İbrahim Kahveci, Türkiye'deki ekonomik sorunların dış güçlerin etkisi altında değil, iç politika ve yönetimdeki liyakatsizlikten kaynaklandığını iddia ediyor. Merkez Bankası Başkanlığı'nda Naci Ağbal'ın yerine Şahap Kavcıoğlu'nun getirilmesi ve Nureddin Nebati ile olan politikalar gibi örneklerle, ekonomik krizin yönetim kararlarından kaynaklandığını öne sürüyor. Kahveci, enflasyonun artışı ve döviz rezervlerinin tükenmesi gibi sorunların, akılcı olmayan politikalar ve liyakatsiz yönetim anlayışı nedeniyle yaşandığını belirtiyor.
19 Şubat 2024

Yusuf Dinç, Türkiye'nin ekonomi yönetiminin küresel sermaye ve ucuz mal akışı gibi iki ana girdiyi dengeli bir şekilde yönetmeye çalıştığını ancak bu süreçte iç üretimi feda etmek istemediğini ifade etmiştir. Ekonomi yönetimi, TL'nin değer kazanmasını sağlayarak küresel fon akışını çekmeye ve ödemeler dengesini iyileştirmeye çalışıyor. Ancak bu strateji, yurt içi üreticilerle enflasyonla mücadele etmeyi zorlaştırıyor ve ekonomi yönetimi bu konuda çok hassas bir denge kurmaya çalışıyor.
5 Mayıs 2024

İbrahim Kahveci, Türkiye'nin ekonomik durumunu ve potansiyel yıkım veya sıkıntı senaryolarını değerlendiriyor. Mayıs seçimlerinden önce iktidar değişikliği olmazsa, Türkiye'nin ya büyük bir yıkım ya da büyük sıkıntı ile karşı karşıya kalacağını öngörmüştü. Erdoğan'ın ekonomi politikaları ve karar alma süreçlerinin öngörülemezliği, ekonomideki en büyük risk olarak görülüyor. Kahveci, Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz'ın bu belirsiz ortamda ekonomiyi yönetmeye çalıştıklarını ve ekonominin sadece Erdoğan'ın kararlarına bağlı olmadığını, aynı zamanda hazine garantili müteahhitlere verilen fahiş fiyatların da sorun teşkil ettiğini ifade ediyor.
12 Mart 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin ekonomik krizde ikinci aşamaya geçtiğini ve bu aşamada piyasaya, bankalara ve dövize müdahalelerin başladığını ifade etti. Korkmaz, Türkiye'nin IMF ile anlaşma yapmaz ve istikrar programı uygulamazsa durumun daha da kötüleşeceğini, döviz sıkıntısı ve kur artışı nedeniyle üretimde aksamalar yaşanacağını ve bu durumun büyüme oranını düşüreceğini belirtti. Ayrıca, iç üretimdeki düşüş ve döviz sorunları nedeniyle ithalatın zorlaşacağını ve bu durumun ilaç kıtlığı gibi sorunlara yol açabileceğini, arz yetersizliği nedeniyle mal kıtlığının ve fiyat artışlarının hızlanacağını öne sürdü. Korkmaz, hükümetin radikal değişiklikler yapmaması durumunda krizin üçüncü aşamaya geçeceğini ve Türkiye'nin dış borçlarda temerrüde düşebileceğini, eksi büyüme, artan enflasyon ve işsizlikle karşı karşıya kalabileceğini ifade etti.
27 Mart 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin ekonomik durumunu değerlendirerek, yüksek enflasyon oranlarının yatırım ortamını olumsuz etkilediğini ve döviz rezervlerindeki yetersizlikler nedeniyle dış borç ve ithalat finansmanında zorluklar yaşanabileceğini belirtiyor. Türkiye'nin cari açık ve dış borç ödemeleri konusunda ciddi sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu, bu durumun stagflasyona yol açabileceğini ifade ediyor. Ayrıca, Merkez Bankası ve Standart and Poor’s'un 2024 yılı için enflasyon tahminleri arasında önemli farklar olduğunu vurguluyor.
12 Mayıs 2024

İbrahim Kahveci, AK Parti yönetiminde Türkiye'nin durumunu 'cehalet, sefalet, felaket' kelimeleriyle özetliyor. Yazısında, vatandaşların gerçeklerden çok şova önem verdiğini, ülkeden nitelikli beyin göçünün yaşandığını ve buna karşın niteliksiz göç alındığını belirtiyor. Kahveci, bu durumun Türkiye'yi yapısal olarak çöküşe sürüklediğini ve büyük bir felakete doğru ilerlediğini ifade ediyor.
6 Mart 2024

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe, döviz kurunun 35 TL'ye çıkması halinde dahi ihracat hedeflerine ulaşmanın güçlüğüne dikkat çekti. Gültepe, ihracat hedeflerine ulaşabilmek için üretimin artırılması ve çeşitli desteklerin sağlanması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Türkiye'nin Uzakdoğu pazarlarına göre yüzde 20-40 daha pahalı olduğunu ve fiyat rekabetinde iyileştirmeler yapılması gerektiğini ifade etti. Türkiye'nin yeni ekonomi modeli kapsamında cari işlemlerde fazla verme hedefi ve yüksek enflasyonla mücadele etme planlarına rağmen, TL'nin değer kaybı ve ihracatın ithalata bağımlılığı nedeniyle bu hedeflerin zorlandığı belirtildi.
19 Haziran 2023

Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe ile yaptığı görüşmenin ardından döviz kurunun istikrarlı bir şekilde devam edeceğini ve rezervlerdeki artışın kura yansıdığını ifade etti. Türk Lirası geçen yıl yabancı paralar karşısında değer kaybetmiş, ancak son aylarda döviz piyasasında Merkez Bankası'nın aldığı önlemlerle keskin hareketler görülmemişti. İhracatçılar ise TL'nin her ay enflasyon kadar değer kaybetmesi gerektiğini savunuyor. Gültepe, ihracat ve sektörlerin yaşadığı sıkıntıları toplantıda dile getirdiklerini belirtti.
21 Ocak 2023

Veysel Ulusoy, Türkiye'nin döviz kuru politikalarının ülke ekonomisine zarar verdiğini savunuyor. Ulusoy, ucuz döviz kurunun üretimi baltaladığını, yüksek döviz kurunun ise enflasyon yarattığını belirtiyor. Ayrıca, sıcak parayı çekme amacıyla yürütülen para politikalarının uzun vadede ekonomik büyümeyi olumsuz etkilediğini ve gelir eşitsizliğini artırdığını ifade ediyor. Ulusoy, sanayi, verimlilik ve teknoloji politikalarının eksikliğine dikkat çekerek, ithal ikamesi gibi stratejilerin önemine vurgu yapıyor.
19 Mayıs 2024

Veysel Ulusoy, Merkez Bankası'nın son raporunu eleştirerek, raporda enflasyonun gelecek dönemdeki seyrine dair somut politikaların ve stratejilerin eksikliğine dikkat çekiyor. Raporda üretim, istihdam politikası, işgücüne katılım ve enflasyonun düşürülmesi için gerekli modeller gibi önemli konularda bilgi verilmediğini belirtiyor. Ayrıca, Türkiye'nin ekonomik durumunun yolsuzluk, borç batağı ve düşük üretim gibi sorunlarla boğuştuğunu ve enflasyonun kontrol altına alınamadığını ifade ediyor.
11 Şubat 2024

Esfender Korkmaz, pandemi sonrası yıllarda güven endekslerinin 2023 yaz başında arttığını, bunun nedeninin ekonomi yönetiminin değişmesi olduğunu belirtti. Ancak 2024 seçimleri nedeniyle ekonomi yönetiminin istikrar programı yapmadığını ve tasarruf önlemleri almadığını vurguladı. Türkiye'ye doğrudan yabancı sermaye gelmediğini, bunun en büyük nedeninin hukuk ve demokrasi sorunları olduğunu ifade etti. Korkmaz, kapı kapı dolaşıp döviz aramanın güvenirlik sorununu artırdığını ve Türkiye'nin sıcak paraya mahkûm olduğunu söyledi.
2 Haziran 2024

Veysel Ulusoy, TÜİK'in sunduğu istatistiklerin yanlış hesaplandığını ve bu durumun ekonomik politikaları olumsuz etkilediğini belirtiyor. Tarım ürünlerindeki maliyet artışlarının çiftçilerin reel kazançlarını kayba dönüştürdüğünü ve bu durumun gıda güvenliği açısından büyük bir sorun teşkil ettiğini vurguluyor. Ayrıca, sanayi üretimi ve milli gelir gibi verilerin de doğru olmayan enflasyon oranları ile hesaplandığını ve bu nedenle ülke gerçeklerinden sapıldığını ifade ediyor. Ulusoy, bu durumun sabit gelirli halkın birikim ve varlıklarının erimesine yol açtığını ve ek vergi ve ücret baskılaması ile karşı karşıya kaldıklarını belirtiyor.
16 Haziran 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'de yaşanan ekonomik krizin çok yönlü olduğunu ve sadece ekonomik değil, aynı zamanda demokratik, hukuki ve güven bunalımı boyutlarına da sahip olduğunu belirtiyor. Korkmaz, hükümetin krizi kısa dönemli politikalar ve algı yönetimi ile çözmeye çalıştığını, ancak bu yaklaşımın yetersiz olduğunu ifade ediyor. Merkez Bankası başkanı ve Hazine ve Maliye Bakanının değişiminin dış piyasalarda olumlu algı yaratmak için yapıldığını, ancak bu adımların yeterli olmadığını vurguluyor. Korkmaz, gerçek bir istikrar programının hayata geçirilmesinin önemine dikkat çekiyor.
13 Mart 2024

TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, enflasyonla mücadelede TL'ye değer kazandırmanın doğru bir yol olmadığını ve güçlü liranın ihracatı olumsuz etkilediğini belirtti. Özilhan, makroekonomik istikrarın sağlanması gerektiğini ve cari açık sorununun çözümü için geniş kapsamlı reformlara ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Ayrıca, sermaye girişlerinin rezervleri güçlendirmek için kullanılması gerektiğini vurguladı.
16 Haziran 2023

İbrahim Kahveci, Diyanet'in camilerde rüşvet, devlet malını kötüye kullanma veya çalma gibi yolsuzluklardan bahsetmediğini eleştiriyor. Cemaatler ve tarikatların da bu konuda hassasiyet göstermediğini belirtiyor. Ekonomik verilerin sahte olduğunu ve vergi gelirlerinin enflasyona oranla çok daha fazla arttığını vurguluyor. Kahveci, bu durumu sahte bir cennet olarak nitelendiriyor ve insanların bu sahte cennette gerçek bir cehennem yaşadığını ifade ediyor.
29 Temmuz 2024

Murat Muratoğlu, Türkiye'nin ekonomik sorunlarının temelinde döviz fiyatlaması ve faiz seviyelerine odaklanmanın yanlış olduğunu belirtiyor. Yıllardır ihracata bağımlı ekonominin, ithal ikamesi sağlayacak bir sanayi dönüşümü gerçekleştiremediğini ve bu durumun ekonomik sıkıntıları derinleştirdiğini ifade ediyor. Ayrıca, yerel seçimler öncesinde hükümetin harcamaları artırması ve tasarruf politikalarını uygulamaması nedeniyle para politikası kararlarının anlamını yitirdiğini vurguluyor. Muratoğlu, Türkiye'nin ekonomik durumundan çıkışının zor olduğunu ve iyimser ekonomik raporlara karşın somut iyileşmelerin görülmediğini eleştiriyor.
23 Şubat 2024

Rahmi Turan, Türkiye ekonomisinde yaşanan sıkıntıların bilim dışı uygulamalar ve Merkez Bankası Başkanlarının görevden alınmaları sonucu ortaya çıktığını belirtiyor. Mehmet Şimşek'in ekonomi yönetimine getirilmesi ve rasyonel politikalara dönüş vurgusu yapmasına rağmen, beklenen iyileşmelerin gerçekleşmediğini ifade ediyor. Turan, devletin savurganlığının devam ettiğini, yerel seçimler için büyük harcamalar yapıldığını ve ekonomideki sorunların çözülmediğini eleştiriyor.
4 Şubat 2024

Alaattin Aktaş, Türk toplumunun döviz artışını isteyen bir tutum içinde olduğunu belirtiyor. Yazara göre, bu durum, döviz birikimi olanlar veya döviz kazancı elde eden iş sahipleri için anlaşılabilirken, tasarrufu olmayan veya az olan kişilerin de döviz artışını desteklemesi akıl tutulması olarak nitelendiriliyor. Türkiye'nin enerji, sanayi ve tarım sektörlerinde dışa bağımlı olması nedeniyle, döviz kuru artışlarının hemen fiyat artışlarına yol açtığı ve bu durumun toplumun genelinde bir beklenti yarattığı ifade ediliyor.
30 Nisan 2024

Mehmet Ali Verçin, Türkiye'nin ekonomik durumunu ve enflasyonla mücadelesini ele alıyor. Türkiye'nin yıllık 330 milyar dolar civarında sanayi malı tükettiğini ve dünya fiyatlarındaki azalışların Türkiye'nin cari açığını olumlu etkilediğini belirtiyor. Ancak, enflasyon üzerindeki etkisi net değil. Türkiye'nin geçmişte faiz oranlarını düşürebildiği dönemlerde IMF ve yabancı fonların önemli destek sağladığı, ancak şu anda yurt dışından beklenen fonlarda bir hareket olmadığı ve Merkez Bankası'nın ilave bir '128 milyar dolar' satabilecek durumda olmadığı vurgulanıyor. Bu durum, Türkiye'nin enflasyonla mücadelesini zorlaştırıyor.
14 Mart 2024

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, döviz piyasasındaki son dalgalanmaların geçici olduğunu ve Türkiye'nin ekonomik politikalarının güçlü olduğunu ifade etti. Fitch tarafından Türkiye'nin kredi notunun 'B'den 'B+'ya yükseltilmesi ve görünümünün nötrden pozitife çevrilmesi, bu politikaların bir yansıması olarak değerlendirildi. Şimşek, fiyat istikrarının sağlanmasının birinci öncelik olduğunu, büyümenin dengelenmesi sürecinin iyi gittiğini ve cari açığın GSYİH'nın %3'ünün altına inme yolunda olduğunu belirtti. Ayrıca, seçimler sonrası Türkiye'nin orta vadeli programını sürdürme konusunda uzun bir döneme sahip olacağını ve Merkez Bankası'nın enflasyonu düşürme konusunda kararlı olduğunu ifade etti.
11 Mart 2024
İşaretlediklerim