İlber Ortaylı, kıyıların özel mülkiyet ve kullanımı konusunda acil önlem alınması gerektiğini belirtti. İspanya'dan örnek vererek, kıyılarda özel mülkiyetin kaldırılmasının ve herkesin eşit şekilde yararlanmasının önemini vurguladı. Türkiye'de kıyıların haydutların eline terk edildiğini ve bu durumun turizmi olumsuz etkilediğini ifade etti. Ortaylı, planlı ve kayırmacılıktan uzak bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini savundu.
26 Mayıs 2024

Ege ve Marmara Bölgeleri'ndeki kıyılar, özel işletmelerin projeleriyle işgal tehdidi altında. İstanbul'da sahil şeridinin özel işletmeler tarafından işgal edilmesi, halkın kıyılara erişimini kısıtlıyor. Çanakkale'de Deka Mineral Maden Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin rıhtım projesi ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın Çeşme-Şifne Yat Limanı projesi gibi yeni projeler, kıyıların özelleştirilmesi ve halkın erişim hakkı konusunda endişe yaratıyor. Bu durum, toplumsal, ekolojik ve ekonomik boyutlarıyla ele alınarak, halkın kıyılara erişim mücadelesinin önemini vurguluyor.
21 Mayıs 2024

Murat Ağırel, AKP'nin plajları halkın kullanımına açma vaadini eleştirerek, plajları parsel parsel satanın CHP olmadığını belirtti. Eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, sahillerdeki işgallere izin vermeyeceklerini ve kaçak yapıları yıkacaklarını söyledi. Ağırel, Çanakkale Küçükkuyu sahilinde yaşanan mafyavari yapılaşmalara dikkat çekti ve bu tür yapıların Türkiye genelinde yaygın olduğunu vurguladı.
9 Temmuz 2024

İlber Ortaylı, Bursa'nın Osmanlı döneminden kalma bir şehir olarak gelişimini ve bugünkü sorunlarını tartışıyor. Şehrin otomotiv sanayii nedeniyle tarım alanlarının yok olması ve aşırı nüfus artışı şehri problemli bir hale getirmiştir. Ortaylı, 1960'larda yaşadığı Bursa'nın yeşillikler içindeki güzelliğini anımsatarak, bugünkü yapılaşma ve sanayileşme politikalarının şehrin doğal ve tarihi dokusuna zarar verdiğini vurgulamaktadır. Ayrıca, şehir planlamasında acil düzenlemeler yapılması gerektiğini belirtiyor.
28 Nisan 2024

Mehmet Şakir Örs, anayasa ve kıyı yasasına göre kıyıların, koyların ve plajların halkın kullanımına açık olması gerektiğini belirtti. Ancak, bu yasal gerekliliğin hayatın gerçekliğinde farklılaştığını ve kıyıların özel işletmelere verilerek yüksek bedeller talep edildiğini ifade etti. Ege'de 19 çevre derneği ve platformun bir araya gelerek Kıyı Hareketleri Dayanışma Ağı'nı (KIYIDA) kurduğunu ve kıyıların ticarileştirilmesine karşı eylemler yaptığını aktardı. Örs, kamusal ve halkçı hizmet anlayışının benimsenmesi gerektiğini vurguladı.
5 Temmuz 2024

Jale Özgentürk, İstanbul'a yapılan 'ihanet' kavramını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözleriyle hatırlatarak, şehirdeki rant odaklı inşaat faaliyetlerini eleştiriyor. Özgentürk, özellikle Tersane Haliç Projesi'ni örnek göstererek, bu projelerin İstanbul'un tarihi ve kültürel dokusuna zarar verdiğini savunuyor. Projenin detaylarına değinerek, 1.4 milyar dolarlık ihale ile 49 yıllığına alınan projenin yat limanı, otel, AVM ve diğer yapılar içerdiğini belirtiyor.
21 Haziran 2024

Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu tarafından kabul edilen turist rehberliği meslek kanunundaki değişikliklere tepki gösterdi. Ortaylı, değişikliklerin realist olmadığını, yeni yolsuzluklara ve kaçamaklara yol açacağını belirtti. Özellikle sanat tarihi ve arkeoloji mezunlarının eğitim almadan rehber olmalarının yanlış olduğunu, rehberliğin geniş bir kültür bilgisi gerektirdiğini vurguladı. Ayrıca, turistlerin dil, tarih ve coğrafya bilgisi olmadan rehberlik yapmanın mümkün olmadığını, bu durumun turizm kalitesini düşüreceğini ifade etti.
16 Şubat 2024

İlber Ortaylı, toplumun her kesiminden insanların, özellikle mühendislerin, işlerine ve topluma karşı sorumluluklarını yerine getirmelerinin önemini vurguluyor. Deprem bölgelerinin genişliğine ve nüfus yoğunluğuna dikkat çekerek, bu alanların imarının Türkiye'nin geleceği için kritik bir mesele olduğunu belirtiyor. Ortaylı, bu konunun siyasi aidiyetten bağımsız, toplumun tüm bireylerinin ortak sorumluluğu olduğunu ifade ediyor.
11 Şubat 2024

Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu tarafından kabul edilen 'Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu'nda yapılan değişikliklere tepki gösterdi. Ortaylı, kanun teklifinde yer alan yeni yasaklar, müeyyideler ve kurumlaşmaların gerçekçi olmadığını ve uygulanamayacağını belirterek, bu durumun yeni yolsuzluklara ve kaçamaklara yol açacağını ifade etti. Ayrıca, sanat tarihi ve arkeoloji mezunlarının eğitim almadan rehber olmalarının yanlış olduğunu, dil ve tarih bilgisinin önemini vurguladı ve turistlerin yönlendirilmesiyle ilgili maddelerin incelenmesi gerektiğini söyledi.
16 Şubat 2024

İlber Ortaylı, Türk medeniyetinin geniş coğrafi sınırlar içinde İran'dan İspanya'ya kadar uzandığını belirtti ve Türk ile İtalyan kültürlerinin etkileşiminin artırılması gerektiğini vurguladı. İtalya'da eğitim gören Türk gençlerinin bu etkileşimde önemli bir rol oynayabileceğini, dil öğrenimi ve kültürel faaliyetlere katılımın bu süreci destekleyeceğini ifade etti. Ayrıca, Venedik Bienali'nde Türkiye Pavyonu'nun Türk sanatını uluslararası alanda temsil ettiği ve Gülsün Karamustafa'nın eserlerinin sergilendiği belirtildi.
12 Mayıs 2024

İlber Ortaylı, Avusturya karşısında galip gelen Türk futbolcu Merih Demiral'ın 'Bozkurt' işareti yapmasının ardından Almanya İçişleri Bakanı'nın eleştirilerine yanıt verdi. Ortaylı, Almanya'nın Türkiye'ye yönelik eleştirilerini provokatif bulduğunu ve Almanya'nın kendi iç sorunlarına odaklanması gerektiğini belirtti. Ayrıca, uluslararası müsabakalarda ev sahibi ülkenin misafirlerin davranışlarına fazla müdahale etmemesi gerektiğini vurguladı.
7 Temmuz 2024

İlber Ortaylı, geçtiğimiz hafta Türkiye'de yaşanan ve genel olarak büyük bir dehşete yol açmayan bir olayın, seçim atmosferi nedeniyle daha sakin bir şekilde ele alındığını belirtti. Olayın, futbol holiganlığından daha fazlasını içerdiğini ve provokasyonun soyunma odalarından havaalanına kadar uzandığını ifade etti. Ortaylı, Trabzon'da yaşananların milli ananelere uymadığını ve yurtiçi maçların Trabzon'da oynanmasına bir süre ara verilmesi gerektiğini savundu. Ayrıca, Trabzonspor yöneticileri ve şehir ileri gelenlerinin Fenerbahçe takımına karşı saygın bir özür dilemediğini eleştirdi.
24 Mart 2024

İlber Ortaylı, dünya genelinde artan kirlilik ve beslenme krizine dikkat çekerek, nüfus artışının azalmasına rağmen bu sorunların önüne geçemeyeceğini ifade etti. Gelecekte su ve gıda problemlerinin büyüyeceğini ve bu kaynaklar etrafında çatışmaların yoğunlaşacağını öngördü. Ayrıca, Türkiye'nin coğrafi ve stratejik pozisyonunu gözden geçirmesi gerektiğini vurguladı. Avrupa'nın geçmişteki birlik deneyimlerinden ve Brexit sonrası yaşanan gelişmelerden bahsederek, Avrupa'nın hala çözülmemiş sorunlara sahip olduğunu belirtti.
5 Mayıs 2024

İlber Ortaylı, 18. yüzyılın mutlak bir çöküntü dönemi olmadığını ve bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nda bilim ve mühendislik alanlarında önemli gelişmeler yaşandığını belirtti. Ortaylı, özellikle 'Kevakib-i Seb’a' adlı eserin bilim tarihi açısından büyük bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Bu eserin bulunması, çevirisi ve yeniden basımı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu tarafından gerçekleştirilmiştir. Ortaylı, bu eserin giriş bölümünün okunmasının önemine dikkat çekti ve ileride Atlas Tarih Dergisi'nde daha geniş bir tanıtım yapmayı planladığını ifade etti.
30 Haziran 2024

İlber Ortaylı, varoş ve kasaba çılgınlarının sağlık çalışanlarına yönelik saldırılarının ardından öğretmenlere ve eğitim çalışanlarına da yöneldiğini belirtiyor. Özel okullarda öğretmenlerin velilerin tacizine maruz kaldığını ve otoritenin zayıfladığını vurguluyor. Ortaylı, geçmişteki kasabaların geleneklerini ve üretkenliklerini kaybettiğini, günümüz şartlarının bu durumu daha da kötüleştirdiğini ifade ediyor.
19 Mayıs 2024

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İstanbul'un Kuruçeşme açıklarındaki Galatasaray Adası'yla ilgili imar planı değişikliği yaptı. Yeni planlarla adanın Anadolu yakasına bakan kısmında denize yeni bir parsel açıldı ve taşınmaz niteliğini 'taş volisi' olarak tapu kaydına işledi. Hidrobiyolog M. Levent Artüz, bu durumun Boğaziçi'nde Gır-Gır ile avcılığı yasak olan türlerin avcılığının yolunu açabileceğini belirtti. Ayrıca, bu durumun palamut, lüfer gibi balıkların soyunu kurutma anlamına gelebileceğini ifade etti.
26 Haziran 2023

Kanal İstanbul projesi, çevresel, askeri, diplomatik ve siyasi açılardan yıllar boyunca eleştirildi. Projenin denizin iklim dengesini bozacağı, su havzaları ve ormanlara zarar vereceği, İstanbul'un daha plansız ve kaotik bir şehir haline geleceği, nüfus ve bina yoğunluğunun artarak beklenen depremde can kaybını artıracağı ve hatta depremi tetikleyebileceği iddia edildi. Buna rağmen, hükümet projeye devam kararı aldı ve ÇED raporu onaylandı. Kamuoyu araştırmaları, halkın büyük çoğunluğunun projeye karşı olduğunu gösterirken, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, projeye itiraz edenleri eleştirdi.
22 Mart 2024

Deniz Zeyrek, hükümetin küçük ölçekli tasarruf önlemleri yerine büyük kamu harcamalarında kesinti yapılması gerektiğini savunuyor. Yazısında, yüksek maliyetli devlet projeleri, saraylar, konvoylar ve yandaş firmalara verilen ihaleler gibi konulara dikkat çekiyor. Zeyrek, bu tür harcamaların kısılması gerektiğini öne sürerek, mevcut tasarruf önlemlerinin yetersiz olduğunu belirtiyor. Ayrıca, vatandaşa hizmet edecek yatırımların askıya alınmasının da doğru bir tasarruf yöntemi olmadığını vurguluyor.
13 Mayıs 2024

Mustafa Kutlu, bir göl çevresinde yaşanan çevresel tahribatı eleştiriyor. Yazıda, gölün etrafının oteller, moteller ve çeşitli turistik işletmelerle dolduğu, çevrenin çöp ve kirlilikle kaplandığı belirtiliyor. Ayrıca, gölün doğal yapısının bozulduğu ve çevresindeki bitki ve hayvan yaşamının olumsuz etkilendiği vurgulanıyor. Kutlu, turizm uğruna doğal alanların yağmalanmasına karşı çıkıyor.
15 Mayıs 2024

İlber Ortaylı, gençlerin siyasete genel bir küskünlük içinde olmalarına rağmen belediye seçimlerine daha fazla ilgi gösterdiğini belirtiyor. Kadın belediye başkanlarının sayısının artmasına rağmen, oranların hala Millet Meclisi'nin altında olduğunu vurguluyor. Ayrıca, medya ve kamuoyu ölçüm şirketlerinin Türk halkının gözünde ciddi bir güven kaybına uğradığını ve bu durumun düzeltilmesi gerektiğini ifade ediyor. Ortaylı, bürokrasideki nepotizmin (adam kayırmacılığının) Türkiye'de bir çıkış yolu olmadığını ve ciddi tedbirler alınmazsa olumsuz sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor.
7 Nisan 2024
İşaretlediklerim