Covid-19'un Omicron varyantının alt varyantı olan Eris (EG.5.1), 51 ülkede tespit edildi. İlk olarak 17 Şubat 2023'te raporlanan bu varyant, 19 Temmuz 2023'te 'gözlem altındaki varyant' olarak belirlendi. Türkiye'de henüz saptanmamış olsa da, bu durumun bulunmadığı anlamına gelmediği belirtildi. Eris'in yol açtığı halk sağlığı riski küresel düzeyde düşük olarak değerlendirilse de, artan yaygınlık ve bağışıklıktan kaçış özellikleri göstermesi nedeniyle bazı ülkelerde hatta global olarak baskın hale gelebileceği ifade edildi.
17 Ağustos 2023

Eris varyantı, Türkiye'deki Covid-19 vakalarını artırdı. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok yerde vakaların sayısı hızla yükseldi. Hekimler, uzun süredir görmedikleri radyolojik görüntüler ve ölümlerle karşılaştıklarını belirtiyorlar. Hacettepe Tıp Fakültesi, hastanede yapılan PCR testlerinde pozitiflik oranının yüzde 3'ten yüzde 20'ye çıktığını bildirdi. Sağlık Bakanlığı'nın Covid-19 verilerini paylaşmayı bırakması nedeniyle, hastalığın toplum sağlığına tam etkisi bilinmiyor. Uzmanlar, Eris varyantına karşı hazırlıklı olunması ve güncel aşıların bir an önce temin edilerek riskli gruplarda uygulanması gerektiğini söylüyor.
30 Eylül 2023

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Covid-19'un Eris varyantının Türkiye'de dokuz kişide tespit edildiğini duyurdu. Koca, bu varyantın hasta etme gücünün düşük olduğunu ve durumun endişe konusu olmadığını belirtti. Bu, Türkiye'de Eris varyantının görüldüğü ilk vakalar oldu.
15 Eylül 2023

Dünya Sağlık Örgütü'ne bağlı Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı, 2050 yılına kadar kanser vakalarının yüzde 77 oranında artabileceğini belirtti. Artışın nedenleri arasında tütün ve alkol kullanımı, obezite, hava kirliliği ve çevresel risk faktörleri gösterildi. Ayrıca, artan ve yaşlanan dünya nüfusu da kanser vakalarındaki artışı etkileyecek. En büyük artışın ve kanser yükünün, Birleşmiş Milletler'in İnsani Gelişme Endeksi'nin alt sınırında yer alan gelişmemiş ülkelerde olacağı vurgulandı.
1 Şubat 2024

Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü, UNICEF ve Gavi Aşı İttifakı'nın ortak açıklamasına göre, 2025 yılı sonuna kadar 12 Afrika ülkesine yaklaşık 18 milyon doz sıtma aşısı gönderilecek. GSK tarafından geliştirilen Mosquirix aşısı daha önce Gana, Kenya ve Malavi'de 1,7 milyon çocukta denendi. Aşılar Benin, Burkina Faso, Burundi, Kamerun, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Liberya, Nijer, Sierra Leone ve Uganda'ya da gönderilecek. 2026 yılında yıllık aşı talebinin 40-60 milyona çıkması bekleniyor. Sıtma, her iki dakikada bir çocuğun ölümüne neden olan ölümcül bir hastalık ve en çok Afrika'da görülüyor.
5 Temmuz 2023

The Laringoscope dergisinde yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, Covid-19 geçiren 20 milyondan fazla Amerikalı koku ve tat duyusunu kaybetti ve bu kişilerin en az yüzde 25'i bu duyularını geri kazanamadı. Araştırma, yaklaşık 29 bin 700 yetişkinle yapılan bir anket sonucuna dayanıyor. Covid-19 geçirmiş katılımcıların yüzde 60'ının koku, yüzde 58'inin ise tat duyusu kaybı yaşadığı belirlendi. Koku ve tat duyusu kaybı yaşayanların sırasıyla yüzde 24'ü ve yüzde 20'si sadece kısmi iyileşme gösterdi.
13 Haziran 2023

Nosebo etkisi, plasebo etkisinin olumsuz versiyonu olarak tanımlanır ve olumsuz beklentilerin fiziksel zararlara yol açtığı durumları ifade eder. Covid-19 aşısı örneğinde, aşının yan etkileri hakkında yapılan önceden uyarılar, hastalarda beklenen yan etkilerin gerçekleşmesine neden olabilir. 2022'de yapılan bir araştırma, Covid aşısıyla ilişkili yan etkilerin dörtte üçünün nosebo etkisiyle açıklanabileceğini ortaya koydu. Bu durum, sağlık profesyonellerinin hastaları bilgilendirirken kullandıkları dilin önemini ve potansiyel zararlarını vurgulamaktadır.
11 Nisan 2024

Harvard Tıp Fakültesi kardiyoloji uzmanı Dr. Ozan Ünlü'nün açıklamalarına göre, Covid-19 aşıları kalp yetmezliği, atardamar ve toplardamar pıhtıları, beyin kanamaları gibi ciddi sağlık sorunlarına karşı koruyucu etkiye sahip. İngiltere, İspanya ve Estonya'dan 20 milyon kişinin verilerinin analiz edildiği bir araştırma, aşıların hem akut hem de uzun vadeli komplikasyon risklerini azalttığını gösterdi. Araştırma, endüstri desteği olmadan gerçekleştirildi ve aşılanmış bireylerde ciddi sağlık sorunlarının riskinde önemli düşüşler saptandı. Ayrıca, Covid-19'un kalp ve damar sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine karşı aşıların koruyucu olduğu vurgulandı.
19 Mart 2024

Washington Üniversitesi Sağlık Ölçümleri ve Değerlendirme Enstitüsü tarafından yürütülen uluslararası bir araştırma, Covid-19 salgınının 2019 ile 2021 yılları arasında dünya genelinde beklenen yaşam süresini 1,5 yılı aşkın süreyle azalttığını ortaya koydu. Araştırmacı Dr. Austin E. Schumacher, salgının yetişkinler üzerinde derin etkiler bıraktığını ve ülkelerin yüzde 84'ünde beklenen yaşam süresinin azaldığını belirtti. Bu durum, yeni patojenlerin potansiyel yıkıcı etkilerini gözler önüne seriyor.
13 Mart 2024

The Lancet dergisinde yayınlanan 'Küresel Hastalık Yükü 2021' araştırması, Covid-19 pandemisinin 2019-2021 yılları arasında dünya genelinde beklenen yaşam süresini bir yıl altı ay azalttığını ortaya koydu. Bu durum, 1950'den bu yana yaşam süresindeki ilk düşüş olarak kaydedildi. Araştırma, pandeminin yaklaşık 16 milyon insanın ölümüne yol açtığını ve pandemi döneminde ölümlerin ortalama yüzde 5,1 arttığını belirtti. Ayrıca, dünya nüfusunun yaşlanması ve bu değişimin sağlık ve sosyal güvenlik sistemleri üzerindeki etkilerine dikkat çekildi.
13 Mart 2024

Sağlık yetkilileri, bel soğukluğuna neden olan bakterilerin antibiyotiklere karşı giderek direnç kazandığını tespit etti. Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC), 2022 yılına ilişkin raporunda, gonore izolatlarının antibiyotik siprofloksasine karşı direncinin arttığını belirtti. Bu durum, mevcut tedavi seçeneklerinin etkinliğini tehlikeye atabilir ve yeni tedavi seçenekleri bulunana kadar önemli bir halk sağlığı sorunu oluşturabilir. Daha fazla gözetim ve tedavi kılavuzlarının düzenli olarak gözden geçirilmesi tavsiye edildi.
11 Haziran 2024

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, CNN'de yaptığı açıklamada, dünyanın yeni bir salgına hazırlıklı olmadığını ifade etti. Covid-19 salgını sırasında yaşanan küresel koordinasyon sorunlarının hala devam ettiğini belirten Ghebreyesus, tüm ülkeleri pandemi anlaşmasını imzalamaya çağırarak, salgınla mücadelede kullanılan araçların ve önemli bilgilerin paylaşımını kolaylaştırmanın önemine dikkat çekti. Ayrıca, sistemdeki boşluklara işaret ederek, hazırlıksız olmanın olası bir salgında büyük riskler taşıdığını vurguladı.
19 Şubat 2024

Kış sezonunun sona ermesine rağmen, dünya genelinde nörovirüs, insan metapnömovirüsü (HMPV) ve Influenza B gibi bazı virüslerin yayılımı devam ediyor. Atık su arıtma tesislerinden alınan numunelerin analizi, belirli bir topluluktaki virüs yayılımı hakkında neredeyse gerçek zamanlı bilgi sağlıyor. Bu yöntem, özellikle insanların hastane veya doktor muayenehanesinde tahlil edilmediği durumlarda, resmi vaka sayımlarına kaydedilmeyen enfeksiyonları tespit etmede faydalı oluyor. Atık su bilgileri, bilim insanları ve aşı üreticileri için de değerli, çünkü hangi virüs türlerinin aşılarda hedeflenmeye devam edeceği ve aşıların sağladığı korumanın ne kadar sürmesi gerektiği konusunda önemli fikirler sunuyor.
25 Mart 2024

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Covid-19 salgını nedeniyle dünya genelinde beklenen yaşam süresinin yaklaşık iki yıl azaldığını duyurdu. 2019-2021 yılları arasında beklenen yaşam süresi 1,8 yıl azalarak ortalama 71,4 yıla düştü. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, salgının beklenen yaşam süresinde 10 yıllık bir kazanımı tersine çevirdiğini belirtti ve ülkelerin küresel bir salgın anlaşması üzerinde uzlaşmaları gerektiğini vurguladı.
24 Mayıs 2024

Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) içinde yeni bir uygulama olan 'Onaylı Randevu' sistemi, 13 Mayıs'tan itibaren devreye giriyor. Bu sistem, hastaların randevularını bir gün öncesine kadar onaylamalarını veya iptal etmelerini gerektiriyor. Onaylanmayan veya iptal edilmeyen randevular otomatik olarak iptal edilecek ve boşalan zaman dilimleri diğer hastalar tarafından kullanılabilecek. Sistem, hastanelerin ve hekimlerin zamanını daha verimli kullanmalarını amaçlıyor ve 65 yaş üstü ile kanser hastaları bu uygulamadan muaf tutulacak.
10 Mayıs 2024

ABD'deki Florida Üniversitesi araştırmacıları, glioblastoma adı verilen agresif beyin kanseri türü için bağışıklık sistemini tetikleyen yeni bir mRNA kanser aşısı geliştirdi. Aşı, hastanın kendi tümöründen alınan hücreleri kullanarak kişiselleştirilmiş bir tedavi oluşturuyor ve Covid-19 aşılarında kullanılan mRNA teknolojisine benzer bir yöntemle çalışıyor. İlk klinik deneyler dört hasta üzerinde yapıldı ve şimdi aşı, 24 yetişkin ve pediyatrik hastada daha geniş çaplı testler için kullanılacak.
10 Mayıs 2024

Britanya'da binlerce kanser hastası, kişiye özel aşılarla yeni bir tedavi türünün denemelerine başlayacak. Bu denemeler, mRNA teknolojisini kullanarak kanser hücrelerini tanıyıp yok etmeyi ve hastalığın tekrarlama riskini azaltmayı amaçlıyor. İlk hasta olan 55 yaşındaki Elliot Pfebve, bağırsak kanserine karşı kişiye özgü bir aşıyla tedavi ediliyor. Denemeler, 2027'ye kadar sürecek ve aşıların geleneksel kemoterapiye göre daha az yan etki yaratması bekleniyor.
31 Mayıs 2024

Britanya, hem epizodik hem de kronik migrenin önlenmesinde kullanılacak ağızdan alınan ilk ilacı uygulamaya hazırlanıyor. BBC Türkçe'nin haberine göre, bu yeni tedavi yöntemi yaklaşık 170 bin kişiye umut olacak. Migren, dünya genelinde her yedi kişiden birini etkileyen, şiddetli baş ağrılarıyla karakterize edilen bir hastalık. Yeni ilaç, diğer tedavilere yanıt alamayanlar veya iğne tedavisi uygulanamayan hastalar için önerilecek.
11 Nisan 2024

Milyonlarca kişi üzerinde yapılan bir araştırma, Covid-19 aşılarının kalp rahatsızlıklarına neden olmadığını, aksine koruma sağladığını ortaya koydu. Araştırma, 20 milyon kişi üzerinde gerçekleştirilmiş ve bulgular Heart dergisinde yayınlanmıştır. Oxford Üniversitesi'nden Profesör Daniel Prieto-Alhambra'nın da katkıda bulunduğu çalışma, AstraZeneca, Pfizer-BioNTech ve Moderna gibi aşıların kalp yetmezliği ve kan pıhtılaşmasına karşı koruyucu olduğunu gösterdi. Ayrıca, aşılanan kişilerin kalp yetmezliği ve kan pıhtılaşması riskinin aşı olmayanlara göre önemli ölçüde daha düşük olduğu belirlendi.
13 Mart 2024

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, iyileşmesi mümkün olmayan hastalıklara sahip yetişkinlerin son evrelerinde ötanazi talebinde bulunabilmelerine olanak tanıyacak bir yasa tasarısı üzerinde çalıştıklarını duyurdu. Tasarının nisanda bakanlar kuruluna, mayısta ise parlamentoya sunulması planlanıyor. Macron, bu yasayı bireyin özerkliği ile ulusun dayanışmasını birleştiren bir kardeşlik yasası olarak tanımladı. Yasa, hastanın reşit olması ve Alzheimer gibi psikiyatrik bir hastalığa sahip olmaması gibi koşullar altında, en az iki hekim ve psikologlardan oluşan bir tıbbi ekibin değerlendirmesiyle uygulanacak.
11 Mart 2024
İşaretlediklerim