Esfender Korkmaz, Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadeledeki yaklaşımını eleştirerek, hizmet enflasyonu ve gıda fiyatlarındaki artışın enflasyonun temel nedenleri olarak gösterilmesinin yanlış olduğunu belirtti. Korkmaz'a göre, enflasyon beklentilerinin yüksek olması ekonomi yönetiminin yarattığı güven sorunundan kaynaklanıyor. Ayrıca, Merkez Bankası ve ekonomi yönetiminin faizleri reel düzeye çıkarsa bile ekonomik istikrarı sağlayamayacağını, bunun için istikrar programı, IMF ile iş birliği ve demokratik, hukuki bir güven ortamının yeniden oluşturulması gerektiğini vurguladı.
24 Mart 2024

Fatih Karahan, Merkez Bankası'nın enflasyon raporunda ana hedef olarak 'dezenflasyon' belirlediğini açıkladı. Ancak, bu hedefe ulaşmak için somut adımların neler olacağı konusunda detay vermedi. Şeref Oğuz, Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadelede yetersiz kaldığını ve toplumun fiyatların daha da artacağı yönündeki genel kanaatinin, Merkez Bankası'nın faiz artırımı gibi geleneksel araçlarının etkisiz kalmasına neden olduğunu belirtiyor. Oğuz, öncelikle güvenin tesis edilmesi gerektiğini vurguluyor.
9 Şubat 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'de 2021 sonunda başlayan ve maliyet enflasyonu şeklinde ortaya çıkan yüksek enflasyonun, eksi reel faiz ve TL'den kaçış nedeniyle düşmediğini belirtiyor. Gelir dağılımındaki bozuklukların lüks tüketimi etkilemediğini, ancak genel olarak enflasyonun düşürülmesinin zor olduğunu ifade ediyor. Korkmaz, enflasyonla mücadele için başkanlık sisteminin değişmesi, demokratik ve hukuki altyapının güçlendirilmesi ve IMF ile iş birliği yapılması gerektiğini öne sürüyor.
6 Şubat 2024

Merkez Bankası'nın başkan yardımcısı, ekonomi politikaları ve uygulamaları hakkında eleştirel açıklamalarda bulundu. Ağırlıklı fonlama maliyeti, mevduat faizi, politika faizi ve faiz kur ilişkilerinin kopukluğundan bahsetti. Bu eleştirilerin, kendisini bu pozisyona atayanlara ve seçimler öncesi sorunları gizleyerek halkın gözünü boyayan Nureddin Nebati ekibine yönelik olduğu belirtildi. Hayri Kozanoğlu, bu durumu ele alarak, başkan yardımcısının şikayetlerinin adresinin yanlış olduğunu vurguladı.
20 Şubat 2024

İbrahim Kahveci, Türkiye'deki ekonomik sorunların dış güçlerin etkisi altında değil, iç politika ve yönetimdeki liyakatsizlikten kaynaklandığını iddia ediyor. Merkez Bankası Başkanlığı'nda Naci Ağbal'ın yerine Şahap Kavcıoğlu'nun getirilmesi ve Nureddin Nebati ile olan politikalar gibi örneklerle, ekonomik krizin yönetim kararlarından kaynaklandığını öne sürüyor. Kahveci, enflasyonun artışı ve döviz rezervlerinin tükenmesi gibi sorunların, akılcı olmayan politikalar ve liyakatsiz yönetim anlayışı nedeniyle yaşandığını belirtiyor.
19 Şubat 2024

İbrahim Kahveci, Mehmet Şimşek'in Hazine ve Maliye Bakanı olarak görevi Nureddin Nebati'den devraldığından bu yana geçen süreçte, Şimşek'in politikalarının Nebati'nin politikalarına benzediğini iddia etti. Kahveci, özellikle şeffaflık ve rasyonellik vaatlerinin yerine getirilmediğini, bunun yerine söylentiler ve dezenformasyonla mücadele edildiğini belirtti. Ayrıca, bu durumun kamuoyunda şeffaflık sorunu olduğuna işaret ettiğini vurguladı.
20 Mart 2024

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nda (TCMB) Hafize Gaye Erken'in yerine başkan olarak atanan Fatih Karahan, görevine başlar başlamaz enflasyonla mücadele konusunda kararlı olduklarını belirtti. Karahan, fiyat istikrarının sağlanması, dezenflasyon sürecinin devam ettirilmesi ve enflasyon hedefleriyle uyumlu seviyelere ulaşılana kadar parasal sıkılığın korunacağını ifade etti. Osman Ulagay, Karahan'ın bu ilk açıklamalarını olumlu bulmakla birlikte, enflasyonla mücadeledeki zorluklara dikkat çekerek, bu vaatlerin gerçekleşmesi konusunda uyarılarda bulunuyor.
7 Şubat 2024

İsmet Özkul, Mehmet Şimşek'in ve Nureddin Nebati'nin mali politikalarını ve bütçe dengelerini karşılaştırıyor. Özkul, her iki dönemde de bütçe açığı ve borçlanma miktarlarının arttığını, yapısal dengeler açısından büyük bir fark olmadığını belirtiyor. Ayrıca, yerel seçimler sonrası bütçe politikalarında beklenen değişikliğin mali yükü artıracağını öne sürüyor.
12 Mart 2024

İbrahim Kahveci, Diyanet'in camilerde rüşvet, devlet malını kötüye kullanma veya çalma gibi yolsuzluklardan bahsetmediğini eleştiriyor. Cemaatler ve tarikatların da bu konuda hassasiyet göstermediğini belirtiyor. Ekonomik verilerin sahte olduğunu ve vergi gelirlerinin enflasyona oranla çok daha fazla arttığını vurguluyor. Kahveci, bu durumu sahte bir cennet olarak nitelendiriyor ve insanların bu sahte cennette gerçek bir cehennem yaşadığını ifade ediyor.
29 Temmuz 2024

Şebnem Korur Fincancı, sağlıkta dönüşüm projesinin etik ve bilimsel sorunlarına dikkat çekti. Fahrettin Koca'nın projeyi tamamlamasına rağmen, sağlık sistemindeki tahribatın onarılması ve etik dışı uygulamalara karşı mücadelenin devam edeceğini vurguladı. Ayrıca, 'Türk ışını' deneyinin etnik imalarla ötekileştirme girişimlerine neden olduğunu ve bu tür uygulamaların sağlık alanında ciddi etik sorunlar yarattığını belirtti.
11 Temmuz 2024

Akif Beki, popülist bir siyasetçinin halkla olan ilişkisini aşk olarak tanımlamasını eleştiriyor. Siyasetçinin, zengin seçkinlerden alıp halka verdiklerini iddia eden ucuz halkçılığının, aslında ekonomik eşitsizlikleri derinleştirdiğini vurguluyor. İstanbul Sanayi Odası'nın İSO 500 araştırmasına göre, enflasyon ortamında patronların kârı artarken, çalışanların gelirlerinin bu artışın çok gerisinde kaldığı belirtiliyor. Son 5 yılda patronların kârının 8 kat, çalışanların ücretlerinin ise sadece 2,5 kat arttığına dikkat çekiliyor.
16 Mart 2024

Nevzat Evrim Önal, yapay zekanın işçi sınıfını ortadan kaldırmayacağını, aksine işçi sınıfının istihdam edilen kesiminin nüfusa oranını azaltacağını savunuyor. Önal, kapitalizmin temel sorununun üretim değil, pazar bulma olduğunu belirtiyor ve üretimin tamamen insansız hale gelmesi durumunda üretilen malların kime satılacağı sorusunu gündeme getiriyor. Yapay zekanın işçi sınıfını ortadan kaldırmayacağını, ancak işsizliği artırarak ekonomik çelişkileri derinleştireceğini öne sürüyor.
23 Mayıs 2024

Mehmet Altan, 2008 ekonomik krizi bağlamında neo-liberal politikaların kökenleri ve etkileri üzerine bir yazı kaleme aldı. Yazıda, küreselleşmenin ve neo-liberal politikaların, özellikle 1970'lerden itibaren dünya ekonomik düzenini şekillendirdiği ve 1980'lerden sonra yaygınlık kazandığı belirtiliyor. Sovyet sisteminin çöküşüyle birlikte, 1989'da John Williamson tarafından formüle edilen Washington Uzlaşısı'nın bu politikaların temelini oluşturduğu ve IMF ile Dünya Bankası'nın gelişmekte olan ülkelere bu politikaları dayattığı ifade ediliyor.
28 Mart 2024

Daron Acemoğlu, Simon Johnson ve James A. Robinson ile birlikte 2024 Nobel Ekonomi Ödülü'ne layık görüldü. Ödül, kurumların oluşumu ve refah üzerindeki etkileri konusundaki çalışmaları nedeniyle verildi. Acemoğlu, teşekkür mesajında demokrasinin saldırı altında olduğu zamanlardan geçildiğini belirtti ve güçlü kurumların önemine dikkat çekti. Ayrıca, yapay zeka, ekonomik eşitsizlikler ve iklim değişimi gibi konularla başa çıkmak için toplumsal mutabakatın gerekliliğini vurguladı.
18 Ekim 2024

Yusuf Kaplan, Müslümanların başlangıçta mücahit olarak yola çıktıklarını ancak zamanla müteahhit ve her şeye müsait bir hale geldiklerini belirtiyor. Batı'ya göre ve Batı'ya karşı belirlenen konumlanmaların, Müslümanları Batılıların belirlediği kurallar çerçevesinde hareket etmeye zorladığını ve bu durumun değişmesi gerektiğini savunuyor. Kaplan, ekonomik büyümeyi hedeflemenin Müslümanları sistemi dönüştürmekten uzaklaştırdığını ve öncelikle zihniyetin değişmesi gerektiğini vurguluyor.
8 Nisan 2024
İşaretlediklerim