Haziranda Meclise sunulacak olan 9. yargı paketi taslağında yer alan 'etki ajanlığı' düzenlemesi, yabancı devlet veya organizasyonların stratejik çıkarları doğrultusunda araştırma yapanların hapis cezası ile cezalandırılmasını öngörüyor. Bu düzenleme, iktidarın hoşuna gitmeyen materyalleri hazırlayan gazeteciler, akademisyenler ve STK'lerin hedef haline gelebileceği endişesini doğuruyor. Ayrıca, yurttaşların kendilerine kuşkulu sorular soranları ihbar edebileceği ve bazı meslek gruplarının 'fondaş'lıkla suçlanabileceği belirtiliyor. İstihbaratın sadece bilgi toplamakla kalmayıp, hedefi etkilemenin de bir tür ajanlık olduğu vurgulanıyor.
24 Mayıs 2024

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, etki ajanlığı yasasının geri çekildiğini açıkladı. Bu yasa, etki ajanlarının faaliyetlerini düzenlemeyi amaçlıyordu. Yasanın geri çekilmesi, muhalefet partileri ve sivil toplum kuruluşları tarafından olumlu karşılandı. Yasanın geri çekilme nedeni ve gelecekteki durumu hakkında henüz detaylı bilgi verilmedi.
13 Kasım 2024

Türkiye'de hazırlanan 9'uncu Yargı Paketi taslağı, 38 maddeden oluşuyor ve Türk Ceza Kanunu'na 'etki ajanlığı' ile ilgili yeni bir madde eklenmesi öneriliyor. Bu düzenleme, yabancı devlet veya organizasyonlar adına Türkiye'de faaliyet gösteren kişilere yönelik hapis cezası öngörüyor. Etki ajanlığı suçu işleyenler üç ila yedi yıl arasında hapis cezasına çarptırılabilirken, savaş zamanı veya stratejik kurumlarda çalışanlar için cezalar daha ağır olacak.
10 Mayıs 2024

AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, etki ajanlığı düzenlemesinin tamamen geri çekilmediğini ve ilerleyen dönemde tekrar gündeme alınacağını açıkladı. Kamuoyunda 9. yargı paketi olarak bilinen ve birçok kanunda değişiklik öngören teklifin en tartışmalı maddesi olan etki ajanlığı yasası, devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleyenlere yönelik cezaları içeriyor. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, yasanın geri çekildiğini duyurmuştu, ancak Güler, düzenlemenin muhalefetin önerileriyle tekrar ele alınacağını belirtti.
13 Kasım 2024

Meclis Adalet Komisyonu, 'etki ajanlığı' olarak bilinen casusluk faaliyetlerine yönelik cezaları ağırlaştıran bir kanun teklifini kabul etti. Bu düzenlemeye göre, yabancı devlet veya organizasyonlar lehine Türkiye'de casusluk yapanlar üç ila yedi yıl arasında hapis cezasına çarptırılacak. Suçun savaş sırasında işlenmesi veya stratejik kurumlarda görev yapanlar tarafından gerçekleştirilmesi durumunda cezalar daha da artacak. Bu değişiklikler, Türk Ceza Kanunu'na yeni maddeler eklenerek uygulanacak.
23 Ekim 2024

Mustafa Karaalioğlu, Türk Ceza Kanunu'na eklenmesi önerilen yeni bir maddenin ifade özgürlüğünü daha da kısıtlayabileceğini ele alıyor. Bu madde, devletin iç veya dış siyasal yararlarına karşı faaliyet gösterenleri 'etki ajanlığı' suçu kapsamında cezalandırmayı öngörüyor. Madde, belirsiz suç tanımlarıyla medyayı ve eleştirel sesleri hedef alabilecek şekilde tasarlanmış. Karaalioğlu, ifade özgürlüğünü kısıtlayan mevcut maddelerin kaldırılması gerektiğini savunurken, bu yeni düzenlemenin tersine bir adım olduğunu vurguluyor.
13 Mayıs 2024

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 9’uncu Yargı Paketi'nde yer alan etki ajanlığı düzenlemesi hakkında kamuoyunda yanlış bir algı oluşturulduğunu belirtti. Tunç, düzenlemenin Türkiye aleyhine çalışanların cezalandırılmasına yönelik olduğunu ve habercilerin cezalandırılacağı yönündeki algının doğru olmadığını vurguladı. Düzenlemeye göre, yabancı devlet veya organizasyonların çıkarları doğrultusunda çalışan Türk vatandaşları ve Türkiye'de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapanlar hapis cezası alacak.
26 Haziran 2024

İlhan Cihaner, Türkiye'de Anayasa tartışmalarının yeniden gündeme geldiğini ve bu tartışmaların siyasi iktidar tarafından nasıl yönlendirildiğini ele alıyor. Yazısında, AKP'nin Anayasa ve yasalarla olan ilişkisini 'İstismarcı Anayasacılık' ve 'Askıda Anayasa' gibi kavramlarla tanımlıyor. Cihaner, anayasa değişikliklerinin AKP/MHP iktidarı tarafından nasıl manipüle edildiğini ve bu süreçte muhalefetin tutumunu eleştiriyor. Ayrıca, mevcut iktidarın Erdoğan sonrası döneme hazırlık sürecinde Anayasal kazanımlarını güvence altına alma çabalarına dikkat çekiyor.
3 Mayıs 2024

CHP, kamuoyunda tepki çeken 'etki ajanlığı' düzenlemesinin 9'uncu Yargı Paketi'nden çıkarıldığını açıkladı. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, AKP grubuyla yapılan görüşmelerde bu konuda kendilerine söz verildiğini belirtti. Ancak AKP Grup Başkan Vekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, böyle bir düzenlemenin baştan beri taslakta olmadığını savundu. 9'uncu Yargı Paketi, 23 kanun ve üç kanun hükmünde kararnamede değişiklik veya düzenleme içeren 60 maddelik bir kanun teklifidir.
13 Haziran 2024

AKP Grup Başkan Vekili Özlem Zengin, etki ajanlığı düzenlemesinin her halükarda yapılacağını belirtti. Muhalefetin tepkisi üzerine torba kanun teklifinden çıkarılan düzenleme için Zengin, yeni bir düzenleme üzerinde çalıştıklarını ifade etti. Partilerin itirazlarını dikkate alarak düzenleme üzerinde tekrar çalışacaklarını ve bu düzenlemenin yapılmasının kesin olduğunu vurguladı.
21 Kasım 2024

Taha Akyol, iktidarın Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) bireysel başvurular üzerine insan hakları ihlallerini denetleme yetkisini daraltma hazırlığında olduğunu belirtiyor. Bu değişiklikle, adil yargılanma hakkı, etkin soruşturma eksikliği ve delillerin geçersizliği gibi gerekçelerle AYM'nin inceleme yapamayacağını ifade ediyor. Akyol, bu durumun Türkiye'nin hukuk devleti puanını düşüreceğini ve yalnızca yanlış kararı veren mahkemeyi değil, onaylayan Yargıtay'ı ve uygulayan Meclis'i de bağlayan AYM kararlarının önemini vurguluyor.
11 Şubat 2024

AKP hükümetleri döneminde Anayasa'nın çiğnenmesi alışkanlık haline gelmiş durumda. Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa'daki yeniden aday olmasını engelleyen hükmü çiğneyerek bir sonraki seçimde aday olma arzusunu dile getirdi. Bu durum, AKP içinden de destek görüyor. Aynı zamanda, Türk Ceza Kanunu'nun bir maddesinin Anayasa'ya aykırılığı gerekçesiyle iptal edilmesi, AKP'nin hukuk anlayışının ve muhaliflere tahammülsüzlüğünün bir örneği olarak gösteriliyor.
13 Mart 2024

TÜSİAD, Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyım atanmasının ardından yaptığı açıklamada, bu tür uygulamaların yerel yönetimlerden halkı mahrum ettiğini ve cezalandırılanın seçmenler olduğunu belirtti. Ayrıca, TBMM'de kabul edilen 'etki ajanlığı' düzenlemesinin belirsizlikler içerdiğini ve güvensiz bir ortam yaratabileceğini vurguladı. TÜSİAD, özgürlükleri daraltan düzenlemelerden kaçınılması gerektiğini ve demokrasinin güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
4 Kasım 2024

İktidar tarafından Adalet Reformu adı altında sunulan yeni yasa değişiklikleri, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuruları zorlaştırırken, 'Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi' hakkındaki, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen maddeyi daha da kesinleştirerek yeniden yürürlüğe sokuyor. Bu durum, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına rağmen gerçekleşiyor ve pek çok hukuk profesörü ile demokratik toplum örgütü tarafından eleştiriliyor.
24 Mart 2024

Türkiye'de 9. yargı paketi kapsamında, sosyal medya aracılığıyla yapılan ve Türkiye aleyhine olduğu düşünülen kara propaganda ve etki ajanlığı faaliyetlerine karşı yeni düzenlemeler getirilmesi planlanıyor. Bu düzenlemeler, sosyal medya yorumları aracılığıyla ekonomik, toplumsal ve kamu düzenini bozan faaliyetleri de içerecek şekilde genişletilmiş. Ancak, hangi faaliyetlerin bu suç kapsamına gireceği ve nasıl tanımlanacağı konusunda belirsizlikler mevcut. Bu durum, ifade özgürlüğüne müdahale endişelerini de beraberinde getiriyor.
11 Mayıs 2024

Ali Bayramoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni iktidar dönemindeki esas hedefinin, hukuk devletinin kalan parçalarını ve sistem içindeki direnç noktalarını zayıflatmak olduğunu belirtiyor. Erdoğan'ın siyasi iktidarın gücünün sınırsız olması gerektiğine inandığı ve bu nedenle hukuk devleti kurallarını, özellikle Anayasa Mahkemesini, ilk hedef olarak gördüğü ifade ediliyor. Yazıda, Anayasa Mahkemesini itibarsızlaştırma, siyasal iddialarla işlevsizleştirme ve diğer kurumların meydan okumasını sağlama gibi yöntemlerin uygulanmaya başlandığı belirtiliyor.
2 Mart 2024

Ayşenur Arslan, son yazısında Türkiye'de laiklik ilkesine yönelik tartışmaları ele alıyor. Ata Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek'in danışmanı Oğuz Uçar'ın kendisine ulaşarak, Ata Parti'nin AKP'yi laik cumhuriyet ilkelerine aykırı eylemler nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayet ettiğini bildirdiğini aktarıyor. Şikayetin, AKP'nin 2008 yılında aldığı devlet yardımının yarısının kesilmesine yol açan eylemlerine dayandığı belirtiliyor. Arslan, Türkiye'de laiklik karşıtlığının artık söylemden eyleme geçtiğini ve önümüzdeki seçimler sonrası ekonomik ve siyasi alanda büyük değişiklikler beklendiğini ifade ediyor.
10 Şubat 2024

Prof. Dr. Çağatay Güler, etki ajanlığı düzenlemesinin yasalaşmasının bilimsel çalışmaları ve işbirliklerini olumsuz etkileyeceğini belirtti. Bu düzenlemenin, bilim insanları ve araştırmacıların uluslararası işbirliklerinden kaçınmasına yol açarak bilgi alışverişini ve yeniliği engelleyebileceğini ifade etti. Ayrıca, bu tür yasaların ifade özgürlüğünü kısıtlayarak, sivil toplum örgütlerini ve bağımsız medya kuruluşlarını ajanlıkla suçlama riskini artıracağını vurguladı. Güler, bu düzenlemenin uzun vadede beyin göçüne ve ulusal kalkınmanın zayıflamasına neden olabileceğini öngördü.
9 Kasım 2024

Yusuf Ziya Cömert, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Kenan Evren döneminden kalma anayasal yetkileri kullanmaya devam ettiğini belirtiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni anayasa gündemi üzerine yorumlar yaparak, seçim sonuçlarının bu gündemi zayıflattığını ve Meclis'in demokratik olmayan tutumlar sergilediğini eleştiriyor. Özellikle, Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi gibi olayları örnek vererek, mevcut siyasi yapı ile sivil bir anayasanın nasıl mümkün olabileceğini sorguluyor.
26 Nisan 2024

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, KONDA'nın genel müdürü Bekir Ağırdır'ı 'etki ajanı' olmakla itham etti. Soylu, bir televizyon programında Ağırdır'ın Türkiye'ye her seçimde operasyon çektiğini ve uluslararası sistemin Türkiye'deki etki ajanı olduğunu iddia etti. Ayrıca, Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, Soylu'nun seçim sonuçlarını küsuratına kadar bildiğini yazdı ve Soylu'nun seçim öncesi tahminlerinin genellikle doğru çıktığını belirtti.
18 Mayıs 2023
İşaretlediklerim