Barış Pehlivan, Yargıtay, Danıştay ve bölge adliye mahkemelerinde görev yapan hâkimler ve savcılarla yaptığı görüşmeler sonucunda, Türkiye'deki yargı sisteminin siyasi konjonktürden nasıl etkilenebileceğini ele alıyor. Yazıda, yargının bağımsızlığına inanan meslek mensuplarının şahsi olarak gelecek kaygısı taşımadığı, ancak hukuka uygun olmayan kararlar verenlerin siyasi konjonktürü yakından takip etmek zorunda kaldığı belirtiliyor. Ayrıca, yüksek yargı organlarında dönüşümün beklendiği, Anayasa Mahkemesi ve YÖK'te belirli gruplara yönelik atamaların yapılması planlandığı ve anayasa değişikliği çalışmaları için zemin arandığı ifade ediliyor.
3 Nisan 2024

Barış Terkoğlu, Türkiye'de yargı mensuplarının ve devlet kurumlarının siyasi tarafsızlığını yitirdiğini ve adaletin militanlaştığını iddia ediyor. Gökçeada Belediye Başkanı örneği üzerinden, seçim kurulu başkanının İYİ Parti'ye karşı tarafsızlığını ihlal ettiğini ve sonrasında ödül gibi yeni bir göreve tayin edildiğini belirtiyor. Ayrıca, Yargıtay Başkanlığı seçimlerinin uzun süre sonuçlanmaması ve Yargıtay üyelerinin ideolojik bağlarla oy kullanmasının tehlike sinyalleri verdiğini vurguluyor.
28 Mart 2024

Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, Türk Demokrasi Vakfı'nın düzenlediği toplantıda Türkiye'deki yargı sistemini eleştirdi. Selçuk, Türkiye'de verilen yargı kararlarının yüzde 99'unun geçersiz olduğunu ve mahkemelerin bağımsızlığının olmadığını belirtti. Ayrıca, yedek yargıç kurulunun işlevsiz olduğunu ve kendisinin bile hak arama özgürlüğünü kullanamadığını ifade etti.
31 Mayıs 2024

Hayko Bağdat, Türkiye'nin mevcut siyasi ve hukuki durumunu eleştirerek, ülkenin normalleşmesi için hukukun üstünlüğünün şart koşulması gerektiğini vurguladı. Özgür Özel'in muhalefetteki rolüne değinen Bağdat, Türkiye'nin hukuk alanında ciddi sorunlar yaşadığını ve bu durumun düzeltilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve KHK mağdurları gibi örneklerle, siyasi kumpasların ve haksızlıkların kabul edilemez olduğunu ifade etti.
8 Mayıs 2024

Esfender Korkmaz, 2017 başkanlık rejimi ile Türkiye'de yargıya müdahalenin arttığını ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmadığını belirtti. Yargıtay seçimlerinde yaşanan olaylar, yargıya olan güvenin azalmasına neden oldu. The Economist'in Türkiye'yi kapak yaptığı Ocak 2023 sayısında, Türkiye'deki demokrasinin kusurlu olduğu ve Erdoğan'ın davranışlarının ülkeyi diktatörlüğe götürebileceği ifade edildi. Korkmaz, Türkiye'nin yeniden parlamenter sisteme dönmesi gerektiğini savundu.
16 Mayıs 2024

Mehmet Y. Yılmaz, Cumhurbaşkanı'nın talimatları ile göreve başlayan hâkim ve savcıların yargı organlarının bağımsızlığını ne kadar içselleştirebileceklerini sorguluyor. Yılmaz, bu durumun yargı bağımsızlığı açısından olumsuz bir fotoğraf sunduğunu belirtiyor ve genç hukukçuların üniversitede öğrendikleri değerleri görevleri sırasında hatırlamaları umudunu dile getiriyor. Ayrıca, bu durumun somut sonuçlarını son iki günde yaşanan bir olay üzerinden örneklendiriyor.
21 Şubat 2024

Barış Terkoğulu, devletin çeteleşmesinin sonucunda çetelerin devletleştiğini vurgulayan bir yazı kaleme aldı. Yazıda, Güray Belhan'ın 'Ankara Paşaları' ifadesinin bakanlık tarafından rahatsız edici bulunduğu ve mahkemenin bu ifadeyi aşağılayıcı bulmadığı belirtildi. Terkoğulu, devletin üniformasının kişisel ve ideolojik çıkarlar için kullanıldığını, telefonların dinlendiğini, konumların takip edildiğini ve suçluların korunduğunu ifade etti. Sonuç olarak, yazan ve konuşanların suçlu ilan edildiğini belirtti.
4 Temmuz 2024

Avrupa Komisyonu, Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde gerileme yaşadığını ve başkanlık sisteminde yapısal sorunların devam ettiğini belirtti. Raporda, yürütme organının denetim mekanizmalarının etkisiz olduğu ve siyasi çoğulculuğun baltalandığı ifade edildi. Yargı bağımsızlığında ciddi gerilemeler olduğu ve yolsuzlukla mücadelede etkili önlemlerin alınmadığı vurgulandı. Ayrıca insan hakları durumunun iyileşmediği, ifade özgürlüğünde gerileme yaşandığı ve azınlıklar ile LGBTİ+ bireylere yönelik ayrımcılığın devam ettiği kaydedildi.
8 Kasım 2023

Ali Bayramoğlu, Türkiye'de iktidarın kimliği ve değerleri üzerine sahanın genişlediğini ancak bu genişlemenin kaotik ve kuralsız olduğunu, ötekinin ve ortak değerlerin aleyhine sonuçlar doğurduğunu belirtiyor. Yargı, adalet, seçim, demokrasi, siyaset, hakkaniyet, ekonomi ve rasyonellik arasındaki bağların kopmakta olduğunu ve bu durumun Türkiye'yi her geçen gün daha fazla boğduğunu ifade ediyor. Bayramoğlu, kutuplaştırıcı siyasetin iktidarı destekleyen grupların temel değerlerine de zarar verdiğini ve mevcut durumun bir gün sona ereceğini öngörüyor.
16 Mart 2024

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Yargıtay Başkanlığı'nda düzenlenen 2024-2025 Adli Yıl Açılış Töreni'nde yeni hukuk reformları ve anayasa tartışmaları hakkında açıklamalarda bulundu. Erdoğan, adalet sisteminin etkin, güvenilir, tarafsız ve bağımsız olmasını sağlamak için son 22 yılda yapılan reformları ve yeni adımları anlattı. Ayrıca, yeni anayasa konusunda muhalefetin ön yargılarından dolayı sağlıklı bir tartışma ortamı oluşmadığını belirtti. Erdoğan, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının önemine vurgu yaparak, mahkeme kararlarının eleştirilebileceğini ancak adalete karşı husumetin kabul edilemez olduğunu ifade etti.
2 Eylül 2024

İsmail Saymaz, Türkiye'deki yargı sisteminde yaşanan çifte standartlara dikkat çekiyor. Kardeşi ByLock kullandığı bilinen Yılmaz Tunç'un Adalet Bakanı olabilmesi ve benzer durumlar ele alınırken, beraat etmiş veya hiç yargılanmamış hakim ve savcıların somut delillere dayanmaksızın ihraç edildiğini vurguluyor. Danıştay 5. Dairesi'nin hukuksuzluklara son verme çabalarının iktidar tarafından FETÖ'cülükle suçlanmasına ve yüksek yargı mensuplarının baskı altında olduğuna işaret ediyor.
18 Şubat 2024

Barış Terkoğlu, OYAK'ın son yıllarda kötü yönetildiğini ve siyasi müdahaleler nedeniyle performansının düştüğünü belirtti. 2016 yılından itibaren OYAK'ın enflasyonu karşılama oranının düştüğünü ve son beş yılda en kötü performansı gösterdiğini vurguladı. Üçok, siyasetin OYAK'a müdahale etmesinin ve şeffaflık eksikliğinin sorunların temelinde yattığını ifade etti. Siyasetin OYAK'tan elini çekmesi gerektiğini savunarak, aksi takdirde OYAK'ın zarar göreceğini belirtti.
20 Haziran 2024

Gözde Bedeloğlu, mevcut iktidarın 20 yıldır yürürlükte olan bir yasaya uymamasının sorumluluğunu üstlenmediğini ve bu durumun toplumsal gerilime yol açtığını belirtiyor. Evrensel yaşam hakkı meselesinin günlük siyasetin aracı haline getirildiğini ve iktidar medyasının bu konuda manipülatif yorumlar yaptığını ifade ediyor. Yasaya karşı çıkanların 'elit' olarak etiketlendiğini ve seküler yaşam tarzını savunanların 'batıcı' ve 'emperyalizm hayranı' olarak nitelendirildiğini vurguluyor. Bedeloğlu, bu durumun Türkiye'de yeni bir direnişe ve sokakların terörize edilme riskine yol açabileceğini öne sürüyor.
21 Temmuz 2024

Yalçın Doğan, Türkiye'de demokrasiye dönüş sürecinin olup olmayacağını ve bu süreçte gerçekleşmesi beklenen reformları sorguluyor. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanıp uygulanmayacağı, yargı bağımsızlığının sağlanması, ifade ve basın özgürlüğüne dönülmesi, politik tutukluların serbest bırakılması gibi konulara değiniliyor. Ayrıca, kamu sınavlarında mülakatın kaldırılması ve çevre talanına son verilmesi gibi ekonomik ve çevresel konular da ele alınıyor.
7 Mayıs 2024

Türk futbolunda hakemler üzerindeki baskı ve güvensiz çalışma koşulları artmaktadır. Kamuoyu ve kulüpler, hakemlerin zor durumda olduğunun farkında olup, Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) desteğinin yetersiz kaldığı görüşündedir. Bu durum, hakemlerin özgürlüklerinin tehdit altında olduğu ve adil karar verme yetilerinin sorgulanır hale geldiği bir ortam yaratmıştır. Murat Fevzi Tanırlı'nın yazısında, hakemlerin ve yardımcılarının yaşadıkları zorluklar ve yabancı hakemlerin Türk futboluna dahil edilmesi talebi ele alınmaktadır.
2 Nisan 2024

Zülal Kalkandelen, Türkiye'de laiklik ilkesini savunan gruplara anında müdahale edilirken, şeriatçı grupların rahatça toplanıp açıklama yapabilmesine dikkat çekiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şeriatın İslam olduğunu söylemesi ve şeriat taleplerinin artışı, AKP yönetimine bağlanıyor. Ayrıca, cumhuriyet savcılarının bu konularda sessiz kalması ve görevlerini yerine getirmemeleri, Türkiye'de hukuk devletinin sona erdiğine dair kanıtlar olarak sunuluyor.
28 Şubat 2024

Taha Akyol, iktidarın Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) bireysel başvurular üzerine insan hakları ihlallerini denetleme yetkisini daraltma hazırlığında olduğunu belirtiyor. Bu değişiklikle, adil yargılanma hakkı, etkin soruşturma eksikliği ve delillerin geçersizliği gibi gerekçelerle AYM'nin inceleme yapamayacağını ifade ediyor. Akyol, bu durumun Türkiye'nin hukuk devleti puanını düşüreceğini ve yalnızca yanlış kararı veren mahkemeyi değil, onaylayan Yargıtay'ı ve uygulayan Meclis'i de bağlayan AYM kararlarının önemini vurguluyor.
11 Şubat 2024

Mehmet Y. Yılmaz, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumlarının durumunun kötüleştiğini ve bu durumun siyasi tercihler sonucu olduğunu belirtiyor. Kamu kurumlarında önemli pozisyonların, işi bilen ve layıkıyla yerine getirecek kişilere değil, siyasi olarak uygun görülenlere verildiğini ifade ediyor. Yılmaz, bu durumun Türkiye'yi totaliter ve faşist bir rejime doğru sürüklediğini iddia ediyor.
27 Şubat 2024

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, adli yıl açılışında yaptığı konuşmanın, geçen sene olduğu gibi bu sene de canlı yayınlanmadığını belirtti. Sağkan, konuşmasında yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğüne dair sorunlara değindi. Ayrıca, Türkiye'nin Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 140 ülke arasında 116. olduğunu ve Doğu Avrupa ve Asya kategorisinde sonuncu olduğunu belirtti. Sağkan, hukukun güvenliği ile devletin güvenliğinin eş anlamlı olduğunu vurguladı.
1 Eylül 2023

Türkiye'de gerçekleşen seçimlerin ardından, farklı gazeteler seçim sonuçlarını ve siyasi liderlerin durumlarını çeşitli açılardan ele aldı. İktidar yanlısı basın, muhalefet liderleri Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı eleştirirken, muhalif basın iktidarı manipülasyon yapmakla suçladı. Gazeteler, seçim sonuçlarını ve siyasi partilerin performansını kendi perspektiflerine göre yorumladılar.
15 Mayıs 2023
İşaretlediklerim