Özgür Özel, Avrupa seçimlerinde aşırı sağın yükselmesinin hem Avrupa hem de Türkiye için ciddi bir tehlike olduğunu belirtiyor. Aşırı sağa karşı başarılı olmanın yolunun onların argümanlarını tekrarlamaktan geçmediğini, sol ve sosyal demokrat partilerin kendi değerlerine dönerek gelir dağılımı eşitsizliği ve sosyal devletin ortadan kalkması gibi konularda ciddi alternatifler sunmaları gerektiğini vurguluyor. Özel, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez'in aşırı sağa karşı duruşunu örnek göstererek, sol partilerin toplumun genelinin hissettiği sorunlara odaklanması gerektiğini ifade ediyor. Ayrıca, göçmenler konusunda AB'yi ve Türkiye ile sığınmacı anlaşması imzalayan Merkel'i eleştiriyor.
27 Haziran 2024

Akif Beki, Avrupa'da aşırı sağın yükselişinin Türkiye için ne anlama gelebileceğini tartışıyor. Eski Almanya Şansölyesi Merkel'in Türkiye'nin istikrarının Avrupa için önemli olduğunu belirten sözlerine atıfta bulunarak, aşırı sağcı liderlerin de benzer bir yaklaşım sergileyebileceğini öne sürüyor. Ancak, bu durumun Türkiye üzerindeki baskıyı artırabileceği ve iç siyasette radikal sağa kayışı hızlandırabileceği belirtiliyor. Avrupa'nın siyasi istikrarsızlığının Türkiye'ye olumsuz etkileri olabileceği vurgulanıyor.
11 Haziran 2024

Taha Akyol, Batı'daki toplumsal hareketlerin, insan haklarına ve demokrasiye olan güçlü bağlılıklarını örnek göstererek, İslam ülkelerinde bu tür hareketlerin neden olmadığını sorguluyor. Batı'da İsrail politikalarına karşı çıkan sivil toplum kuruluşları ve bireylerin aktifliğine dikkat çekiyor. Akyol, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve vicdan gibi değerlerin her toplum için önemli olduğunu ve İslam ülkelerinde de bu tür değerlere dayalı hareketlerin gelişmesi gerektiğini vurguluyor.
21 Şubat 2024

Avrupa Parlamentosu seçimleri 6-9 Haziran tarihlerinde gerçekleşecek ve Fransa'da aşırı sağ partilerin oy oranı yüzde 45'i geçmiş durumda. Seçimlere katılım oranlarının düşük olması, AB'nin meşruiyetini etkileyebilecek önemli bir mesele olarak öne çıkıyor. Fransa'da aşırı sağın yükselmesi, klasik sağ ve merkez sol partilerin de sağa kaymasına neden oluyor. Türkiye, AB üyesi olmasa da, Avrupa Parlamentosu'nun kararları ve politikaları Türkiye'yi de etkiliyor.
6 Haziran 2024

Almanya'da Göç, Mülteciler ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Reem Alabali-Radovan, Berlin'de düzenlenen basın toplantısında ırkçılıkla ilgili bir rapor tanıttı. Araştırmalara göre, Alman halkının yüzde 22'si ırkçılığa maruz kaldığını, yüzde 90'ı ise ülkede ırkçılık olduğunu düşünüyor. Alabali-Radovan, ırkçılığın demokrasi için büyük bir tehdit olduğunu ve hükümetin bu konuda mücadele etmeyi öncelikli gündem maddesi olarak belirlediğini belirtti. Ayrıca Almanya'da yılda yaklaşık 22 bin aşırı sağcı saldırı gerçekleştiği ve her 24 dakikada bir aşırı sağcı suç işlendiği ifade edildi.
11 Ocak 2023

Ali Bayramoğlu, Türkiye'de iktidarın kimliği ve değerleri üzerine sahanın genişlediğini ancak bu genişlemenin kaotik ve kuralsız olduğunu, ötekinin ve ortak değerlerin aleyhine sonuçlar doğurduğunu belirtiyor. Yargı, adalet, seçim, demokrasi, siyaset, hakkaniyet, ekonomi ve rasyonellik arasındaki bağların kopmakta olduğunu ve bu durumun Türkiye'yi her geçen gün daha fazla boğduğunu ifade ediyor. Bayramoğlu, kutuplaştırıcı siyasetin iktidarı destekleyen grupların temel değerlerine de zarar verdiğini ve mevcut durumun bir gün sona ereceğini öngörüyor.
16 Mart 2024

Ali Bayramoğlu, Türkiye'de hem dünya siyasetinden hem de iç dinamiklerden beslenen çift katmanlı bir otoriter dalga olduğunu ifade ediyor. Tayyip Erdoğan ve onun kurduğu ittifakın, yeni Türkiye iddiaları ile dünya siyasetindeki milliyetçilik, devletçilik ve milli sınırların büyümesi gibi konularda paralellikler gösterdiğini belirtiyor. Bayramoğlu, bu durumun demokratik değerlerin üzerine çıkan milliyetçi ve güce dayalı bir yapıyı ortaya çıkardığını ve Türkiye'nin bu tablo içinde umut üretmeye çalıştığını vurguluyor.
10 Şubat 2024

Nurcan Gökdemir, Türkiye'de siyasi partiler arasındaki farkların giderek azaldığını ve bu durumun siyasi sığlaşmaya yol açtığını eleştiriyor. AKP'nin uzun yıllardır siyaset sahnesini domine etmesi ve muhalefetin de toplumdaki muhafazakarlaşma nedeniyle benzer bir dil kullanmaya başlaması, partiler arası kimliksizleşmeyi ve birbirinden farklılıkların azalmasını beraberinde getirmiş. Gökdemir, bu durumun toplumun yarısına yakınının iktidarı değiştirme hayallerini her seçimde boşa çıkardığını belirtiyor.
10 Mart 2024

Esfender Korkmaz'ın yazısında, Türkiye'nin siyasi haklar, sivil özgürlükler ve yolsuzluk algısı açısından dünya genelinde olumsuz bir imaja sahip olduğu belirtiliyor. Ülkenin yatırım yapılabilirlik statüsünün düşük olduğu, yabancı ve yerli sermayenin çekildiği, dış borç risklerinin yüksek olduğu ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin arttığı vurgulanıyor. Bu durumun Türkiye'nin ekonomik büyümesini ve uluslararası itibarını olumsuz etkilediği ifade ediliyor.
27 Şubat 2024

Ali Duran Topuz, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Türkiye'de belirginleşen anti-hukuk anlayışının kökenlerini ve etkilerini ele alıyor. Topuz, bu anlayışın Türkiye tarihinde Kürtlere yönelik hukuki tutumlarla bağlantılı olduğunu ve olağanüstü halin artık olağan yönetim tekniğine dönüştüğünü vurguluyor. İtalyan düşünür Agamben'in olağanüstü hal ve hukukun askıya alınması konusundaki görüşlerine de değinen Topuz, anti-hukukun sadece Kürtleri değil, herkesin maruz kalabileceği bir tersine hukuk olduğunu belirtiyor.
16 Temmuz 2024

Mehmet Ali Güller, sağcıların gururla 'Ben sağcıyım' diyemediklerini ve solculara karşı kirli savaş yürüttüklerini iddia ediyor. Güller, bazı solcu gazetecilerin ABD ve AB'nin dolma kalemi olmakla suçlandığını ve sosyal medyada tehdit edildiğini belirtiyor. Ayrıca, Türk-İslam sentezinin NATO'cu ve Amerikancı olduğunu, milliyetçiliği ayaklar altına aldıklarını ve Bozkurtçuluk yaptıklarını ifade ediyor. Güller, bu tür tartışmaların geniş ideolojik ve sınıfsal düzlemde yapılması gerektiğini savunuyor.
8 Temmuz 2024

Osman Öztürk, sağlık sektöründe artan şiddet olaylarının nedenlerini ve çözüm yollarını ele alıyor. Yazısında, sağlık çalışanlarının mesleki itibarlarının yok edilmesi ve sağlıkta kışkırtılmış talebin, şiddetin artmasındaki başlıca etkenler olduğunu belirtiyor. Geçmişte doktor ve sağlık çalışanlarına yönelik itibarın, onları şiddetten koruyan bir zırh işlevi gördüğünü, ancak sağlığın ticarileşmesiyle bu itibarın zarar gördüğünü ifade ediyor. Ayrıca, AKP'nin sağlık reformu sonrası sağlık hizmetlerine olan talebin artışının da şiddeti körüklediğini vurguluyor.
19 Şubat 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'deki yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar konusunu ele alarak, bu sorunların ülkenin ekonomik, sosyal ve siyasi altyapısını olumsuz etkilediğini belirtti. Türkiye'nin uluslararası suç endekslerinde üst sıralarda yer aldığını ve sığınmacı politikalarının eleştirildiğini vurguladı. Ayrıca, Türkiye'de kurumsal devletin ortadan kalktığını, sendikal özgürlüklerin kısıtlandığını ve siyasi özgürlüklerin azaldığını ifade etti. Korkmaz, Türkiye'nin insan hakları ve siyasi özgürlükler konusunda gerilediğini ve kadın haklarının sınırlı olduğunu belirtti.
6 Haziran 2024

Barış Zeyrek, Türkiye'nin Körfez ülkeleri ile olan ekonomik ilişkilerinin kısa vadeli faydalar sağlayabileceğini ancak uzun vadeli ekonomik krizden çıkış için yeterli olmadığını belirtiyor. Yazısında, Türkiye'nin Batı ile ilişkilerini düzelterek yabancı yatırımları artırma ihtiyacına dikkat çekiyor. Zeyrek, Avrupa ve Amerika ile düşmanca söylemlerin sonlandırılması ve stratejik işbirliklerinin yeniden canlandırılmasının gerekliliğini vurguluyor. Ayrıca, Körfez ülkeleri ile sıkı ilişkiler kurmanın stratejik bir akıl yoksunluğu olduğunu eleştiriyor.
8 Mayıs 2024

Eğitim Bir Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Konya İl Divan Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, son yıllarda kamu çalışanları arasında gelir adaletinde bir bozulma olduğunu ifade etti. Yalçın, sendikal kazanımların önemini vurgularken, ufak dargınlıklar ve kızgınlıkların büyük sorunlara yol açmaması gerektiğini, maceraya yelken açmanın yanlış olacağını ve Cumhurbaşkanına ihanet etmeyeceklerini söyledi.
26 Nisan 2023

Kaan Sezyum, Türkiye'deki gıda enflasyonunun dünyadaki en yüksek oranlardan biri olduğunu ve bu durumun halkı olumsuz etkilediğini vurguluyor. Yazısında, ekonomik sıkıntıların yanı sıra, yönetim biçiminin ve yasakların toplumu nasıl baskı altına aldığını eleştiriyor. Sezyum, genç neslin eğitim sistemindeki yetersizlikler nedeniyle gerçeklikten uzaklaştığını ve mutsuzluk içinde yaşadığını ifade ediyor. Ayrıca, ülkenin evrensel kurallara uymayan bir yaşam tarzına sürüklendiğini belirtiyor.
15 Mayıs 2024

AKP'nin önde gelen isimlerinden Bülent Arınç, Elips TV'de katıldığı bir programda Türkiye'de dini yaşamın sekülerleştiğini, dindarlığın içinden ahlakın kaybolduğunu ve dinin siyasallaşmasının bir yara olduğunu belirtti. İmam hatip okullarının sayısının artmasını olumlu bulduğunu ancak dindar ve imam hatipli kişilerin yolsuzluk ve suç örgütleriyle anılmaması gerektiğini vurguladı. Hizbullah ve DAEŞ gibi radikal grupları eleştirdi ve Türkiye'de başörtüsü mücadelesinin geldiği noktayı sorguladı. Ekonomik sorunlara da değinen Arınç, alım gücündeki düşüşe dikkat çekti.
8 Nisan 2023

Akif Beki, devletin itibarının eleştirenlerin susturulmasıyla korunamayacağını savunuyor. Beki, Menzil Tarikatı'nın Yargıtay başkanlığına aday seçtirdiği iddiası ve Ankara Emniyeti'nde iktidarın iki ortağına komplo kurulduğu iddialarını sorguluyor. Ayrıca, Fransa Cumhurbaşkanı'na yönelik bir tweet atan büyükelçi ve Lyon Başpiskoposu'nun önünde poz veren başkonsolos gibi örneklerin devletin itibarını zedelediğini belirtiyor. Beki, bu tür davranışların devletin ciddiyetini zedelediğini vurguluyor.
16 Mayıs 2024

MIT'den Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Euronews'e verdiği röportajda Türkiye'nin ekonomik durumunu değerlendirdi. Türkiye'nin yapısal sorunlarla karşı karşıya olduğunu ve bu sorunların çözülmeden ekonominin potansiyelinin altında kalacağını ifade etti. Acemoğlu, Türkiye'nin büyük bir kaynak eksikliği yaşadığını ve özellikle yabancı yatırımcılara ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Ayrıca, asgari ücretin Türkiye'de birçok işçinin ücretini belirlediğini ve ücretlerin artmamasının eşitsizliği artırdığını belirtti.
5 Temmuz 2023

Mustafa Karaalioğlu, Türk Ceza Kanunu'na eklenmesi önerilen yeni bir maddenin ifade özgürlüğünü daha da kısıtlayabileceğini ele alıyor. Bu madde, devletin iç veya dış siyasal yararlarına karşı faaliyet gösterenleri 'etki ajanlığı' suçu kapsamında cezalandırmayı öngörüyor. Madde, belirsiz suç tanımlarıyla medyayı ve eleştirel sesleri hedef alabilecek şekilde tasarlanmış. Karaalioğlu, ifade özgürlüğünü kısıtlayan mevcut maddelerin kaldırılması gerektiğini savunurken, bu yeni düzenlemenin tersine bir adım olduğunu vurguluyor.
13 Mayıs 2024
İşaretlediklerim