Küresel ısınma nedeniyle sıcaklıkların rekor kırmaya devam etmesi üzerine, bilim insanları Güneş ile Dünya arasına yerleştirilecek bir şemsiye fikrini gündeme getirdi. Bu fikir, güneş ışığını kısmen engelleyerek Dünya'nın ısınmasını yavaşlatmayı amaçlıyor. Farklı araştırma grupları, uzayın derinliklerine toz saçılmasından uzay baloncuklarından oluşan bir kalkan yaratmaya kadar çeşitli yöntemler üzerinde çalışıyor. Ancak, bu projelerin gerçekleştirilmesi için aşılması gereken önemli teknik zorluklar bulunuyor, örneğin projenin ağırlığı ve maliyeti.
11 Şubat 2024

Avustralya'nın Sidney kentinde, Coogee plajında bulunan ve plajın kapatılmasına neden olan katran toplarının petrol, insan dışkısı ve diğer zararlı maddelerden oluştuğu tespit edildi. Randwick belediyesi, bu gizemli topların kaynağını belirlemek için plajdan örnekler toplayarak bilim insanlarına inceletti. Araştırma ekibi, bu topların kötü koktuğunu ve çevre için tehlikeli olduğunu belirtti. Olay, plajın geçici olarak kapatılmasına yol açtı.
7 Kasım 2024

Bilim insanları, bombus türü kraliçe arıların kirli topraklarda kış uykusuna yattığını keşfetti. Araştırma, arıların böcek ilacı ve fungisit içeren toprakları tercih etme oranının iki kat daha yüksek olduğunu gösterdi. Bu durumun nedenleri henüz tam olarak anlaşılamasa da, kirlenmiş toprakların arılar için daha cazip hale geldiği düşünülüyor. Araştırmacılar, bu bulguların arıların ciddi risklerle karşı karşıya olabileceğini ve böcek ilacı kullanımında dikkatli olunması gerektiğini vurguluyor.
21 Ekim 2024

Avustralya'nın Sidney kentinde matematikçiler Stephen Woodcock ve Jay Falletta, sonsuz maymun teoremini sorgulayan bir çalışma gerçekleştirdi. Araştırma, bir maymunun Shakespeare'in eserlerini yazabilmesi için gereken sürenin evrenin ömründen daha uzun olduğunu ortaya koydu. Bu sonuç, teoremin matematiksel olarak mantıklı olsa da pratikte yanıltıcı olduğunu savunuyor. Çalışma, evrenin ısıl ölümü teorisine dayandırılarak hesaplamalar yaptı.
1 Kasım 2024

Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, 'Blattella germanica' türü hamam böceklerinin genetik yapısının, 2 bin 100 yıl önce Asya'da yaşayan 'Blattella asahinai' türüne benzediği tespit edildi. Araştırmada, bu türün kıtalar arası ticari ve askeri hareketlilikler sebebiyle Ortadoğu ve Avrupa'ya ulaştığı ve buradan da dünyanın diğer bölgelerine yayıldığı belirtildi. Batı Avustralya Üniversitesi'nden Theo Evans, bu hamam böceklerinin hayatta kalmalarının insanlara gözükmemelerine bağlı olduğunu ve evrimsel olarak geceleri ortaya çıkacak şekilde adapte olduklarını söyledi.
21 Mayıs 2024

Bilim insanları, solaklığın genetik kökenlerini araştıran yeni bir çalışma gerçekleştirdi. Çalışma, nadir genetik varyantların solaklıkta önemli bir rol oynadığını ortaya koydu. Özellikle TUBB4B adlı bir gendeki nadir varyantların, solaklarda sağ elini kullananlara göre 2,7 kat daha yüksek oranda bulunduğu tespit edildi. Bu bulgular, solaklık ile vücudun sol-sağ farklılaşması arasında bir bağlantı olabileceğini düşündürüyor.
26 Mayıs 2024

Avustralya'nın Victoria eyaletindeki iki çiftlikte kuş gribi tespit edilmesinin ardından 500 binden fazla tavuğun itlaf edileceği açıklandı. Çiftliklerin sahibi Bradley McAuliffe, ilk ölüm vakalarını fark ettikten sonra eyaletin tarım bakanlığıyla iletişime geçti ve çiftliklerin karantinaya alındığını belirtti. ABD Tarım Bakanlığı, Victoria menşeli tavuk ürünlerinin ithalatına kısıtlama getirdi.
27 Mayıs 2024

Avustralya'da bir plajda bulunan imparator penguenin, Antarktika'dan 3 bin 500 kilometre yol kat ettiği tespit edildi. Gus adı verilen penguen, yetersiz beslenmiş ve sağlıklı bir imparator penguene göre oldukça düşük kiloda. Uzmanlar, Gus'ın yiyecek aramak için bu kadar uzaklaştığını ve Antarktika'daki düşük deniz buzu seviyelerinin bu duruma katkıda bulunmuş olabileceğini belirtiyor. Batı Avustralya Biyoçeşitlilik, Koruma ve Cazibe Merkezleri Departmanı, Gus'ı rehabilite etmeye ve Antarktika'ya geri götürmeye çalışıyor.
13 Kasım 2024

Avustralya’daki Monash Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, Dünya’nın yaklaşık 466 milyon yıl önce Satürn’deki gibi bir halka sistemine sahip olmuş olabileceği keşfedildi. Araştırma, büyük bir asteroidin gelgit kuvveti nedeniyle parçalanarak gezegenin etrafında bir halka sistemi oluşturduğunu öne sürüyor. Bu halkanın güneş ışığını engelleyerek küresel soğumaya yol açmış olabileceği belirtiliyor. Çalışma, Dünya dışı olayların gezegenimizin iklimini nasıl etkileyebileceğine dair yeni bir anlayış sunuyor.
16 Eylül 2024

Avustralya’nın New South Wales eyaletindeki Symbio Yaban Hayatı Parkı'nda nadir görülen albino bir valabi doğdu. Park çalışanları, beyaz kürkü ve soluk pembe gözleri olan yavruya 'Karlar Ülkesi' filmindeki kardan adam Olaf'ın adını verdi. Albinizm, melanin pigmentinin eksikliğinden kaynaklanan kalıtsal ve nadir bir genetik durumdur ve valabilerde 100 binde bir görülür.
2 Ekim 2024

Avustralyalı pilot Jimmy Nicholson, Singapur Havayolları uçuşunda yaşanan türbülans olayını değerlendirerek, türbülansın en yoğun yaşanabileceği bölgeleri açıkladı. Nicholson, ekvator çevresindeki intertropikal yakınsama bölgesinin (ITCZ) yıl boyunca değiştiğini ve bu bölgede büyük kümülonimbus bulutlarının sıklıkla görüldüğünü belirtti. Ayrıca, Singapur Havayolları uçağının yaşadığı türbülansın ani bir düşüş değil, kontrollü bir iniş olduğunu vurguladı. Pilot, türbülansın genellikle ITCZ bölgesinde meydana geldiğini ve bu nedenle yolcuların emniyet kemerlerini bağlı tutmalarının önemini hatırlattı.
24 Mayıs 2024

Avustralya ve Şili'den bilim insanları, Şili'nin Atacama Çölü'nde bulunan teleskoplar yardımıyla 'J0529-4351' isimli, Güneş'ten 500 trilyon kat daha parlak bir kuasar keşfetti. Bu kuasar, Dünya'dan 12 milyar ışık yılı uzaklıkta bulunuyor ve merkezindeki kara deliğin kütlesi Güneş'in 17 ila 19 milyar katı olarak tespit edildi. Araştırma sonuçları Nature Astronomy dergisinde yayımlandı.
19 Şubat 2024

Baobab ağaçlarının kökeni ve yayılımı üzerine yapılan DNA çalışmaları, bu ikonik ağaçların ilk olarak 21 milyon yıl önce Madagaskar'da ortaya çıktığını ve tohumlarının okyanus akıntılarıyla Avustralya ve Afrika'ya taşınarak farklı türlere dönüştüğünü ortaya koydu. Araştırmacılar, iklim değişikliği ve ormansızlaşma nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan baobabların korunması gerektiğini vurguladı. Baobablar, yerel kültürlerle derinden iç içe geçmiş olup, binlerce yıl yaşayabilen ve kurak mevsimlerde hayatta kalabilmek için gövdelerinde su depolayabilen ağaçlardır.
16 Mayıs 2024
İşaretlediklerim