Bilim insanları, okyanusların deniz yaşamını sürdüremeyecek ve iklimi dengelemekte yetersiz kalacak kadar asidik hale gelmek üzere olduğu konusunda uyardı. Potsdam İklim Etkileri Araştırma Enstitüsü'nün (PIK) raporuna göre, gezegenimizin yaşamı sürdürebilme kapasitesini belirleyen dokuz kritik faktörden altısı, insan faaliyetleri nedeniyle güvenli sınırlarını aşmış durumda. Okyanus asidifikasyonu, fosil yakıtların yakılmasıyla atmosfere salınan karbondioksit (CO2) emisyonlarının artması nedeniyle sürdürülebilir sınırını aşmak üzere. Bu durum, deniz yaşamını ve milyarlarca insanın gıda kaynaklarını tehdit ediyor.
24 Eylül 2024

ABD Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi (NSIDC), Antarktika'daki deniz buzlarında bu yıl erimenin son 45 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını bildirdi. Her yıl kıtanın yaz aylarının yaşandığı şubat ayı sonuna doğru Antarktika deniz buzunun en düşük seviyesine geldiği kış aylarında eski durumuna döndüğü ancak bu yıl buzun beklenen seviyelere ulaşmadığı kaydedildi. Bilim insanları, iklim krizi nedeniyle Kuzey Kutbu'ndaki deniz buzunun sabit biçimde azaldığını ancak Antarktika’dakinin, son dönemde rekor yüksek seviyelerden rekor düşük seviyelere iniş ve çıkışlar kaydettiğini, 2016’dan itibaren de giderek küçülme eğilimine girdiğini vurguluyor.
31 Temmuz 2023

Levent Kurnaz, iklim değişikliğinin uçuş rotaları ve seyahat süreleri üzerindeki etkilerini ele alıyor. Küresel sıcaklıkların artması, rüzgar modellerinde ve jet akımlarında değişikliklere neden olarak uçuş sürelerini uzatabilir ve yakıt tüketimini artırabilir. Ayrıca, kasırgalar ve şiddetli fırtınalar gibi hava olaylarının artması, uçuşların gecikmesine veya iptal edilmesine yol açabilir. Havalimanları da deniz seviyesinin yükselmesi ve aşırı sıcaklıklar gibi iklim değişikliği etkilerine karşı savunmasızdır.
1 Haziran 2024

2019 Dünya Bilim İnsanları İklim Acil Durum Uyarısı'nı güncelleyen 15 binden fazla bilim insanı, Dünya'daki yaşamın 'kuşatma altında olduğunu' ve bu konuda 'keşfedilmemiş bir alan'a girildiğini belirtti. Raporda, son dönemde kırılan çok sayıda sıcaklık rekorunun gezegenin 'yaşamsal belirtilerine yönelik ciddi tehditler' oluşturduğu ifade edildi. Ayrıca, Covid-19 kapanmalarının kaldırılmasının ardından fosil yakıt kullanımının hızla arttığına dikkat çekildi. Bilim insanları, ekonomik büyüme fikri ile ekolojik hedefler arasındaki çatışmanın en büyük zorluklardan biri olduğunu belirtti.
25 Ekim 2023

Earth Commission tarafından yapılan ve Nature dergisinde yayımlanan araştırmada, insan faaliyetlerinin gezegenin güvenliğini ve adaletini tehlikeye attığı belirtildi. Sekiz ekolojik göstergeden yedisinde tehlikeli sınırların aşıldığı, küresel sıcaklık artışının güvenli sınır olan 1 dereceyi geçtiği ve yüzey suyu akışında güvensiz seviyelerin görüldüğü tespit edildi. Ayrıca, gezegenin yalnızca yüzde 45 ila 50'sinin bozulmamış ekosistemlere sahip olduğu ve nitrojen ile fosfor kullanımındaki eşitsizliklerin tehlikeli boyutlara ulaştığı bulgularına ulaşıldı.
31 Mayıs 2023

2023 yılı, iklim bilimcilerin tahminlerinin aksine, kaydedilen en sıcak yıl oldu ve bu durum bilim insanlarını şaşırttı. NASA Goddard Uzay Araştırmaları Enstitüsü Direktörü Gavin Schmidt, iklim modellerinin bu ani sıcaklık artışını öngöremediğini belirtti. Sera gazı emisyonları, Tonga'daki volkanik patlama ve denizcilik endüstrisindeki sülfür emisyonlarını azaltan düzenlemeler gibi faktörlerin etkileri incelendi, ancak hiçbiri sıcaklık artışını tam olarak açıklayamadı. Schmidt ve diğer bilim insanları, iklim sisteminin işleyişinde beklenmedik değişiklikler olabileceğini ve daha iyi veri sistemlerine ihtiyaç duyulduğunu ifade ediyor.
28 Mart 2024

Newcastle Üniversitesi uzmanları tarafından yapılan araştırma, Alaska'daki Juneau Buz Alanı'ndaki buzulların beklenenden daha hızlı eridiğini ve geri dönüşü olmayan bir dönüm noktasına yaklaştığını ortaya koyuyor. Araştırma, 2010 yılından bu yana buzul kaybında çarpıcı bir artış olduğunu gösteriyor. Bu durum, deniz seviyesinin yükselmesine önemli katkıda bulunuyor ve diğer yüksek Arktik bölgeleri de benzer şekilde etkilenebilir. Çalışma, iklim değişikliğine karşı etkili azaltma ve uyum stratejileri geliştirmek için bu süreçlerin anlaşılmasının önemini vurguluyor.
7 Temmuz 2024

Bilim insanları, insan faaliyetlerinin yol açtığı iklim değişikliğinin Orta Avrupa’daki sel felaketlerinin yeniden yaşanma ihtimalini iki katına çıkardığını ve yağış yoğunluğunu yüzde yedi arttırdığını tespit etti. Geçen hafta başlayan rekor yağışlar nedeniyle Avusturya, Çekya, Romanya ve Polonya’da 23 kişi hayatını kaybetti. Avrupa Birliği, bu sellerin ve Portekiz’deki orman yangınlarının iklim çöküşünün ortak kanıtı olduğunu belirtti. Analizler, fosil yakıtların yakılmaya devam edilmesi halinde benzer yağış olaylarının daha sık ve yoğun yaşanacağını öngörüyor.
25 Eylül 2024

NASA'nın Modis-Aqua uydusu, son 20 yılda dünya okyanuslarının yüzde 56'sında maviden yeşile doğru bir renk değişimi tespit etti. Bu değişim, özellikle ekvatora yakın tropikal bölgelerde gözlemlendi ve İngiltere'deki Ulusal Oşinografi Merkezi'nden araştırmacılar, bu yeşillenmenin iklim değişikliği nedeniyle değişen ekosistemlerin bir göstergesi olduğuna inanıyor. Renk değişikliğinin nedeni tam olarak belirlenemese de, fitoplanktonlarla bağlantılı olabileceği ve bu organizmaların atmosfer dengesi ve oksijen üretimi için hayati öneme sahip olduğu belirtiliyor.
15 Temmuz 2023

Katmandu merkezli Uluslararası Entegre Dağ Geliştirme Merkezi'nin raporuna göre, Himalaya buzulları son on yılda önceki on yıla göre %65 daha hızlı eriyor. Bu durum, bölgede yaşayan yaklaşık 2 milyar insanın tatlı su kaynağını olumsuz etkileme riski taşıyor. Sera gazı emisyonlarının azaltılmaması halinde buzulların %80 oranında hacim kaybetmesi bekleniyor. Ayrıca, iklim değişikliğinin etkileri nedeniyle bölgede ani sel, çığ ve buzul taşkınları artış gösteriyor.
21 Haziran 2023

Yeni bir araştırma, iklim değişikliğinin doğal afetleri nasıl tetiklediğini ve artırdığını inceliyor. Araştırmaya göre, ortalama sıcaklıklardaki artışlar daha şiddetli yağmurlar, daha yüksek sıcaklıklar, daha uzun süreli kuraklıklar ve daha fazla yangın riski gibi sonuçlar doğuruyor. Özellikle Dubai'de artan yağışlar, Sahel bölgesindeki aşırı sıcak hava dalgaları ve Doğu Afrika'daki kuraklıklar iklim değişikliğinin etkileri arasında yer alıyor. Ayrıca, Kanada'da 2023 yılında yaşanan orman yangınları da iklim değişikliğinin etkilerine örnek olarak gösteriliyor.
4 Mayıs 2024

2023 yılı, kaydedilen en sıcak yıl olarak tarihe geçti ve bu dönemde ormanlar, bitkiler ve topraklar neredeyse hiç karbon emmedi. Araştırmacılar, toprak tarafından emilen karbon miktarının geçici olarak çöküşte olduğunu belirtiyor. Bu durum, iklim değişikliğinin etkilerini daha da artırabilir ve doğal karbon yutaklarının işlevselliğini kaybetmesine yol açabilir. Dünya genelinde artan sıcaklıklar ve kuraklık, ekosistemleri alışılmadık durumlara itiyor ve bu da karbon emilimini olumsuz etkiliyor.
15 Ekim 2024

Birleşmiş Milletler Çevre Programı, ülkelerin sera gazı emisyonlarını hızla azaltmaması durumunda Paris Anlaşması'nın 1,5 derece hedefinin birkaç yıl içinde kaybedilebileceği uyarısında bulundu. UNEP'in Emisyon Açığı Raporu, ülkelerin 2030'a kadar emisyonlarını yüzde 42, 2035'e kadar ise yüzde 57 azaltması gerektiğini belirtiyor. Mevcut politikaların devam etmesi durumunda küresel sıcaklık artışının 3,1 dereceye kadar çıkabileceği ve bu senaryonun yüzde 66 gerçekleşme ihtimali olduğu ifade ediliyor. Küresel sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutmak için emisyonların 2030'a kadar yüzde 28, 2035'e kadar yüzde 37 düşmesi gerektiği vurgulanıyor.
24 Ekim 2024

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), sera gazı emisyonlarının azaltılması konusunda mevcut planların yetersiz olduğunu ve bu durumun dünyayı tehlikeli bir geleceğe sürüklediğini açıkladı. Raporda, küresel ısınmanın 1.5 santigrat derece sınırını aşmaması için emisyon azaltım hedefleri güncellendi. 2030 yılına kadar %48, 2050 yılına kadar ise %99 karbondioksit azaltımı hedefleniyor. Yenilenebilir enerji yatırımlarının maliyetlerinin düşmesi ve kamu tarafından desteklenmesi olumlu gelişmeler arasında yer alıyor. Ancak rapor, iklim değişikliğinin etkilerine karşı uyum sağlama ve finansman konularında ciddi boşluklar olduğunu vurguluyor.
21 Mart 2023

Bilim insanları, atmosfere yılda 5 milyon ton elmas tozu püskürtülmesinin Dünya'nın ısısını 1,6 derece düşürebileceğini öne sürdü. Bu yöntem, güneş ışınlarını yansıtarak küresel ısınmayı azaltmayı hedefleyen bir jeomühendislik yaklaşımı olarak değerlendiriliyor. Ancak, bu yöntemin uygulanabilirliği ve maliyeti konusunda tartışmalar sürüyor. Elmas tozunun, kükürt dioksit gibi asit yağmurlarına neden olmaması avantaj olarak görülse de, maliyetinin oldukça yüksek olması nedeniyle eleştiriliyor.
18 Ekim 2024

İklim krizi, sosyal ve ekonomik baskılar yaratarak toplumsal dayanışmayı zayıflatmakta ve psikolojik sorunlara yol açmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, iklim krizini bir sağlık krizi olarak ilan etmiş ve bu krizin sağlık alanındaki etkilerine dikkat çekmiştir. Yuvam Dünya Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kıvılcım Pınar Kocabıyık, iklim olaylarının ruh sağlığı üzerindeki etkilerini vurgularken, eko-anksiyete ve ekolojik yas gibi kavramların daha sık kullanılmaya başlandığını belirtmiştir. Ayrıca, iklim krizinin tüketim kültürüyle ilişkili bir kriz olduğunu ve tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
10 Ekim 2024

Kanadalı ve ABD'li araştırmacılar, Kuzey Buz Denizi'ndeki buzul erimeleri nedeniyle kutup ayılarının avlanma yöntemlerini adapte etmekte zorlandığını ve bu durumun açlıkla sonuçlandığını belirledi. Üç yıl boyunca 20 kutup ayısının takip edildiği araştırmada, deniz buzullarının erimesiyle avlanma dönemlerinde kutup ayılarının yüzde 11'e varan oranlarda vücut kütlesini kaybettiği gözlemlendi. Araştırma, kutup ayılarının farklı avlanma stratejileri benimsemesine rağmen, bu stratejilerin verimli olmadığını ve hayatta kalma şanslarının azaldığını ortaya koydu.
14 Şubat 2024

Dünya Bankası'nın yayımladığı rapora göre, dünya genelinde 1,2 milyar insan sıcak hava dalgası, sel, kasırga ve kuraklık gibi kritik iklim felaketleri riskiyle karşı karşıya. Yüksek gelirli ülkeler de bu risklerden etkilenebilirken, en yüksek risk altındaki nüfuslar Güney Asya ve Sahra Altı Afrika'da bulunuyor. Bu durum, bu bölgelerdeki altyapı ve sosyal hizmetlere erişim eksikliğiyle ilişkilendiriliyor. Raporda, ekonomik büyümenin ve iklim değişikliğiyle mücadelenin paralel ilerlemesi gerektiği, afetlerin etkilerinin azaltılması için daha hızlı ve dirençli kalkınma ile hedefe yönelik müdahalelerin önemine vurgu yapılıyor.
31 Ekim 2024

Avrupa Birliği'nin iklim değişikliğini izleyen kuruluşu Copernicus, okyanus sıcaklıklarının tarihin en yüksek seviyesine ulaştığını duyurdu. Bu durum, okyanusların karbondioksit emme kapasitesini azaltarak gezegenin ısınmasına yol açıyor. Ayrıca, sıcaklık artışı deniz canlılarının göç etmesine ve beslenme zincirinin bozulmasına neden oluyor. Bilim insanları, bu rekorun Ağustos ayında kırılmasının, suların önümüzdeki Mart ayında ne kadar daha ısınacağı konusunda endişe yarattığını belirtiyor.
4 Ağustos 2023

Yeni bir araştırma, iklim değişikliğinin aşırı hava olaylarını tetikleme biçimlerini dört ana başlık altında inceliyor: daha şiddetli yağmurlar, daha yüksek sıcaklıklar, daha uzun süreli kuraklıklar ve artan yangın riski. Her 1 derecelik sıcaklık artışı atmosferin yüzde 7 daha fazla nem tutmasına neden oluyor, bu da yoğun yağışlara yol açabiliyor. Ayrıca, küçük sıcaklık artışları bile aşırı sıcaklıkları tetikleyebilirken, sıcak hava dalgaları kuraklıkları kötüleştiriyor ve uzun süreli sıcaklık artışları yangın riskini artırıyor.
4 Mayıs 2024
İşaretlediklerim