Temiz Hava Hakkı Platformu'nun 'Kara Rapor 2022: Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri' raporuna göre, Türkiye'de 2021 yılında hava kirliliği sebebiyle en az 42 bin kişi öldü. İstanbul, Ankara, Bursa ve İzmir'de hava kirliliğine bağlı hastalıklar nedeniyle binlerce kişi yaşamını yitirdi. Raporda, Türkiye'nin hava kalitesi izleme çalışmalarının yetersiz olduğu, yasal limitlerin Dünya Sağlık Örgütü'nün önerilerinin çok üstünde olduğu ve özellikle termik santrallerin çevresinde hava izleme istasyonlarının bulunmadığı belirtildi. Hava kirliliğinin ölüm nedenleri arasında beşinci sırada olduğu ve özellikle yoksul ve yoksun nüfusu etkilediği vurgulandı.
24 Mart 2023

Türkiye'de hava kirliliğinin tehlikeli bileşenlerinden PM2.5, yeterince ölçülmüyor ve ulusal bir sınır değeri bulunmuyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın hava kalitesi izleme istasyonlarının sadece %35'inde PM2.5 izleniyor. Depremden etkilenen illerdeki izleme istasyonlarının büyük bir kısmında da PM2.5 ölçümü yapılmıyor. Hava kirliliği, dünya genelinde yılda 7,5 milyon kişinin ölümüne neden oluyor ve PM2.5 partikülleri, akciğer kanseri gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
24 Nisan 2023

Greenpeace Akdeniz, Hatay'ın Samandağ ve Defne ilçelerinde gerçekleştirdiği partikül madde ölçümlerinde, Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği limitlerin 5.2 kat üstünde hava kirliliği saptadı. Deprem sonrası enkaz kaldırma işlemleri sırasında oluşan toz bulutları, sağlık için ciddi riskler oluşturuyor. Ölçümler, özellikle akşam saatlerinde ve çadır bölgelerinde hava kirliliğinin arttığını gösteriyor. Hava kirliliği, çocuklar, yaşlılar ve hamileler için daha büyük risk taşıyor ve kronik hastalıkların alevlenmesine yol açabiliyor.
15 Mart 2023

Avrupa Tıbbi Onkoloji Derneği'nin 2023 Kongresi'nde sunulan bir çalışmada, ince partikül (PM2.5) hava kirliliğine uzun süre maruz kalan kadınların meme kanseri riskinin arttığı belirlendi. Her 10 µg/m³'lük PM2.5 artışında risk %28 oranında yükseliyor. Türkiye'de PM2.5 ölçümü yeterince yapılmıyor ve ulusal sınır değeri bulunmuyor. Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, hava kirliliği partiküllerinin meme tümörlerinin agresifliğini ve ilerlemesini etkileyebileceğini ve bu konuda acil laboratuvar çalışmalarının gerekliliğini vurguluyor.
10 Kasım 2023

Avrupa Kardiyoloji Derneği'nin yayımladığı bir araştırmaya göre, çocukların ve gençlerin uzun süre hareketsiz kalmasının ilerleyen yaşlarda kalp hasarlarına neden olabileceği belirlendi. Araştırmada 766 çocuğun 11, 15 ve 24 yaşlarındaki hareketsiz kalma süreleri ve kalp ölçümleri karşılaştırıldı. Araştırmacılar, 11 ila 24 yaşları arasında hareketsiz geçirilen her dakikanın, kalp ağırlığında artışa neden olduğunu tespit etti. Araştırma yazarlarından Dr. Andrew Agbaje, gençlerin ekran başında geçirdikleri sürenin daha ağır bir kalbe yol açtığını ve bu durumun kalp krizi ve inme ihtimalini artırdığını belirtti.
23 Ağustos 2023

Dünya Sağlık Örgütü'ne bağlı Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı, 2050 yılına kadar kanser vakalarının yüzde 77 oranında artabileceğini belirtti. Artışın nedenleri arasında tütün ve alkol kullanımı, obezite, hava kirliliği ve çevresel risk faktörleri gösterildi. Ayrıca, artan ve yaşlanan dünya nüfusu da kanser vakalarındaki artışı etkileyecek. En büyük artışın ve kanser yükünün, Birleşmiş Milletler'in İnsani Gelişme Endeksi'nin alt sınırında yer alan gelişmemiş ülkelerde olacağı vurgulandı.
1 Şubat 2024

ABD'deki araştırmacılar, 13 ila 24 yaşlarındaki 276 kişinin verilerini inceleyerek erken gençlikteki ağır stresin ilerleyen yaşlarda kalp hastalıkları riskini artırdığını ortaya koydu. Katılımcılar stres seviyelerine göre dört gruba ayrıldı ve yüksek stres seviyesine sahip kişilerin daha fazla kilo aldığı, obezite ve kalp hastalıkları riskinin arttığı tespit edildi. Araştırma sonuçları 'American Heart Association' dergisinde yayınlandı ve erken yaşlarda stres yönetiminin önemi vurgulandı.
18 Ocak 2024

Britanya merkezli tıp dergisi The Lancet'in yayımladığı raporda, iklim değişikliğinin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri vurgulanıyor ve Avrupa'da bu etkilerin eşitsiz dağılımına işaret ediliyor. Raporda, sıcaklıkla ilişkili ölümlerin ve sıcak hava dalgalarının arttığı, gıda güvencesizliği ve ekonomik kayıpların yükseldiği belirtiliyor. Ayrıca, fosil yakıtların yanmasından kaynaklanan emisyonların ve hava kirliliğinin azaltılmasına yönelik yetersiz ilerleme kaydedildiği ifade ediliyor. Rapor, Avrupa'nın iklim krizindeki sorumluluğunu ve bu krizin sağlık üzerindeki eşitsiz etkilerini öne çıkarıyor.
13 Mayıs 2024

IQAir tarafından yayınlanan 2023 'Dünya Hava Kalitesi' raporuna göre, Türkiye'nin hava kirliliği ortalaması 20.5 ile WHO'nun belirlediği eşik değerlerin dört katı seviyesinde. Raporda, Türkiye havası en kirli 44'üncü ülke olarak sıralanırken, Iğdır şehri Avrupa'nın en kirli havasına sahip kenti olarak belirlendi. Raporda ayrıca, Türkiye'de hava kirliliğinin sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine ve kirliliğe yol açan başlıca faktörlere de değiniliyor. Hava kirliliği nedeniyle dünya genelinde her yıl 7 milyon insanın öldüğü belirtiliyor.
20 Mart 2024

Temiz Hava Hakkı Platformu, Türk Tabipleri Birliği ve Hatay Tabip Odası'nın iş birliğiyle Hatay Antakya'da yapılan 30 günlük toz ölçümleri, havadaki toz miktarının olması gereken limitin dört kat üstünde olduğunu gösterdi. Deprem sonrası yıkılan binalardan kaynaklanan toz, halk sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Özellikle molozlardan demirin ayrıştırılması sırasında yüksek toz salınımı yaşanıyor ve bu durum bebek, çocuk, gebe kadınlar, yaşlılar ve kronik hastalığı olanları etkiliyor. Ayrıca, PM2.5 için yasal bir limit değer tanımlanmaması eleştiriliyor ve acilen ulusal limit değerlerin belirlenmesi çağrısı yapılıyor.
9 Şubat 2024

Avrupa Çevre Ajansı tarafından hazırlanan Avrupa İklim Riski Değerlendirmesi Raporu, Avrupa'nın küresel ısınmanın etkilerini daha fazla hissetmeye başladığını ve acil önlemler alınmadığı takdirde felaket senaryolarıyla karşı karşıya kalabileceğini vurguluyor. Raporda, Avrupa için 36 büyük iklim riski beş başlık altında inceleniyor ve özellikle Güney Avrupa'nın orman yangınları, aşırı sıcaklar ve su kıtlığı gibi risklerle daha fazla tehdit altında olduğu belirtiliyor. Ayrıca, Avrupa'nın deniz kenarındaki alçak kıyı bölgelerinin sel, erozyon ve tuzlu su sızması tehditleriyle karşı karşıya olduğu kaydediliyor.
11 Mart 2024

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Marmara ve Ege bölgelerinde çöl tozları nedeniyle olumsuz koşulların beklendiğini ve tedbirli olunması gerektiğini duyurdu. Çöl tozları, hava kirliliğini artırarak solunum ve dolaşım sistemi sorunlarını şiddetlendirebiliyor. Sahra Çölü başta olmak üzere dünyanın çeşitli çöllerinden yıllık yaklaşık 2 milyar ton toz atmosfere karışıyor. Türkiye, Afrika ve Orta Doğu kaynaklı çöl tozlarının etkisi altında bulunuyor. Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Çağatay Güler, toz taşınımının özellikle sahil bölgelerinde yaşayanlar için solunum sorunlarını artırabileceğini belirtti.
1 Nisan 2024

Bilimsel araştırmalar, gıda boyalarının çeşitli sağlık sorunlarına yol açabileceğini göstermektedir. Ankara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ufuk Tansel, özellikle çocuklar üzerinde yapılan araştırmalarda gıda boyalarının davranışsal ve bilişsel etkilerinin saptandığını belirtmiştir. Sentetik renklendiriciler ve tatlandırıcıların hiperaktif çocuklarda çeşitli sağlık sorunlarına neden olduğu gözlemlenmiştir. Tansel, tüketicilere aşırı yapay renkli ürünlerden kaçınmalarını önermektedir.
16 Mart 2024

Dünya Sağlık Örgütü'nün raporuna göre, iklim değişikliği hamilelik süreçlerini olumsuz etkileyerek düşük, erken doğum ve gebelik diyabeti gibi sorunlara yol açabiliyor. Aşırı sıcaklar, sineklerin taşıdığı hastalıklar ve orman yangınları hamileler için risk oluşturuyor. Ege Üniversitesi'nden Doç. Dr. Renginar Öztürk Dönmez, küresel ısınmanın bebek sağlığı üzerindeki etkilerini vurguladı ve hamilelerin bu olumsuzluklardan korunması için alınması gereken önlemleri sıraladı.
13 Haziran 2024

Bahar aylarının gelmesiyle birlikte polenler ve çöl tozunun artması, alerjik hastalıklar ve solunum yolu sorunlarına neden oluyor. Dünya nüfusunun yüzde 40'ını etkileyen alerjik hastalıklar, bu dönemde zirveye ulaşıyor. Alerji, vücudun zararlı olmayan maddelere karşı gösterdiği abartılı tepki olarak tanımlanır ve belirtileri soğuk algınlığı ile karıştırılabilir. Erken tanı ve tedavi, alerjinin kronikleşmesini ve astıma dönüşmesini önleyebilir.
31 Mart 2024

Osman Müftüoğlu, nanoplastiklerin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyor. Yazısında, bu mikroskobik plastik parçacıkların kalp krizi ve felç riskini arttırdığını belirtiyor. Ayrıca, insanların çevreyi kirletmesinin sonuçlarına değinerek, atık maddelerin doğal şartlar altında temizlenemeyecek kadar fazla olduğunu ve bu durumun insan sağlığını tehdit ettiğini vurguluyor.
16 Mart 2024

Levent Kurnaz, iklim değişikliğinin uçuş rotaları ve seyahat süreleri üzerindeki etkilerini ele alıyor. Küresel sıcaklıkların artması, rüzgar modellerinde ve jet akımlarında değişikliklere neden olarak uçuş sürelerini uzatabilir ve yakıt tüketimini artırabilir. Ayrıca, kasırgalar ve şiddetli fırtınalar gibi hava olaylarının artması, uçuşların gecikmesine veya iptal edilmesine yol açabilir. Havalimanları da deniz seviyesinin yükselmesi ve aşırı sıcaklıklar gibi iklim değişikliği etkilerine karşı savunmasızdır.
1 Haziran 2024

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve UNICEF, 2024'ün ilk üç ayında DSÖ Avrupa Bölgesi'ndeki 53 ülkenin 45'inde 56 bin 634 kızamık vakası ve dört ölüm bildirildiğini açıkladı. 2023 boyunca 41 ülkeden 61 bin 70 vaka ve 13 ölüm rapor edilmişti. Kızamık vakalarının artışında, COVID-19 salgını sırasında kaçırılan rutin aşıların ve yavaş iyileşmenin etkili olduğu belirtildi. Aşılanmamış kişilerin büyük risk taşıdığı ve ülkelerin virüsün yayılmasını önlemek için proaktif olması gerektiği vurgulandı.
28 Mayıs 2024

Oxford, Bristol, Exeter Üniversiteleri ve Doğu Finlandiya Üniversitesi'nden bilim insanlarının yaptığı ortak araştırma, çocukluk ve gençlik dönemlerindeki hareketsiz yaşam tarzının atardamar sertleşmesini artırdığını ortaya koydu. Araştırmada, 11 ila 24 yaşları arasındaki bin 339 kişi üzerinde 13 yıl boyunca yapılan incelemeler sonucunda, günde 6 saatten 9 saate çıkan hareketsizlik süresinin atardamar sertleşmesini yaklaşık yüzde 10 artırdığı bulundu. Ayrıca, yaşlanmanın atardamar sertliğini artırdığı ve bu durumun yetişkinlerde genç yaşta ölüm riskini yüzde 47 artırabileceği, günde en az 3 saatlik hafif fiziksel aktivitenin ise atardamar sertleşmesi riskini en aza indirebileceği belirtildi.
27 Mart 2024

Plastiklerin çevre üzerindeki olumsuz etkileri artarak devam ediyor. OECD'nin raporuna göre, 2000 yılında 234 milyon ton olan küresel plastik üretimi, 2019'da 460 milyon tona yükseldi. Aynı zamanda plastik atık miktarı da 353 milyon tona çıkarak iki katından fazla arttı. Lawrance Berkeley Ulusal Laboratuvarı'ndan Nihan Karali, plastik üretiminin 2019'da küresel sera gazı emisyonlarının %5,3'ünü oluşturduğunu ve bu oranın 2050'ye kadar iki katından fazla artabileceğini belirtti.
9 Mayıs 2024
İşaretlediklerim