IQAir tarafından yayınlanan 2023 'Dünya Hava Kalitesi' raporuna göre, Türkiye'nin hava kirliliği ortalaması 20.5 ile WHO'nun belirlediği eşik değerlerin dört katı seviyesinde. Raporda, Türkiye havası en kirli 44'üncü ülke olarak sıralanırken, Iğdır şehri Avrupa'nın en kirli havasına sahip kenti olarak belirlendi. Raporda ayrıca, Türkiye'de hava kirliliğinin sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine ve kirliliğe yol açan başlıca faktörlere de değiniliyor. Hava kirliliği nedeniyle dünya genelinde her yıl 7 milyon insanın öldüğü belirtiliyor.
20 Mart 2024

Temiz Hava Hakkı Platformu'nun 'Kara Rapor 2022: Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri' raporuna göre, Türkiye'de 2021 yılında hava kirliliği sebebiyle en az 42 bin kişi öldü. İstanbul, Ankara, Bursa ve İzmir'de hava kirliliğine bağlı hastalıklar nedeniyle binlerce kişi yaşamını yitirdi. Raporda, Türkiye'nin hava kalitesi izleme çalışmalarının yetersiz olduğu, yasal limitlerin Dünya Sağlık Örgütü'nün önerilerinin çok üstünde olduğu ve özellikle termik santrallerin çevresinde hava izleme istasyonlarının bulunmadığı belirtildi. Hava kirliliğinin ölüm nedenleri arasında beşinci sırada olduğu ve özellikle yoksul ve yoksun nüfusu etkilediği vurgulandı.
24 Mart 2023

Avrupa Çevre Ajansı tarafından yayınlanan bir raporda, Avrupa'da hava kirliliğinin her yıl 1200'den fazla çocuk ve gencin ölümüne yol açtığı belirtilmiştir. Raporda, hava kirliliğinin uzun vadede hastalık riskini artırdığı ve birçok Avrupa ülkesindeki hava kirleticilerinin seviyelerinin Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği sınırların üzerinde olduğu uyarısı yapılmıştır. Nitrojen dioksit, ozon ve PM 2.5 partiküllerine maruz kalmak, çocukların akciğer fonksiyonlarını ve gelişimini olumsuz etkileyerek solunum ve kardiyovasküler hastalıklara neden olmaktadır.
24 Nisan 2023

İstanbul'da hava kirliliği, 2024 yılının ilk yedi ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14 arttı. İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Hüseyin Toros, bu artışın en büyük nedeninin trafik olduğunu belirtti. Toros, araç sayısının artması ve dur-kalk trafiğinin hava kirliliğini artırdığını, toplu taşımanın daha fazla kullanılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, hava kirliliğinin sağlık üzerinde ciddi etkileri olduğu ifade edildi.
19 Ağustos 2024

Temiz Hava Hakkı Platformu ve Türk Tabipleri Birliği'nin Hatay Antakya'da yaptığı ölçümlere göre, hava kirliliği limit değerlerin çok üzerinde. 6 Şubat'ta meydana gelen deprem sonrası oluşan enkaz ve toz bulutları hava kirliliğini artırdı. Depremden bu yana Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın resmi hava kalitesi izleme istasyonunda hiçbir hava kalitesi ölçümü düzenlenmedi. Kuruluşlar, hava kirliliğinin halk sağlığını yaşamsal düzeyde tehdit ettiğini belirtti ve alınması gereken önlemleri sıraladı.
29 Ağustos 2023

2023 yılında Türkiye'deki hava kirliliği raporuna göre, Hatay en kirli hava kalitesine sahip il olarak kaydedildi. Greenpeace Akdeniz tarafından yapılan analizde, İskenderun Merkez ilçesi Türkiye'nin en kirli havasına sahip bölgesi olarak belirlendi. Hava kirliliğinde fosil yakıtların yanı sıra, deprem sonucu yıkılan binalardan kaynaklanan asbest tehlikesi de önemli bir faktör olarak vurgulandı. Türk Tabipler Birliği ve uzmanlar asbest tehlikesine dikkat çekse de, yetkililerin bu konuda yeterli önlem almadığı belirtildi.
9 Şubat 2024

Türkiye'de hava kirliliğinin tehlikeli bileşenlerinden PM2.5, yeterince ölçülmüyor ve ulusal bir sınır değeri bulunmuyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın hava kalitesi izleme istasyonlarının sadece %35'inde PM2.5 izleniyor. Depremden etkilenen illerdeki izleme istasyonlarının büyük bir kısmında da PM2.5 ölçümü yapılmıyor. Hava kirliliği, dünya genelinde yılda 7,5 milyon kişinin ölümüne neden oluyor ve PM2.5 partikülleri, akciğer kanseri gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
24 Nisan 2023

Greenpeace Akdeniz, Hatay'ın Samandağ ve Defne ilçelerinde gerçekleştirdiği partikül madde ölçümlerinde, Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği limitlerin 5.2 kat üstünde hava kirliliği saptadı. Deprem sonrası enkaz kaldırma işlemleri sırasında oluşan toz bulutları, sağlık için ciddi riskler oluşturuyor. Ölçümler, özellikle akşam saatlerinde ve çadır bölgelerinde hava kirliliğinin arttığını gösteriyor. Hava kirliliği, çocuklar, yaşlılar ve hamileler için daha büyük risk taşıyor ve kronik hastalıkların alevlenmesine yol açabiliyor.
15 Mart 2023

Türkiye'de yaşanan sıcak hava dalgası nedeniyle Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi İklim Değişikliği Kıdemli Uzmanı Dr. Ümit Şahin, sıcaklıkların afet olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtti. Şahin, sıcak hava dalgasının birkaç gün daha sürmesi durumunda sadece İstanbul'da ölüm sayısının birkaç yüze ulaşabileceğini ifade etti. Dünya Sağlık Örgütü'nün sıcak hava dalgalarına karşı ülkelerin Sıcak Sağlık Eylem Planı hazırlamasını önerdiğini belirten Şahin, Türkiye'nin bu konuda adım atmadığını vurguladı. Ayrıca, sıcak hava dalgalarının özellikle yaşlılar, kronik hastalığı olanlar ve çocuklar gibi risk gruplarını daha fazla etkilediğini belirtti.
20 Temmuz 2024

Dünya genelinde sıcaklık rekorları kırılırken, Türk Tabipleri Birliği ve ilgili sağlık dernekleri Türkiye'de 'sıcak sağlık eylem planı' oluşturulması çağrısında bulundu. Aşırı sıcakların ölümlere ve kronik hastalıkların kontrolünün zorlaşmasına yol açtığı belirtilerek, özellikle risk altındaki gruplar için önlemlerin alınmasının önemi vurgulandı. Ayrıca, enerji üretimi ve diğer insan aktivitelerinin sera gazı salınımına neden olarak küresel ısınmayı tetiklediği ve kentlerde ısınmanın daha yoğun yaşandığı ifade edildi.
12 Temmuz 2023

Temiz Hava Hakkı Platformu, Türk Tabipleri Birliği ve Hatay Tabip Odası'nın iş birliğiyle Hatay Antakya'da yapılan 30 günlük toz ölçümleri, havadaki toz miktarının olması gereken limitin dört kat üstünde olduğunu gösterdi. Deprem sonrası yıkılan binalardan kaynaklanan toz, halk sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Özellikle molozlardan demirin ayrıştırılması sırasında yüksek toz salınımı yaşanıyor ve bu durum bebek, çocuk, gebe kadınlar, yaşlılar ve kronik hastalığı olanları etkiliyor. Ayrıca, PM2.5 için yasal bir limit değer tanımlanmaması eleştiriliyor ve acilen ulusal limit değerlerin belirlenmesi çağrısı yapılıyor.
9 Şubat 2024

Birleşmiş Milletler zirvesinde iklim krizi konuşulurken, Türkiye'nin hava kirliliğine katkıda bulunduğu ve bu durumu liyakatsiz personele yetki belgesi vererek gerçekleştirdiği belirtildi. Sayıştay'ın 2022 denetim raporuna göre, Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı, eğitimsiz personele egzoz gazı emisyon ölçümü yaptırmış. Ayrıca, egzoz gazı emisyon ölçümü yaptırmayan motorlu taşıt sahipleri tespit edilmesine rağmen, tutanak düzenlenmemiş ve idari para cezası uygulanmamış.
22 Eylül 2023

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022 yılı sera gazı emisyonu verilerini açıkladı. Verilere göre, Türkiye’nin sera gazı emisyonu 2022’de önceki yıla göre yüzde 2,4 azalarak 558,3 milyon ton karbondioksit (CO2) eşdeğeri oldu. Enerji sektörü emisyonları yüzde 1,4 azalırken, endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı emisyonları yüzde 6,4 azaldı. Tarım sektörü emisyonları yüzde 5,1 azalırken, atık sektörü emisyonları yüzde 5,5 arttı.
5 Haziran 2024

Dünya Meteoroloji Örgütü Genel Sekreteri Petteri Taalas, Türkiye'nin iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkelerden biri olduğunu ve Akdeniz'de çölleşmenin hızlanabileceğini ifade etti. Kuraklığın gıda fiyatları üzerindeki etkisi artacak ve tarım, hayvancılık, turizm gibi sektörler olumsuz etkilenecek. Taalas, fosil yakıt kullanımını azaltma ve sulama teknolojilerine odaklanma gerekliliğine vurgu yaparak, Türkiye'nin güneş ve rüzgar enerjisine yatırım yapması gerektiğini belirtti.
20 Ocak 2023

Türkiye'de karbonmonoksit zehirlenmeleri ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak öne çıkmakta ve her yıl çok sayıda insanın ölümüne sebep olmaktadır. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı'ndan Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz, karbonmonoksit gazının tehlikeleri, zehirlenme belirtileri, risk altında olan gruplar ve korunma yöntemleri hakkında bilgi vermiştir. Özellikle kapalı alanlarda yetersiz havalandırma ile kullanılan sobalar, şofbenler, kombiler ve mangallar karbonmonoksit zehirlenmelerinin başlıca kaynaklarıdır. Düzenli cihaz bakımı, baca kontrolü, karbonmonoksit dedektörü kullanımı ve uygun yakıt seçimi gibi önlemlerle zehirlenmelerin önüne geçilebileceği vurgulanmıştır.
7 Ocak 2023

Türkiye'de yaklaşık 10 milyon insanın solunum yolu hastalıklarıyla mücadele ettiği ve bu hastalıkların toplumsal ve ekonomik yükünün büyük oranda önlenebileceği düşüncesiyle 17 uzmanlık ve altı hasta derneği Türkiye Solunum Koalisyonu'nu kurdu. Koalisyon, 2030 yılı sonuna kadar akciğer hastalıklarından ölümleri üçte bir oranında azaltmayı hedefliyor. Ayrıca, Türkiye'de tütün ve tütün ürünlerinin kontrolünün zayıfladığına ve sigara kullanım oranının arttığına dikkat çekiyor. Koalisyon, solunum sistemi hastalıklarının altında yatan temel risk faktörlerine karşı etkili bir kontrol programının uygulanamadığını belirtiyor.
27 Eylül 2023

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Marmara ve Ege bölgelerinde çöl tozları nedeniyle olumsuz koşulların beklendiğini ve tedbirli olunması gerektiğini duyurdu. Çöl tozları, hava kirliliğini artırarak solunum ve dolaşım sistemi sorunlarını şiddetlendirebiliyor. Sahra Çölü başta olmak üzere dünyanın çeşitli çöllerinden yıllık yaklaşık 2 milyar ton toz atmosfere karışıyor. Türkiye, Afrika ve Orta Doğu kaynaklı çöl tozlarının etkisi altında bulunuyor. Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Çağatay Güler, toz taşınımının özellikle sahil bölgelerinde yaşayanlar için solunum sorunlarını artırabileceğini belirtti.
1 Nisan 2024

Pakistan'ın Pencap eyaletinde hava kirliliği tehlikeli seviyelere ulaşarak uzaydan bile görünür hale geldi. Lahore ve çevresindeki şehirlerde okullar kapatıldı ve halka maske takma zorunluluğu getirildi. Hava kirliliği, Dünya Sağlık Örgütü'nün kabul edilebilir seviyesinin 40 kat üzerine çıkarak milyonlarca insanın sağlığını tehdit ediyor. UNICEF, hava kirliliğinin 11 milyon çocuğun sağlığını tehlikeye attığını belirtti.
12 Kasım 2024

Ember tarafından yayınlanan Küresel Elektrik Görünümü Raporu'na göre, Türkiye elektrik üretiminin yüzde 42'sini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamaktadır. Bu oran, küresel ortalamanın üzerindedir ve Türkiye'nin 2030 yılına kadar bu oranı yüzde 47'ye çıkarma hedefi bulunmaktadır. Raporda, Türkiye'nin özellikle hidroelektrik enerjisi kullanımının kuraklık gibi doğal koşullardan etkilenebileceği ve bu nedenle çatı ve yüzer güneş enerjisi gibi diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının potansiyelinden faydalanılması gerektiği vurgulanmaktadır.
8 Mayıs 2024

University College London öncülüğünde hazırlanan ve 114 uluslararası uzmanın katkıda bulunduğu Lancet Sağlık ve İklim Değişikliği Geri Sayım Raporu'na göre, küresel sıcaklık artışının devam etmesi halinde yüzyılın ortasına kadar sıcaklığa bağlı ölümlerin yüzde 370 oranında artabileceği belirtiliyor. Rapor, fosil yakıtlara yapılan yatırımların arttığını ve hükümetlerin fosil yakıtları teşvik etmeye devam ettiğini gösteriyor. Uzmanlar, eylemsizliğin insan hayatı üzerinde büyük maliyetlere yol açacağı konusunda uyarıyor ve politikacıların kararlarının insan ve diğer canlı türleri için hayati önem taşıdığını vurguluyor.
15 Kasım 2023
İşaretlediklerim