi, enerji ve ticaret sektörleri Türkiye'nin dış politika hedeflerine katkı sağlayarak bir 'çarpan etkisi' oluşturuyor.
23 Mart 2024
İşaretlediklerim