Bolu'nun Mudurnu ilçesinde, okulların ara tatilinde bir kırtasiye dükkanı ziyaret edildi. Dükkan sahibi, her hafta fiyatlarına zam yapmak zorunda kaldıklarını belirtti. Dükkanın duyurularında, fiyatların geçen haftaya göre pahalı ancak gelecek haftaya göre uygun olduğu ifade edildi. Ayrıca, zamlardan dolayı hem müşterilerin hem de dükkan sahibinin alım gücünün düştüğü ve veresiye veya indirim taleplerine karşı anlayış bekledikleri belirtildi.
5 Şubat 2024

Akif Beki, popülist bir siyasetçinin halkla olan ilişkisini aşk olarak tanımlamasını eleştiriyor. Siyasetçinin, zengin seçkinlerden alıp halka verdiklerini iddia eden ucuz halkçılığının, aslında ekonomik eşitsizlikleri derinleştirdiğini vurguluyor. İstanbul Sanayi Odası'nın İSO 500 araştırmasına göre, enflasyon ortamında patronların kârı artarken, çalışanların gelirlerinin bu artışın çok gerisinde kaldığı belirtiliyor. Son 5 yılda patronların kârının 8 kat, çalışanların ücretlerinin ise sadece 2,5 kat arttığına dikkat çekiliyor.
16 Mart 2024

Uzmanlar, Z kuşağının para dismorfisi adı verilen finansal güvensizlik eğiliminden muzdarip olduğunu belirtiyor. Finansal terapist Amanda Clayman, bu durumu kişinin kendi finansal refahı veya durumu hakkında olumsuz ve gerçekçi olmayan bir algı olarak tanımlıyor. Gençlerin maddi kaygılarla boğuştuğu ve ebeveynlerinden maddi yardım aldıkları belirtiliyor. Ayrıca, sosyal medya baskılarının ve siber ödemelerin bu durumu daha da kötüleştirdiği ifade ediliyor.
27 Temmuz 2024

Mehmet Altan, 2008 ekonomik krizi bağlamında neo-liberal politikaların kökenleri ve etkileri üzerine bir yazı kaleme aldı. Yazıda, küreselleşmenin ve neo-liberal politikaların, özellikle 1970'lerden itibaren dünya ekonomik düzenini şekillendirdiği ve 1980'lerden sonra yaygınlık kazandığı belirtiliyor. Sovyet sisteminin çöküşüyle birlikte, 1989'da John Williamson tarafından formüle edilen Washington Uzlaşısı'nın bu politikaların temelini oluşturduğu ve IMF ile Dünya Bankası'nın gelişmekte olan ülkelere bu politikaları dayattığı ifade ediliyor.
28 Mart 2024

Yusuf Kaplan, Müslümanların başlangıçta mücahit olarak yola çıktıklarını ancak zamanla müteahhit ve her şeye müsait bir hale geldiklerini belirtiyor. Batı'ya göre ve Batı'ya karşı belirlenen konumlanmaların, Müslümanları Batılıların belirlediği kurallar çerçevesinde hareket etmeye zorladığını ve bu durumun değişmesi gerektiğini savunuyor. Kaplan, ekonomik büyümeyi hedeflemenin Müslümanları sistemi dönüştürmekten uzaklaştırdığını ve öncelikle zihniyetin değişmesi gerektiğini vurguluyor.
8 Nisan 2024
İşaretlediklerim